"Türkiye-Ermenistan İlişkileri: Bir Kısır Döngü" kitabının yazarı Aybars Görgülü, ilişkilerin oluşturulması ve geliştirilmesine dair protokolleri onaylanmasına dair iki ülkenin ortak kararının, yıl sonuna kadar Türkiye-Ermenistan sınırının açılması anlamına geldiğini söylüyor.
İki ülkenin ve arabuluculuğu üstlenen İsviçre, ortak bir açıklamayla, "Diplomatik İlişkilerin Tesisi" ve "İkili İlişkilerin Geliştirilmesi" protokollerinin onaylanıp uygulanmasına dair karar aldıklarını dün (31 Ağustos) akşam saatlerinde duyurdu.
Buna göre iki ülke altı hafta boyunca protokollerle ilgili iç görüşmelerini sürdürecek, protokollerin parlamentolarda onaylanmasının ardından da uygulama başlayacak.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) Dış Politika Program Sorumlusu da olan Görgülü'nün verdiği bilgiye göre, onaydan iki ay sonra, uygulama süreci başlayacak.
Diplomatik ilişkilerle ilgili protokolün yapılacaklar listesindeki en somut maddenin sınırın açılması olduğunu vurgulayan Güçlü, "Sınırın açılmasının teknik gereklilikleri de olacaktır. Özellikle gümrük düzenlemeleri gibi. Yıl sonundan önce açılacağını düşünüyorum" diyor.
Sınırın açılması, kara ulaşımı, taşımacılığının da önünün açılması anlamına geliyor.
"Ermenistan ortak sınırı tanımış olacak"
Görgülü, bu adımla, Ermenistan'ın Türkiye'ye ortak sınırı tanımış ve bunu bildirmiş olacağına da işaret ediyor, "Bundan sonra, iki ülke arasında komşuluk ilişkilerinin oluşmasını ve sorunların yavaş yavaş çözülmesini bekleyebiliriz" diyor.
"Sınırın açılması Ermenistan için çok önemli"
Türkiye'de Kars, Ermenistan'da Gümrü'de olan, bir de demiryolu hattı barındıran Alican sınır kapısının açılmasının, özellikle Ermenistan için çok önemli olduğunu söyleyen Görgülü "Ermenistan'ın Batı'ya olan kapısı Türkiye. Kuzeye açılan kapıları sorunlu, istikrarlı değil. Rusya-Gürcistan savaşını düşünün. Sınır açıldığında, bu Ermenistan'ın Batı'ya doğru, Avrupa Birliği'yle ilişkiler anlamında da nefes kapısı olacak. Bölgedeki enerji projelerine dahil olması da mümkün. Ermenistan yoksul ve küçük bir ülke. Sınır kasabaları özelikle yoksul. Oralar da canlanacaktır" diye konuşuyor.
Yaklaşık 3 milyon nüfuslu, 30 bin kilometrekarelik Ermenistan'ın Dünya Bankası 2007 verilerine göre kişi başı yıllık geliri 2.640 dolardı.
"Soykırım" sorununun çözümününse zamana yayılacağını, halkların iletişimiyle uzun vadede çözülebileceğini düşünen Görgülü, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorunununsa, ikili ilişkileri çok etkilemeyeceği kanısında.
"Türkiye bu süreçte Azerbaycan'ı bire bir bilgilendirerek ilerliyor. Dolayısıyla Azerbaycan'ın gelişmelerden bihaber olması düşünülemez. Azerbaycan'ın sert tepkisi olursa, bu daha çok kendi iç kamuoyuna yönelik bir hareket olabilir. Protokolde Karabağ sorunun çözümü için ortak çalışma da yer alıyor, ama pratikte ne yapılacağı yazılı değil."
"Şahinler 'ne kazandık' diye soracak"
Görgülü'ye göre bu protokoller, daha çok Ermenistan için yararlı. "Türkiye'deki şahin kanattan siyasetçiler, 'Peki biz ne kazandık' diye eleştirmeye başlayacaklardır" diyor. (TK)