Gazete haberlerine göre geçen 10 günde erkekler 10 kadını öldürdü. Mayıs ayı bilançosu ise 32 kadının öldürüldüğü yönünde.
Kadın Adayları Destekleme ve Dayanışma Derneği (KA-DER) Başkanı Hülya Gülbahar "Erkek şiddeti kırmızı alarm veriyor, acilen harekete geçmek şart" dedi.
Avukat Gülbahar'a göre yasal mevzuatta küçük sayılabileceklerin eksiklerin dışında ciddi reformlar yapıldı. Ancak bu reformlar uygulamaya yansımıyor.
Gülbahar "hükümetin kadına şiddet örneklerini 'münferit' olarak görüp inkar etmesinin kendini komik duruma düşürmek anlamına geldiğini" olduğunu söylüyor.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Nahide Opuz için verdiği kararda Türkiye'nin kadını şiddetten koruyacak önlemleri almadığına dair tespitini yalanlayan Güldal Akşit'in 'olay münferittir, yasal düzenleme yaptık, herkes görevini yapıyor' demecini verdiği gazetede aynı gün üç kadının korunmak için karakola başvurdukları halde erkeklerce şiddete maruz kaldıkları, korunmadıkları haberi de vardı. Günde neredeyse 5 kadının öldürüldüğü bir ülkede kadına şiddeti toplumsal bir sorun olarak ele alıp mücadele etmek zorundayız."
"'Olaylar münferit' demek 'erkek şiddeti sürsün' demek"
Gülbahar'a göre bu mücadeleyi kadın örgütleri ve stk'lerin sorumluluğuna bırakıp topu onlara atmak "Biz erkek şiddetini yok sayıyoruz, bu konuda çalışma yürütmeyeceğiz" demek.
Başbakanlık Kadının Statüsü ve Genel Müdürlüğü'nün (KSGM) 51 kentte yaptığı görüşmelerden hazırladığı araştırmanın en çarpıcı sonucunun "şiddete uğrayan kadınların yüzde 92'sinin şikayetçi olmadığı" olduğunu söyleyen avukat Gülbahar, "Kalan yüzde 8'inin de şikayetçi olsalar da korunmadıklarını gazetelerin üçüncü sayfalarından okuyoruz. Nahide Opuz da, Güldünya Tören de korunmak için karakola başvurmuştu. Geçen hafta İzmir'de gerçekleşen polis memurunun ayrılmak istediği eşini mahkeme çıkışı öldürmesi de bir kez daha kadınların uygulamada korunamadıklarını gösterdi" diyor.
Gülbahar'a göre hem ailenin korunması hakkında 4320 sayılı kanun hem de TCK'de pek çok düzenleme kadın hareketinin mücadelesi sonucu kadın lehine pek çok ciddi yaptırımlar barındırmasına rağmen şiddeti önlemeye yetmiyor çünkü şiddet cinsiyet ayrımcılığından ayrı düşünülemez.
"Eğer siz cinsiyet eşitliğini baz almadan kadına şiddeti önlemeye yönelik adım atıyorsanız, istediğiniz kadar kolluk güçlerini eğitin, istediğiniz yasal düzenlemeyi yapın, şiddeti önlemekte başarısız olursunuz. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın Osmaniye'ye vali yapılmasından çok daha ötede olmalı yaklaşım. Gerekirse yetkileri alınmalı bu konuda zafiyet gösterenlerin. Önce samimi niyet, sonra kadın erkek herkesin cinsiyet eşitliğine inanması ardından siyasi kararlılık gerekir." (EZÖ)