"Ergenekonu İzliyoruz" grubu, davaya "yiyin birbirinizi" ya da "fasa fiso" diyerek yaklaşmak veya "seyirci kalmak" yerine, sürece müdahale etmek gerektiği kanısında. Bunun için kurdukları ergenekonuizliyoruz.net'te, davada ortaya çıkan bilgi ve belgeleri mümkün olduğunca yaygınlaştırmaya çalışyorlar.
Gruptan Hakan Tahmaz, önceki gün (27 Aralık) düzenledikleri "Ergenekon ve JİTEM Gerçeği" panelinde, davanın Susurluk, faili meçhul cinayetler ve Kürt sorunu bağlantılarının kurulması gerektiğini söyledi; "emekli generaller davası"na dönüşen Ergenekon'da, görevli generallere dokunulmadığına dikkat çekti.
Panelin ilk oturumunda, Ahmet İnsel ve Ali Bayramoğlu, "devletin sahibi" olduğunu düşünen grupların dünyadaki ve Türkiye'deki tarihini anlattı. Bayramoğlu bu yapılanmanın Abdülhamit dönemine kadar uzandığını söylerken, davada "vuranların" ve "kullanılanların" gündeme geldiğini, ama "emir verenler"in görünmez kaldığını ifade etti. İnsel de Ergenekon'un bu yapılanmanın raydan çıkmış hali olduğunu, kendisi için çalışmaya başlayan bu tür yapılanmaların tasfiye edildiğini söyledi. Gazeteci Belma Akçura da davanın Susurluk, Şemdinli ve Hrant Dink cinayeti bağlantılarını kurdu.
Miroğlu: Öcalan'ın ifadesi alınmalı
DTP'den Orhan Miroğlu, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın talep ettiği üzere ifadesinin alınmasının, davanın dışarıda bıraktığı Kürt sorunuyla ve PKK'yle ilgili birçok konuyu aydınlatabileceğini söyledi.
Sağlar: Merakla 2. iddianameyi bekliyorum
Eski Bakan Fikri Sağlar, bu yapılanmanın çıkar ve para için çalıştığını, Susurluk'taki uyuşturucu bağlantısının bunun göstergesi olduğunu ifade etti. Örgütün 93'te, 28 Şubat'ta ve 2004'te el değiştirdiğini savunan Sağlar, iddianamenin özden uzak olduğunu söylerken "Bütün mesele içindeki doğruyu bulmak" dedi.
Merakla emekli generaller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'la ilgili iddiaların ve darbe girişimi bilgilerinin yer alacağı düşünülen ikinci iddianameyi beklediğini ifade eden Sağlar, sonucundan umutlu olmadığını söylese de, "İnsanların olanları öğrenmesi önemli. Davayı bu yüzden takip etmeliyiz" diye konuştu.
Tanrıkulu: JİTEM'in cinayetlerinin hepsini bildirdik
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, 1994'ten beri JİTEM bağlantılı faili meçhul cinayetler ve kaybetme vakalarını özetledi; "JİTEM'in cinayetlerinin hepsini yargıya taşıdıklarını" ama birçoğunun soruşturulmadığını söyledi.
Avukat Ergin Cinmen de davanın sonucundan umutlu olmadığını, ama özellikle Susurluk raporlarının ardından "JİTEM yok" diyene bu belgelerin gösterilmesi gerektiğini ifade eti.
Gazeteci Murat Çelikkan, devletlerin "terör" kavramını JİTEM gibi örgütler eliyle yürüttüğü "kendi terörlerini" gizlemek için kullanışına dikkat çekti.
Buldan: Çiller, Ağar, OHAL valilieri nerede?
Eşi Savaş Buldan'ın 1994'tek öldürülmesi nedeniyle davaya müdahil olmak isteyen ama bu talebi reddedilen DTP Milletvekili Pervin Buldan da dava onucundan umutlu değil. Buldan, "Davada, Çiller, Ağar, OHAL valileri de olmalıydı. Kürt sorunu demokratik yolla çözülmeden böyle davalardan sonuç alamayacağız" diye konuştu.
Bu arada konuşmacılar, Türkiye'den faili meçhullerin ve kayıpların sayısının bilinmediğine de dikkat çekti.
Aktivist Kerem Kabadayı da, Ergenekon tipi örgütlerin ABD, NATO bağlantılı tarihlerini özetlerken, bu örgütlerin uluslararası askeri ve ekonomik ilişkilerle nasıl şekillendiğini anlattı. (TK)