2005’te, İsveç’te kurulan feminist parti Feministiskt Initiativ bu yıl 10. yaşını kutluyor.
2003’te İsveç Sol Parti liderliğinden istifa eden Gudrun Schyman’in öncülüğüyle bir araya gelen 1500 feminist tarafından kurulmuştu Feministiskt Initiativ. Sol tabanlı olan bu feminist partiyi kuracaklarının haberini duyurdukları dönemde sol tabanlı erkek partiler “olası bir feminist parti programına karşı, kendi programlarındaki feminist çerçeveyi daha da belirginleştireceklerini” açıklamış ve partilerindeki kadın kotalarını bir anda yüzde 40’a çıkarmışlardı.
2005’ten bu yana çalışmalarını sürdüren Feministiskt Initiativ, 2010 yılında, Eşit İşe Eşit Ücret politikası için bir protesto düzenlenmiş ve 100 bin İsveç Kronu’nu yakmıştı.
2014 yılındaki genel seçimlerde Riksdag’da (İsveç Parlamentosu) yer bulamamış olan Feministiskt Initiativ yerel seçimlerde dört belediye başkanlığına sahip oldu. Avrupa Parlamentosu’nda Soraya Post ile temsil ediliyorlar, ki Avrupa Parlamentosu’nda sandalye kazanan ilk ve tek feminist parti olma özelliğine de sahip.
Norveç
Feministiskt Initiativ’den ilhamla kurulan bir diğer parti ise Norveç’in Feminist Initiative’i. Bu partinin lideri ve ilk üyesi 27 yaşındaki, Cathrine Linn Kristiansen.
Kristiansen eril siyaset tutkunlarının gözüne batacak bir lider. Daha şimdiden, Oslo basınında “kocaman gözlükleri” ve “pembe ruju” ile kendinden söz ettirdiği oluyor. Oysa asıl söz edilmesi gereken politikası!
“Diğer partilerle birlikte harekete geçmek için uzun süre beklediklerini” söylüyor Kristiansen.
“Hükümetin kürtaj karşıtı kararları, cinsiyet ayrımının ve şiddetin hâlâ büyük bir problem oluşunun son iki yılda Norveç’te bir feminist parti talebini arttırdığını” ve “Parti olarak mücadelelerinin sadece kadın mücadelesi olmadığını aynı zamanda azınlıkları ve ayrımcılığa maruz kalanları da temsil ettiklerini” ekliyor.
Norveç’te büyük bir destek görmeye başlayan Kristiansen ve partisi Feminist Initiative, bünyelerindeki kadın ve erkeklerle sonbahardaki yerel seçimlere hazırlanıyorlar.
İspanya
Politikanın feminizasyonu söz konusuyken bakabileceğimiz diğer yön ise İspanya’daki Müşterek Barselona (Barcelona en Comú) yurttaş platformu.
Platformun yarısından fazlası kadın. Şu anki amaçları aktivist Ada Colau’yu şehrin ilk kadın belediye başkanı olarak seçtirebilmek. Müşterek Barcelona hem kadın hem de erkek adaylardan oluşan feminist bir platform. Ve ““demokratik devrimleri” feminist olmayacaksa devrim denmeyi hak etmeyeceği konusunda hemfikirler.” 1
Şehirde cinsiyet eşitliği için olan çalışmaları arttırmayı, toplumsal cinsiyetin tüm yerel yönetim birimleri arasında yayılmasını, tüm politikaların hem kadınlar hem de erkekler göz önünde bulundurularak geliştirilmesini savunuyorlar. Ada Colau, mütemadiyen feminist politika tarafından tartışılan meselelerin yerel basında ve TV’de de tartışılmasına öncü oluyor.
Türkiye
Türkiye’ye baktığımızda ise önümüzde 7 Haziran seçimleri var. AKP yönetiminin kadına yönelik kısıtlayıcı, otoriter ve düşmanca politikalarının karşısında yüzde 48’lik kadın aday oranıyla HDP yer alıyor. HDP’nin mecliste olması özellikle mevcut otoriter ve kadın düşmanı rejime karşı büyük bir umut besletiyor.
Bildirgelerinin bütününde söz edilenlerden ve “Biz’ler Kadınız” bölümüne baktığımızda da – bu partiye herhangi bir feminist öznelik atfetmeksizin, varlıklarıyla kadınların siyaset alanının genişlemesi için büyük bir basamak olduğuna inanıyorum, ki yüzde 48’lik kadın aday oranı bunun için başlangıç adımı niteliğinde sayılabilir. (EA/YY)
1 Barcelona bir feminist devrimin eşiğinde mi? – Kate Shea Baird