Sunumların ardından delegasyon, atölye raporları ve önergeler üzerine tartıştı. Kota, küresel politikaların kadınlara yansımaları, kadın bilinci ve feminist bakış açısı, kadın sekreterlikleri, delege sistemi, siyaset ve kadın, kadının karar mekanizmalarındaki durumu, başlıca tartışma konularıydı.
Kurultayın ikinci gününde, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meryem Koray, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevziye Sayılan, Araştırmacı - Yazar Serpil Çakır ve Diyarbakır Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler birer konuşma yaptılar.
Koray: Küreselleşmeye karşı küresel mücadele
Küreselleşmenin kadın emeği üzerine etkileri konusunda sunum yapan Doç.Dr. Meryem Koray, kadınların yedek işgücü konumunda tutulduğunu, kayıt dışı alanlarda, güvenceden yoksun bir biçimde çalışmak zorunda bırakıldığını vurguladı. Koray, şöyle konuştu:
* Küreselleşmenin etkileri dünyanın her yerinde görülüyor. Avrupa'da sosyal devletin sağladığı hakların geri alınması tepkilere neden olduğu halde, sistem oldukça değişti.
* Türkiye'de ise, demokrasi kurumsallaşmadı, halkta belli bir bilinç oluşmadı. Küreselleşme ile birlikte devletin çok sınırlı olan sosyal yanları da ortadan kalktı; devlet, uluslar arası sermayenin ajanı durumuna geldi.
* Sermaye serbest dolaştığı için, emek ve devlet karşısında çok avantajlı konumda. Emek küreselleşemiyor ama emek-iş piyasası küreselleşiyor. Kadınlar yedek iş gücü konumunda; kayıt dışı alanlarda, esnek çalışma saatleriyle, güvencesiz çalışıyorlar.
* Küresel politikalarla mücadele için kadınların kadın bakış açısına sahip olmaları gerekir. Kadın ve erkeklerin kendilerine, birbirlerine karşı ne kadar kullanıldıklarını sormaları gerekir. Ayrıca kadınlar sendikalarda ve kurumlarda örgütlenmeli, siyasallaşmalı, küresel saldırılara karşı küresel mücadeleyi geliştirmelidir.
Sayılan: "Cam tavan"ı görünür kılmak gerek
"Sendikal örgütlenme, olumlu eylemlilik ve politika" üzerine sunum yapan Doç. Dr. Fevziye Sayılan ise, "ayrımcılığın yasal olmayan yanı" ve "cam tavan" konularına değindi. Sayılan, şöyle konuştu:
* Ayrımcılığın, yasal olmayan yanına değinmek gerekiyor. Buna "cam tavan"da diyebiliriz. Bunu görünür kılmak ve değiştirmek gerekir.
* "Kamu Reformu Yasa Tasarısı", özellikle kamudaki kadın emekçilere "güle güle" diyor. Yönetim merkezlerine doğru gidildikçe, kadınların sayısında da düşüş görünüyor.
Çakır: Siyaset de kurumları da "erkek"
"Kadın ve siyaset" konulu bir sunum yapan Serpil Çakır da, konuşmasında, kadının siyasete ve karar mekanizmalarına katılımının önündeki engelleri vurguladı:
Siyaset de, siyasetin tüm kurumları da "erkek". Kadına ise, eş, anne, hasta bakıcı rolleri yükleniyor.
* Kadınların siyasete katılımının azlığı hakkında, genellikle gerçekçi laflar edilmiyor. En sık dile getirilen argüman, "kadınların siyasete katılmayı istemedikleri".
* Gerçekte, sendikalarda ve diğer siyaset kurumlarında herşey erkeklere göre düzenlendiğinden, kadınlar da siyaseti "erkek işi" olarak görmeye başlıyorlar.
* Bunun aşılabilmesi için kadının önündeki engellerin kaldırılması, kotanın anlamlı bir biçimde uygulanması, kadın sekreterliklerinin oluşturulması ve güçlendirilmesi, kadınların deneyimlerini paylaşmaları gerekiyor.
Özsökmenler: Kadınlar belediyeyi sahiplendi
Diyarbakır Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler ise, bir kadın belediye başkanı olarak yaşadıklarını anlattı, "kadın bakış açısıyla siyaset"in, "erkek devletin siyaseti"nden farklılıklarını aktardı:
* Bağlar belediyesinde, belediye başkan yardımcılarımız da kadın. Belediye çalışanları arasında kadın ve erkekler açısından sayısal eşitliğe dikkat ediyoruz.
* Belediye olarak, özellikle kadınlara hizmet götürmeye çalışıyoruz. Kadın Evi ve Çocuk Evi açmak için çalışmalarımız sürüyor.
* Kadınlar, bir kadın belediye başkanı ile kendilerini daha rahat hissediyorlar, istedikleri zaman belediyeye gelebiliyorlar ve böylece, daha önce erkeklere ait gibi görünen belediyeyi kadınlar daha çok sahipleniyorlar.
* Devlet erkektir, baskıcıdır, iktidara, ötekinin üzerinde hegemonyaya dayanır. Erkek devletin siyaseti de böyle şekillenir, yani öteki yaratmak ve onun üzerinde hegemonya kurmak üzerine...
* Kadın siyaseti ise, bunun tam tersidir. Hiç kimse üzerinde egemenlik kurmama, farklılıklarla bir arada olabilme, ortaklaşma, hiyerarşik bir ilişki geliştirmeme, hiç kimseyi ötekileştirmemeyi, iktidar savaşına girmemeyi içeren bir siyasettir kadın siyaseti.
* Bizler de, bunun kurumlarını oluşturmak ve anlayışını geliştirmek için siyaset yapmalıyız. (BB/EÜ)