Bu yüzden askerlik yapmak istemeyen ve bu nedenle "çürük raporu" almak isteyen eşcinsellerden "Psikoseksüel Zemin Bozukluğu Hastalığını" ispatlayabilmek için fiziksel ve psikolojik muayenenin yanı sıra hemcinsiyle ilişki halinde çekilmiş video ya da fotoğrafı istiyor.
Askere gitmek istemeyen eşcinsellerin tabi olduğu prosedürün ayrıntıları, Avrupa Birliği (AB) kapısındaki Türkiye'de insan hakları tartışmalarına yeni bir boyut getirebilecek nitelikte.
Türkiye'de eşcinselliği tek tanıyan kurum olan ordu, eşcinselliği "Psiko Seksüel Bozukluk Hastalığı" olarak tanımlarken, askerlikten muaf olmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir eşcinsel için uzun soluklu bir ispat etme mücadelesi başlıyor. "Alenen eşcinsel olanlar askerlik yapamaz" ibaresine yer aldığı askeri prosedüre dayanarak "ben askerlik yapmak istemiyorum" diyen eşcinseller öncellikle psikolog denetiminde birtakım testlerden geçiyor.
Hasta teşhisi konuluyor!
Testlerin kabul edilmemesi durumunda ise ikinci aşama olarak askeri hastanelerde psikiyatri servisine yatırılıyor. Bir diğer yöntem ise "anüs muayenesi". Bütün bu incelemeler sonucunda eşcinsel olduğunu ispatlayamayanlardan ise hemcinsiyle ilişki halinde çekilmiş fotoğraf ve video görüntüleri istenebiliyor.
Askeri çevrelerin verdiği bilgilere göre askere alım işleminde eşcinsel olduğunu beyan edenler, askeri hastanelerin psikiyatri servisine sevk ediliyor ve "psikoseksûel zeminde bozukluk" teşhisiyle "Çürük raporu" alarak askerlik yapmıyor. Ancak, askeri yasalarda prosedürün nasıl işleyeceğine yönelik yazılı bir hüküm bulunmuyor.
Yaşadıklarım anlatıyor
İzmirli A.D., eşcinselliğini kanıtlamak için erkek arkadaşı ile ilişki esnasında çekilmiş resimlerini vermek zorunda kaldı. A.D. yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Askerlik celbim geldiği için Ege Ordu Komutanlığı'na bağlı askerlik şubesine başvurarak eşcinsel olduğumu ispat ederek "çürük raporu" almak istediğimi söyledim."
"Bana birtakım testler yapmam gerektiğini söyleyerek askeri hastaneye gönderdiler. Hastaneye giderken onları ikna edebilmek için dar giysiler ve makyajla daha feminen olmaya çalıştım. Burada çok eskiden kalma birtakım testler uygulandı. Sonra bana testlerde anormal bir durum olmadığını, eşcinselliğimi ispatlamak için erkek arkadaşımla ilişki halinde çekilmiş fotoğraflarımı getirmemi istediler. Tanıdığım bir arkadaşımdan fotoğraflarımızı çekmesini istedim."
"Cinsel yönelimi mi, hem de 'hasta' olduğum raporu alabilmek için bu kadar çirkince ispatlamaya çalıştığım için kendimi asla affetmeyeceğim. Sonunda fotoğrafları aldıklarında emin oldular ve ,'çürük raporu' verdiler." .
Daha ağırını yaşayanlar var
Lambda Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi'nden Deniz Yıldız 20 günde 3 hastane dolaşarak "çürük" olduğunu ispatlamaya çalışmış. Yıldız da başından geçenleri şöyle anlatıyor:
"Her hastanenin hatta her doktorun eşcinsellere bakış açısı ve insafına bırakılan bir uygulama var. Prosedürlerde birkaç test dışında uygulama açık değil. Doğum yerim olan Gemlik'te askerlik şubesine giderek eşcinsel olduğum için askere gitmek istemediğimi söyledim. Dört hastane dolaştım ve eşcinselliğimi belgeleyecek donanımları olmadığı gerekçesi ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne sevk edildim."
"Burada yıllar öncesinden kalma ve doğruluğu konusunda çeşitli şüpheler bulunan Minesota Kişilik Envanteri ile QS testi (Cinsel yönelimi tespit etmek için kullanılan bir yöntem) uygulandı. Yine 'Hiç kadın kılığına girmeyi hayal etin mi?', 'Hiç etek giydin mi?', 'Para karşılığı erkeklerle beraber oldun mu?' gibi ilginç sorular yöneltildi. Yaptıkları testlerden oluşturduğum dosyayla heyet karşısına çıktım."
"Yaklaşık 20 gün boyunca hastane hastane dolaşarak eşcinsel olduğumu ispatlamaya çalıştım. Bir de üstüne üstlük 'Çürük' ya da 'Psikoseksüel Zeminde Bozukluk' raporu aldım. Tabii benim karşılaştığım muamele, Lambda'ya yapılan başvurulardan bildiğim kadarıyla en hafifiydi. Türkiye'nin imza attığı insan hakları sözleşmelerin hiçbirine sığdırılamayacak ağır bir insan hakkı ihlali.
"Kabul etmek zorunda kaldılar"
Üniversite öğrencisi Kadir Yılmaz "hasta" ya da "çürük raporu" almamak için istemediği halde askere gideceğini söylüyor:
"Askeriye eşcinselliği bir hastalık olarak tanımlıyor. Nasıl ki kol ya da bacağı sakat olan, gözü ileri derecede görmeyen ya da farklı rahatsızlıklarından dolayı çürük raporu alabilen askere gidemiyorsa, eşcinsellik de bir hastalık olarak tanımlanıyor ve askere alınmıyor."
"Eşcinsellerin birçoğunda askere gitmeme istemi, hastalık olarak kabul edilmeyi beraberinde getiriyor. Birçok arkadaşım kendisinin 'psikoseksül bozukluk hastalığı' ya da 'çürük' olarak tanımlandığının farkında olmasına rağmen salt askerlik kurumuna karşı olduğu için bu durumu kabul etmek zorunda kaldı. Ben şu anda öğrenci olduğum için birkaç yıl daha vaktim var; ancak böylesi bir durum er-geç benim başıma da gelecek."
"Düzenin kendi çürüklüğü"
Bu uygulamalara karşı vicdani ret hakkını kullanan Mehmet Tarhan ise tanıdığı eşcinseller arasında askere gitmek isteyenlerin de olduğunu belirterek, şunları ifade ediyor:
"Benim reddim sadece eşcinselliğimden kaynaklı değil; yaşadığım koşullarla da bağlantılı uzun bir süreç oldu. 1996 yılında memur olarak Lice'ye gittim ve daha çok gençtim. Savaşın ağır koşullarının insanlara neler kaybettirdiğini gördüm. Tabii bu arada bir diğer neden de eşcinsel olmam nedeniyle 'hak' olarak sunulan 'çürük raporunu' ise militer düzenin kendi çürüklüğü olarak algıladım."
"Düşünün bir bakkala gittiniz, bir paket sigara istediniz, bakkal 'sen eşcinselsin sana sigara vermiyorum' dediğinde, 'sen bilirsin zaten sigara da sağlığa zararlıdır' mı demek gerekiyor? Yoksa bakkala, 'cinsel kimliğimden dolayı sigara vermeme hakkını sana kim veriyor?' demek mi gerekir. Belki çok uç bir örnek ama sonuçta aynı şey; askere gidiyorsun ve karşına birileri çıkıp 'sen çürüksün, bunu yapamazsın' diyor. Bura da 'ben de zaten anti-militaristim' demek herhalde doğru olmaz, aynı zamanda o çürük diyen mantığa da bakmak gerekir."
Avrupa'da beyan yeterli
Türkiye'de insanlık onuruna yakışmayan bir biçimde eşcinsellerin bu yönelimlerini ispatlamaları istenirken, AB üyesi ülkelerde, kişinin eşcinsel olduğunu beyan etmesinden sonra kısa bir psikolojik test uygulanıyor ve bilimsel olarak yapılan bu testten sonra kişinin askere alınıp, alınmayacağına karar veriliyor. (FK/YS)