Eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu'na göre, son Ergenekon operasyonunun en önemli çıktıları, bulunan silahlar ve eski özel harekatçı, Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin'in ifadesi.
"İlk kez görevdeki generallerin adı geçiyor"
"Elbette Şahin'in söylediklerini basına yansıdığı kadarıyla biliyoruz; ama doğruysa, bu davada ilk kez görevdeki generallerin adı geçiyor" diyor Tanrıkulu.
Haberlerde, Şahin'in yeni "terörle mücadele" yapılanmasında müsteşarlık görevine hazırlanması için Genelkurmay İletişim Dairesi Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak'ın ve Diyarbakır'daki 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu'nun kendisinden liste oluşturması istediklerini söylediği bilgisi yer alıyordu. Şahin'in Kalyoncu'nun isteğiyle Serpil adında bir kadın hakkında bilgi topladığı da haberlerdeki bilgiler arasındaydı.
Tanrıkulu, bu bilginin doğru olması halinde şu soruları soruyor: "Devlet çete suçlarından hüküm giymiş birine nasıl böyle bir görevi teklif eder?. Oraya atama yapacak merci generaller değil. O işi bakanlık, başbakanlık yapar. Şahin eğer Kalyoncu'nun isteğiyle bilgi topladıysa bu da yasadışı. Kişilerle ilgili bilgi toplamayı kanunla yetkilendirilmiş kurumlar yapar."
Genelkurmay, bugün kısa bir duyuruyla, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
"Şahin'in ifadesi manidar"
Ancak Tanrıkulu, Şahin'in birçok şeyi söylemezken görevdeki generallerin adını gündeme getirmesini de dikkat çekici buluyor: "Şahin bunu hangi kasıtla söyledi, bu da önemli. Acaba mesaj mı veriyor?"
"Soruşturma somutlaşabilir"
Savcı Zekeriya Öz'ün ilk iddianamesini eleştiren, ama son bulgularla soruşturmada daha somut dayanakların olabileceğini söyleyen Tanrıkulu'nun son gelişmelerle ilgili diğer saptamaları ve değerlendirmeleri şöyle.
Silahlar: Ortaya çıkan silahların yeni gömüldüğü, üç, dört yıl önce gömüldüğü anlaşılıyor. Ele geçen silahların Türkiye'de belli tahribatlar yaratabilecek, etkili eylem silahları olduğu ortaya çıktı.
Şahin ilişkilerin odağında: Şahin'in Susurluk'ta ortaya çıkanlarla birlikte, Türkiye'nin son 20 yılında, bu ilişkilerin odağında olduğu biliniyor. Şimdi, emekli olduktan sonra da faaliyetlerine ara vermediğini görüyoruz. Kuvvet komutanlarıyla, MİT mensuplarıyla görüştüğü, bilgi aldığı, PKK'nin Aktütün'e saldırısını günlerce öncesinden bildiği beyanları, bunu gösteriyor.
Meclis komisyonu: Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi bu soruşturmayla mümkün değil. Özel yetkili bir Meclis Komisyonu gerek. Mevcut komisyonlara çağrılanlar gelmeyebiliyor, istenen bilgi, belge verilmeyebiliyor. Böyle bir komisyon şimdiye kadar oluşturulan boşaltılan köyler, faili meçhul cinayetler, Susurluk ve Şemdinli raporlarını da değerlendirmeli.
JİTEM'in üzerine gidilmeli: Özellikle faili meçhul siyasi cinayetler için JİTEM bağlantısını kurmak çok önemli. JİTEM'in tetikçisi olarak kullanılan, çeşitli suçlarla yargılanan, kimlikleri değiştirilen ve istihdam edilenler var. Bunlar devletin kayıtlarında mevcut. Bu bağlantıların ortaya çıkarılması gerek. Bu kişiler ifadeye çağırılmalı. Cezaevinden nasıl çıkarılmışlar, hangi olaylara karışmışlar anlatmalılar. (TK)