Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, Şırnak’ın Silopi ilçesinde yaptığı görüşmeleri ve gözlemlerini bianet ile paylaştı. Kürkçü, halkın bir an önce çözümün gerçekleşmesini talep ettiğini, endişeli ve kızgın bir bekleyişte olduğunu ifade etti.
“İlçede görüştüğümüz insanlar, herkes barışın gelmesini istiyor. Samimiyetle, ‘Sadece kendi evladımız değil, asker de polis de ölmesin’ diyorlar. Çözüm yönünde inisiyatif bekliyorlar.”
Yetkililerin kapıları kapalı
Silopi’deki polis saldırısı sırasında Hamdin Ulaş (58), Mehmet Hıdır Tanboğa (17) ve Kamuran Bilin (27) isimli siviller hayatını kaybetti; polisin silahından çıkan kurşunla yaralananların tedavisi sürüyor. Ayrıca ilçede gözaltına alınan herkes işkenceye maruz kaldı.
HDP Şırnak vekillerinin yaptığı incelemenin ardından bugün de Kürkçü ile birlikte HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca, Mardin Milletvekili Erol Dora’dan oluşan heyet ilçeye giderek taziyelerde bulundu, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve belediye görevlileriyle görüştü.
Kürkçü, devlet yetkilileriyle de görüşmeyi talep ettiklerini ancak olumsuz yanıt aldıklarını dile getirdi.
Devletin tek tezahürü polis
Kürkçü, Silopi’deki gözlemlerini ve halkın taleplerini şöyle anlattı:
“Halk saldırılardan çok mağdur edilmiş, özellikle Zap mahallesinde evler delik deşik. İnsanları zalimce ambulanslarda bile kurşuna dizmişler.”
“Devlet buradan sosyal anlamda çekilmiş durumda, sadece zor gücü var. Kaymakam tüm yönetimin Vali’de olduğunu belirtmiş, Vali ise kimseyle görüşmüyor.”
Gözaltına alınanlara işkence
İlçede polis saldırısının ardından gözaltın alınanların ciddi işkenceye uğradığı yönündeki anlatımlarıyla ilgili de şunları söyledi:
“Gözaltına alınan hemen herkese ‘anlatılamayacak, insan onuruna aykırı’ diye tanımladıkları işkenceler yapıldığını anlattılar. Herkese ayrımsız işkence yapılmış. Ancak halk ölümlerin yanında işkenceden bahsetmek bile istemiyor.”
Özyönetime karşı devlet şiddeti
“Devlet ve halkın her türlü manevi bağı kopmuş durumda” diyen Kürkçü, devletin şiddetli saldırısının ardından yatanları da şöyle açıklıyor:
“Halk ve devlet sahipleri arasında kurulmuş olan patronaj ilişkisi yıkılmış durumda. Devletin halka ulaşabileceği toplumsal, kültürel, politik bir araç yok. Tek araç devletin zor gücü. O yüzden devlet halka yaklaşmak bakımından son derece çaresiz, sadece şiddet uyguluyor.”
“Şiddetin arkasındaki asıl amaç, halkın özyönetimini inşa korkusu.”
“Özyönetim, özerklik olarak anlaşıldı ancak burada devletin sunmadığı kamu hizmetini halk kendisi kuruyor. Yolunu kendi yapıyor, elektriğini kendisi tamir ediyor. Çünkü devletin tek sunduğu şey silahlı şiddet. Halk da bu kamu hizmeti boşluğunu dolduruyor.”
“Bunu da devletin boşluğunu onarmak olarak tanımlıyorlar. Halkın hakikaten sosyal olanı kurmaya ihtiyacı var. Burada kendi işini görme, kendini yönetme iradesi var. Bu iradeye tahammül edemeyen devlet de saldırıyor. Saldırıların ardındaki genel maksat, halka boyun eğdirmek.” (AS)