Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonları adı altında, 2009'dan bu yana 7748 kişinin gözaltına alınmasını; 3895 kişininse "gelecekte dava tarihleri belirlenmeksizin" gözaltında tutulmasını ve tutuklamasını protesto etmek amacıyla internet üzerinden uluslararası katılıma açık bir imza kampanyası başlatıldı.
Aralarında Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlileri Edhem Eldem, Zeynep Gambetti, Murat Akan, Zeynep Kadirbeyoglu ve Nazan Üstündağ'ın, Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayça Çubukçu'nun, Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Fatma Ülgen'in, gazeteci yazar Emine Uşaklıgil'in, ve yazar Ahmet Nesin'in de yer aldığı yurtiçi ve yurtdışından birçok akademisyen, gazeteci, yazar, araştırmacı ve öğrenci dilekçeye imzasını attı. Bu haberi hazırladığımız gün (31 Ekim), dilekçeyi imzalayan 801 kişi bulunuyordu.
Dilekçede akademisyen Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu'nun da son olarak gerçekleştirilen "KCK operasyonları" kapsamında gözaltına alındığına değiniliyor. Ayrıca çevirmen araştırmacı Ayşe Berktay'ın da ekim ayındaki operasyonlardan sonra tutuklandığına değinilmiş. Bu kişilerin, "operasyonlar vasıtasıyla sesleri kısılan binlerce kişiden" yalnızca üçü olduğunun da altı çiziliyor.
Operasyonlarla bir korku atmosferi yaratıldığı belirtilen dilekçede şunlar dile getiriliyor:
* Uluslararası toplum, Başbakan Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin geçtiğimiz iki yıldır Türkiye'de devam ettirdiği sözde "KCK operasyonları"na şu ana dek ilgisiz kaldı. "Terörle mücadele" kisvesi altında Erdoğan hükümeti, yargı, polis ve medyayı Türkiye'deki Kürt vatandaşların hak taleplerini destekleyen sivil aktivizmi cezalandırmak için kullanıyor. "KCK operasyonları" özellikle aktivistler arasında korku yaymak, toplumdaki fikir muhalefetini sessizleştirmek ve gerçekleştirilen keyfi gözaltıları normalleştirmek için tertiplenmiştir.
* Seçimle gelmiş belediye başkanlarının, entelektüellerin, sivil örgütlerin üyelerinin, gazetecilerin, üniversite öğrencilerinin, araştırmacıların ve akademisyenlerin hepsi bu zalim tutuma maruz kalmıştır.
* Gittikçe kötüleşen politik ortamda, Türk hükümetlerinin Kürt sorununu ele almasının keyfi ve otoriter karakterinin gün yüzüne çıkarılması acil bir görev haline geldi. Türkiye'de yaşayan herhangi bir vatandaşın Erdoğan hükümeti, yargı ve polis tarafından hedef alınabileceği bu zamanda; bu haberlerin yayılması ve uluslararası baskının yaratılması için yurtdışındaki arkadaşlarımız sesleniyoruz.
* Toplumsal korkunun, paranoyanın ve otoriter politikaların bulunduğu mevcut koşullarda asla barışa ulaşılamaz. Türk hükümetinin, "KCK operasyonları"nın bir parçası olarak gözaltına alınmış ve tutuklanmış kişileri serbest bırakması için baskı yapmak amacıyla ve Erdoğan hükümetinin sivil çabaları bastırmayı sonlandıracak dürüst vaatlerde bulunmasını sağlamak için lütfen bu dilekçeyi imzalayın. (IK/HK)
* Dilekçe'nin orijinali için tıklayın.
** İmzalayanların listesi için tıklayın.