AIDS'in bir "eşcinsel hastalığı olmadığına" dikkat çeken Erol, "dünyada bu hastalığın çoğunlukla kadınlar, çocuklar ve evli erkeklerde bulunduğunu" vurguladı.
Yönergenin, "toplumda eşcinsellere karşı var olan ön yargıları daha da pekiştireceğini" belirten Erol, "Tüm eşcinsel çalışanlar, kendilerini mağdur edecek bu tür uygulamalara karşı en kısa zamanda örgütlenmeliler" diye konuştu.
"Yönerge, demokrasi ve insan haklarına aykırı"
"Bir insanın, sadece eşcinsel olduğu için herhangi bir işi yapamıyor olması, sadece bizim açımızdan değil, demokrasi ve insan hakları açısından kabul edilemez. Toplumun diğer bireyleri de bunu kabul etmemelidir" diyen Erol, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Türkiye'deki mevzuatlarla ilgili bir sorun bu. Bir şekilde toplumsal yargılardan ve ideolojik yaklaşımlardan hareketle bu tür mevzuatlar oluşturuluyor. Ne zaman, nasıl ortaya çıktığı da zamanla unutuluyor.
* Eşcinseller, fuhuş yapan travesti ve transseksüeller ya da medyada görülen birkaç karikatürize tipten ibaretmiş gibi görülüyor. Oysa hayatın her alanında kadın ve erkek eşcinselliği var.
"Bir yerden dur demezsek daha çok üzerimize gelecekler"
* Biz eşcinseller olarak, iş yerlerimizde bir sendikal hareket içinde yer alarak bu tip uygulamalara karşı örgütlenmeliyiz. Çünkü bir yerde dur denmezsek, bu tip uygulamalar zincirleme olarak gidecek ve zamanla kapsamını daha da genişletecek.
* Koas GL olarak 23-24 Mayıs'ta yaptığımız sempozyumdaki tartışma konularından biri de, çalışma hayıtındaki eşcinsel işçi ve memurların sorunlarıydı. Yapılan oturumda yaşanan sorunlarla sendikalar arasında bir bağlantı kurulmaya da çalışıldı. Belki de o oturum, böyle bir örgütlenme için ilk adım olacak.
"Üçüncü cins değiliz"
Erol ayrıca, dün (Perşembe) Hürriyet Gazetesi'nde yer alan "3. Cinsiyete Meclis Onayı" başlıklı haberini de "çarpıtıldığı" gerekçesiyle protesto etti.
"Kadın ve erkek olmak üzere iki cinsiyet vardır. Eşcinseller üçüncü bir cins değil, bir cinsel yönelimdir" diyen Erol, şunları söyledi:
* Hürriyet Gazetesi bu haberi, sanki olumlu bir gelişmeyi müjdeliyormuş gibi vermiş. Ama insanların kafasındaki önyargıyı destekleyecek bir başlık ve resim kullanmış.
* Üstelik haberde, eşcinsellerin "cinsiyeti belirsiz olarak" tanınacakları söyleniyor. Oysa uygulama, travesti ve operasyon geçirmemiş transseksüelleri kapsıyor.
* Herkesin bildiği gibi "erkek" ve "kadın" olmak üzere iki cinsiyet vardır. Eğer mesele cinsiyetse, üçüncü bir cinsiyet yoktur ve haliyle eşcinseller de cinsiyet itibariyle kadın eşcinsel ya da erkek eşcinseldir.
"Kaynak aynı, haberler farklı"
* Aynı haberi, Radikal Gazetesi doğru aktarmış, ama aynı kaynaktan alınan Hürriyet Gazetesi'ndeki haberde, doğru kısım çarpıtılmış.
* Ayrıca kastedilen, travesti ve operasyon geçirmemiş transseksüeller olsa bile "cinsiyet" belirsiz değildir. Ama mesele "görüntü" ve nüfus belgesi ise "cinsiyeti belirsiz" tanımlaması gerek görülmüş olabilir.
* Hürriyet, haberin teknik kısmı ile yetinmemiş, şimdiye kadarki tüm önyargıları ve çarpık algıları yeniden sunmuş. Haberde kullandığı iki erkeğin cinsiyetinin belirsiz olduğunu dünyada kim söyleyebilir.
* Üstelik erkeklik ideolojisine de uyan iki tane güçlü kuvvetli, kaslı erkek... Malum kadın "ikinci cins" olduğuna göre, resimdeki iki insan da "birinci cins" olsa gerek.
* Aslında haberdeki resmi düşünürsek ilerleme bile var diyebiliriz. Daha önce eşcinseller söz konusu olduğunda yarısı erkek yarısı kadın şeklinde garip bir resim kullanılırdı!
* Aslında Hürriyet'in, "eşcinseller tanındı" şeklinde olumlu bir haber verme gayreti, yılların önyargısı ve bilgi eksikliğinden eşcinsellere yönelik soru işaretlerini yeniden üretiyor. (GE/BB/NK)