Hayganuş Mark'ı, Melisa Bilal, Delal Dink, Arusyak Koç, Neda Bebiroğlu, Belinda Mumcu, Sarem Külegeç, Lerna Ekmekçioğlu'nun 2000 8 Mart'ında hazırladıkları İki Öncü Ermeni Kadını: Hayganuş Mark, Zabel Asadur başlıklı çalışmadan aktarmaya çalışacağız:
Hayganuş Mark
1885'de İstanbul'da doğdu. Babası Vanlı Markar annesi İstanbullu Yebrakse Topuzyandı. Soyadı kanununun çıkmasıyla birlikte Markar'ın kısaltılmışı olan Mark soyadını alır.
Feminizmin ilk özgürleştirici ışıklarını yakan kişi olarak annesini gösteren Mark annesi Yebrakse sayesinde okula gider.
Esayan Ermeni Lisesi'nin son sınıfındayken Ermeni dilbilimci Hagop Kurken'in dikkatini çeker ve beş yıl boyunca kendisinden Ermenice dersleri alır.
Yedikule Ermeni Hastanesi Yetimhanesi'nde dört yıl boyunca yardımcı öğretmenlik yapar.
Ermenice harflerle Türkçe basılan Manzume-i Efkar dergisinde ilk yazısı yayımlanır. Bu yazısı üzerine dönemin dergi ve gazetelerinden olan, Pürag, Hanrakidag, Püzantion ve Panaser'den yazı teklifleri alır.
Hayganuş Mark, Masis dergisinin düzenlediği şiir yarışmasında ikinciliğe layık görüldüğünde henüz 20 yaşında bile değildir.
Dzağig (Çiçek): Haftalık kadın dergisi
1905'te ilk yayıncılık denemesini gerçekleştirir ve Dzağig (Çiçek) adlı haftalık kadın dergisini kurar. Fransa'daki feminist akımlardan haberdardır ve bu derginin, sadece kadınlarla ve kadınlar için çıkmasını ister. O devirde bu gibi işlerde çalışan kadınların azlığından dergide erkekler de çalışır. Ama hepsi kadın isimleriyle imzalar yazılarını.
Bu arada Hayganuş Mark Manzume-i Efkar dergisinin yayın yönetmeni Vahan Toşigyanla evlenmiş, yetimhanedeki işini bırakmıştır.
Dergi iki yıl boyunca aralıksız yayım hayatını sürdürür. Ancak Mark'ın eşiyle İzmir'e gitmeye karar vermesi üzerine dergi kapanır. İzmir'de çıkartılan Arşaluys (Şafak) ve Arevelk (Doğu) dergilerinde kadın sayfaları hazırlayarak Dzağig dergisinin misyonunu sürdürür.
Mark ve kocası 1909'da İstanbul'a döner. Bu arada Milletperver Ermeni Kadınlar Birliği kurulmuştur. Mark bu Birliğin Edebiyat Komisyonu'nun başkanı olur ve taşrada Ermeni okulları açıp kız öğrencilerin okumasını sağlamak için kolları sıvar.
Bu çabalar sonucu Anadolu'daki Ermeni okullarının sayısı 32'ye yükselir.
Hay Gin (Ermeni Kadını): İkinci dergi
1919'da Hayganuş Mark 15 günde bir yayımlanan Ermeni Kadını (Hay Gin) adlı dergiyi çıkartmaya başlar. Bu kez farklılık, sadece kadınların değil iki cinsin birarada olmasını istemesindedir. Mark, artık kadın ve erkeği birbirinden ayrı düşünmüyordur.
13 yıl boyunca çıkardığı bu dergide Mark bağımsızlıktan hiç vazgeçmez ve "Ermeni Kadını dergisi bir bayrak altında yaşayacaksa bu sadece kadınlık bayrağı olabilir," der.
1923'te İstanbul milletvekili Muhittin Üstündağ Türk Kadınlar Birliği'nde bir seminerde, kadınların asker olamadıklarından ötürü iki cinsin eşitliğinden bahsedilemeyeceğini söyler.
Üstündağ'ın sözlerine kimseden bir yanıt gelmezken, Mark Hilal-ı Ahmer gazetesinde çok sert bir cevap verir Üstündağ'a. 'Doğum sırasında hayatını kaybeden anneler askerde hayatını kaybeden erkeklerden daha fazladır, ayrıca pek çok kadın da savaş alanlarında hemşirelik yaparak gerçekten askerlik yapmıştır.'
Patrikhane'ye dayak başvurusu
Bir gün yaşlı bir kadın elinden tuttuğu bir çocukla, kızını döven damadının ayrılması için Hayganuş Mark'ın kapısını çalar. Mark, hastane raporunu Patrikhane'ye iletir ve kadın kocasından ayrılır. Bu olay cemaatte duyulunca Ermeni Kadını dergisine başvurular yağmaya başlar.
Ve 1932'de Ermeni Kadını dergisi devlet tarafından kapatılır. Kapatma nedeninin ne olduğu ise kaynaklarda görülmez.
Feminizm
Mark kadınların özgürleşme adına gittiçe erkekleşmelerine karşı çıkar. Kadınların çalışıp ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri gerektiğini söyler. Bunu yaparken kaba, yok etmeye hazır olmaya gerek yoktur. Çünkü sevgi aklın içindedir Mark'a göre.
Eğitim sisteminin erkek bakış açısıyla hazırlandığına dikkat çeker ve müfredat hazırlama aşamasında kadınların da yer almasının şart olduğunu söyler.
Hayganuş Mark kadının ve erkeğin farklı ve eşit olduğunu söyler. Kadınlar kendi farklılıklarını kendileri için ve insanlık için sahip çıkmalıdır.
Ermeni Kadını'nda yayımladığı yazılarından birinde Mark;
Gurur Duy!
Yalan Söyleme!
Dilenme!
Çalış!
Dedikodu yapma!
Köleleşme!
Cesur ol, iyi ol!
Özenme!
Konuş!
Kadın ol!
İdealin olsun!
Uyuma!
Kendine saygı duy!
Yukarı bak!
Çirkinleşme!
diyerek sesleniyordu kadınlara
"Yaz ve mutlu ol!"
Mark erkek kadın arasındaki güç ilişkilerini sorguladı ve varolan yapının değişmesi için büyük çaba gösteren Hayganuş Mark, 1966'da Yedikule Ermeni Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Ölmeden önce yanında bulunan arkadaşına şunları söyledi: "Yaz! Vatanın, ulusun ve insanlık için hep yaz ve onlarla mutlu ol!" (CC)