Batman’da kayyım atamasının bugün 4’üncü günü. Gülistan Sönük, 31 Mart'ta gerçekleşen yerel seçimlerde Batman Belediye Eş Başkanı seçildi. Aday olduğu süreçte “Batman’da bir kadın kazanamaz”, “Kadınların hangi renk çarşaf giyeceğine karışmayacağız” diyen iki ayrı erkek gruba karşın 32 yaşındaki Sönük, yüzde 64,52 oyla Türkiye’nin en yüksek oy ile seçim kazanan kadın adayı oldu. Sönük’ün seçimi kazandığı gün Batman’daydık. Kürsü de halkın seçilmiş eşbaşkanı ve binlerce insan hep bir ağızdan “jin jiyan azadî” sloganı atıyordu.
6 ay sonra HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu çok sayıda HDP'li siyasetçinin tutuklandığı tarihin 8’inci yıl dönümünde 4 Kasım günü Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediyesi'ne, kayyım olarak atandı. Vali Ekrem Canalp, belediyeye koruma ordusuyla gelirken, bina önü polis bariyerleriyle kapatıldı.
Seçilmiş belediye eşbaşkanı Gülistan Sönük ve binlerce insan belediyenin önünde toplandı.
İlk gün Sönük’ün ve halkın öfkesini yüzlerinden okumak mümkündü. Gelen Batmanlılar arasında 7’den 70’e her yaş grubundan insan vardı. İnsanlar 31 Mart’ta “jin jiyan azadî” şiarıyla seçtiği eşbaşkanını yine bu sloganı atarak savunuyordu.
“Kayyım ve ordusu yine belediyede”
Kaldırımda oturan 60 yaşındaki Ayşe polisleri işaret ederek arkadaşına, “Kayyım, bunlar olmadan buraya gelemezdi, korkak çıksın suratımıza konuşsun” diyordu.
Konuşmak için yanına gittiğimiz de Ayşe her kayyım atamasında belediyenin önüne geldiğini söyledi ve devam etti: “Bak kızım ilk kayyımda çocuklarım işten atıldı 4 çocuğumdan 3’ü bir an da işsiz kaldı ve yurtdışına gitti. Şimdi ben ve bir evladım buradayız. Bir umut dedim ki, evlat özlemi çektim ama seneler sonra yine belediye bizim oldu. Eziyet çektik ama zafer bizim oldu. Sonra yine bir sabah uyandık kayyım ve ordusu belediyede. Biz yine burada, bu kaldırımda.”
Belediye önünde bekleyiş zaman zaman şarkı ve sloganlar ile sürerken zaman zaman bazı kadınlar belediyenin önünde bekleyen polislere ‘utanmıyor musunuz?’ diye çıkışmalarıyla devam etti.
Belediyenin önüne ilerleyen saatlerde DEM Partili ve DBP yetkililerde geldi. Burada açıklama yaparken halk “kayyım pencereden bakma çık dışarı bizimle yüzleş” derken olanları izleyen yaşlı bir erkek, “Bak çek şunu çek! Kayyım belediyenin içinde, seçimle haklarını kullananlar kapının önünde. Hiç utanmıyor, hiç Allah’tan korkmuyor” diye söylendi.
Kayyımın ilk günü kitleye polis müdahale etti. Onlarca insanı darp ederek gözaltına aldı. Ve belediyeye giden Atatürk Bulvarı’nını TOMA’lar, bariyerler ile kapattı. Bütün müdahalelerin ardından Gülistan Sönük mahallerin sokaklarına girerek halkı bir diğer gün iradelerini savunmaları için belediyeye çağırdı. Sönük, mahalle aralarındaki her kahvehaneye girdi. Neredeyse dolaştığı her yerde tanınıyordu. Kahvehanelerde kadın yoktu fakat okey oynayan onlarca erkek Sönük’ün çağrısına kulak kabarttı, pür dikkat dinledi, destek verdi, kayyıma beddua etti. Gece boyu şehrin birçok sokağında protestolar devam etti.
“Bunlarda amma cengâvermiş”
İkinci gün Batman, hem dayanışmaya gelen ziyaretçileriyle hem de direnen kitlesiyle epey hareketliydi. Sık sık çalan şarkılardan olan ‘Batmana Kurda ye’ydi.
Gülistan Caddesi’nde bekleyiş sürerken beyaz tülbentli birçok kadın banklarda, kaldırımlarda oturuyordu. Hem yorgun, hem dirençli hem de öfkeli olan bu kadınlar ile konuştuğumuzda hayatlarını bu ve benzeri direnişler ve mücadeleler ile geçirmiş olmaları ortak noktaları oluyordu.
Kadınlardan Yüksel bir önceki gün polis müdahalesi sırasında tazyikli suya maruz kaldığını söyledi. Yüksel, “Ben 68 yaşındayım hayatım bu mücadelenin içinde barış istemekle geçti. Ama gelin görün ki bize reva görülen işkence, kayyım ve bu polis ordusu” dedi ve ekledi: “Taş olsa çatlar ama Kürtler halen bir umuttur bekliyor.”
Saatler sonra birçok siyasetçi ve parti temsilcisi Batman’a gelip gitti. Aynı gün İstanbul’dan Feminist Dayanışma grubu geldi. Onlara Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata da eşlik etti. Şunu söylemek gerekir ki bu iki ismi neredeyse genç, yaşlı bütün kadınlar tanıyor.
Tuncel ve Akat’la fotoğraf çekmek için bekleyişte olan bir genç kadınla konuşuyoruz. Hicran,19 yaşında üniversiteye hazırlanıyor. Dershaneden çıkıp ‘Halk Lokantası’nda yemek yediğini, temiz ve ucuz yemeğe orada erişebildiğini söylüyor. Tuncel ve Akat’ı kadın hareketini okuyarak tanıdığını söyleyen Hicran, “Sebahat Tuncel, Ayla Akat’ın direnişi biz kadınlara miras kaldı. Senelerce hapiste kaldılar, şimdi yine burada direnişteler. Bugün de onlardan aldığımız bu gücü Gülistan Başkanımızı savunarak göstereceğiz” bunu dedikten hemen sonra Akat’ın yanına koşarak fotoğraf çekip sarıldı.
İlerleyen saatlerde müdahaleler yine başladı İstanbul’dan gelen feministler, birçok siyasetçi ve kadın şiddet gördü. Beyaz tülbentli kadınlar müdahale sırasında İstanbul’dan gelen kadınları Kürtçe “misafirleri koruyun”, “onlar İstanbul’dan geldi, buraya alışık değil” diyerek korumaya çalışırken feminist kadınlar ise şiddet gören her çocuk ve kadın için polise karşı direndi. Hatta öyle ki yaşlı kadınlardan biri müdahale sonrası gülümseyerek “Bunlarda amma cengâvermiş” dedi.
“Jin jiyan azadî”
Kayyımın üçüncü günü (dün), halk Gülistan Sönük ve Keskin Bayındır’ın çağrısına binaen tekrar Gülistan Caddesi’nde buluştu. Büyük bir hoparlörden çalan şarkılara eşlik eden kitleden bazıları halay çekiyor, bazıları taş atıyor, bazıları ise taş atanlara kızıyor. Ara ara polis anonslarına karşın kitlenin sloganları yükselirken ara ara Barış Anneleri mikrofonu alıp zılgıt çekiyor. Kitle dağınık görünse de aslında kendi içinde herkesi temsil ediyor.
Direnenler yorulduğunda Gülistan Sönük, mikrofonu eline alıyor onun sesi onlara güç veriyor olmalı ki bankalarda oturanlar kalkıyor, arkadaşlarıyla sohbet edenler dikkat kesiliyor. Yine öyle bir an da Sönük, mikrofonla direnenleri selamlayıp Çetin Temel’in seslendirmesiyle aklımıza kazınan o meşhur şiiri okumaya başladı:
“Hûnê me qir bikin? Xwelî li serê we be! Piştî mirinê jî em nahêlin hûn welatê me ji xwe re bikin mal, em rê nadin hûn goştê me bixwin wek qirereşk û qertal!”
Kitlenin içerisinde farklı farklı maskeler var. Kayyıma karşı direnen sivil halk, beyaz maske, puşi, Batman maskesi ya da benzer şeylerle yüzünü kapatmış. Sivil polis ise siyah maske, şapka ve gözlükle karşıda bekleyişte.
DEM Partili milletvekilleri Sabahat Erdoğan Sarıtaş, Ceylan Akça ve Zeynep Oduncu ise polisin günlerdir darp ile gözaltılarına karşın sürekli etrafı kolaçan ediyor.
Gözlerine sarı yeşil kırmızı bir far süren kadın dikkatimizi çekti fotoğrafını çekmek isteyince de biraz konuşma şansımız oldu. 22 yaşındaki bu kadın Gülistan Sönük’ün iradesine hayran olduğunu belirterek şöyle devam etti:“Gülistan Başkan seçim boyunca ev ev, mahalle mahalle dolaştı. Herkese ama herkese kendini tanıttı. Bugün kaç belediye başkanı yanında koruma olmadan mahalle mahalle dolaşabilir? Kürdistan’dakiler dolaşır çünkü onların güvencesi halktır. Halkın güvencesi de iradesidir. Gülistan Başkan seçim boyunca hem Hüdapar’a karşı savaştı, hem de eşbaşkanlığı tanımayan erkeklere karşı. Bugün eşbaşkanlık nasıl biz kadınların mor çizgisiyse belediyelerde bizim kırmızı çizgimizdir. İktidar hem kadınları hem de Kürt halkını hafife aldı senelerce. Ama biz onların sonu olacağız.”
Gün yine kolluk müdahalesi ve protestolar ile devam etti. Protestolar sırasında 5 slogandan 3’ü “jin jiyan azadî” sloganıydı. Sönük’ün 5 kişiden 3’ünün oyunu almasıyla eş değerdi. İşte o 3’ler hem alanda slogan atıyor hem direniyordu. Polisin en sert müdahalede bulunduğu anlarda bile 10 yaşındaki çocuklar tazyikli su yerken “jin jiyan azadî” sloganını ağızlarından düşürmediler.
Batman’ın ilk resmi kadın belediye başkanı olan ve Türkiye çapında rekor oy alarak seçilen Gülistan Sönük, 4 gündür sokaklarda halkla beraber direniyor. O sırada kayyım ise belediye sayfasından Kürtçe’yi kaldırmakla ve seçilmişlerin bugüne kadar yaptığı tüm çalışmaları silmekle meşguldü.
(ED)