"Ergenekon soruşturması varolan haliyle kısıtlı; ne AKP'nin muhafazakar, özgürlük karşıtı tavrını ne de demokratik siyaset üzerindeki askeri vesayeti hedef alıyor. Dolayısıyla biz, ikisinden de bağımsız, üçüncü bir cepheyi kurmak zorundayız."
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Genelkurmay'ın kendini korumak için halkı tepki vermeye çağıran açıklamasını ve henüz iddianamesi bile açıklanmamış soruşturmaya taraf olmayı savunanların demokratik kitle örgütlerine getirdiği eleştirileri değerlendirdi.
İlk defa
Genelkurmay, özellikle Yaşar Büyükanıt'ın başkanlığa gelmesinden bu yana orduya yönelik eleştirileri cevaplayan birçok açıklama yayınladı. Fakat çoğu zaman doğrudan eleştirenleri karşısına alan bu açıklamalar, "değerlendirmeyi kamuoyuna bırakarak" sona eriyordu.
Geçtiğimiz cuma günüyse, halkın "saldırılara karşı tepki vermesini" istedi.
bianet'e konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) başkanı Gençay Gürsoy, muhatabı ve içeriği belli olmayan bu tepki çağrısını "endişeyle karşıladığını" söylemişti.
Genelkurmay açıklamasını farklı kılan nokta, açıklamaya sebep olan haberin darbe iddialarını halen görevde olan ordu yönetimiyle ilişkilendiriyor oluşuydu. Ergenekon soruşturması kapsamında bugüne kadar sorgulanan isimler arasında hiç muvazzaf asker yok.
İktidar mücadelesi
Şimşek, Genelkurmay'ın tavrının özellikle 2007'nin başından beri oluşan laik-antilaik, darbeci-AKP yanlısı ikiliklerine yaslandığını belirtti.
Geçen yıl boyunca Cumhuriyet Mitingleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler ve sonrasında da üniversitede başörtüsünün serbest bırakılması girişimi sırasında bu "kutuplaşma" belirginleşmişti.
Bugün Ergenekon soruşturmasının "ulusalcıları", süre giden kapatma davasının da AKP'yi hedef aldığı söylenerek taraflar kuruluyor.
Şimşek'e göre "bu bir iktidar kavgası".
"Erki elinde tutan kurumlar halktan kendi taraflarına geçmesini istiyor. AKP'nin Ergenekon soruşturmasından beklentisi kendi iktidarını pekiştirmek. Son dönemde Ergenekon karşıtlığı üzerinden AKP yandaşlığını kuran örgütlenmeler sokağa çıktı."
"Neye taraf olacağız?"
Şimşek, genel olarak solun, özelde de demokratik kitle örgütlerinin bu çağrıya uymadıkları için eleştirilmesiniyse "haksızlık" diye niteledi. "Bu durumda biz neye taraf olacağız?"
"Biz insan haklarından, özgürlüklerden, barıştan ve emekten yana bir demokratikleşmeye tarafız. Sadece 2002-2006 arasını kapsayan Ergenekon soruşturmasına ve AKP'nin bu alandaki icraatlarına bakınca, ikisinden de değil üçüncü bir tarafız."
"Soruşturma genişletilsin"
Peki talep ne?
Şimşek, özetle "Ergenekon soruşturmasının derinleştirilmesini" istiyor.
"12 Eylül darbesini, Susurluk skandalını, faili meçhul cinayetleri, Şemdinli olayını da içine alacak şekilde" genişlemeden bu soruşturmanın Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesini; dolayısıyla da demokratikleşmesini sağlamayacağını belirtiyor.
"Aksi takdirde şimdi bu soruşturmaya sahip çıkanlar mahçup olabilir."
Henüz soruşturmayla ilgili iddianamenin açıklanmadığının altını çizen Şimşek, "Bugün iki taraftan da bağımsız bir çizgiyi korumak gerekli" dedi.(EÜ/EZÖ)