Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nu Demirören ve Kalyoncu ailelerinin Çırağan Sarayındaki düğünü sırasında yolun kapatılmasına tepki gösterdiği için darp eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki koruması olaydan beş yıl sonra yargılanmaya başladı.
İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya barolar ve avukatlar geniş bir katılım gösterdi. Ancak sanık iki koruma duruşmaya katılmadı.
Cumhurbaşkanına Hakaret Ettiği İddiasıyla Darp Edilen Avukatın Gözaltı Anı Görüntüleri Çıktı
Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, “Beyan içeriği ve müşteki hakkında düzenlenen rapor dikkate alındığında sanıklara isnat edilen zor kullanma yetkisini aşmak suretiyle basit kasten yaralama eyleminin bir bütün halinde 'işkence' suçunu oluşturma ihtimali bulunduğundan, işkence suçunda da delileri takdir etme ve sanıklarının hukuki durumlarını değerlendirme görev ve yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesinin görevi ve yetkisi kapsamında kaldığı dikkate alındığında mahkemece görevsizlik kararı verilmesini” talep etti.
“İşkence, iftira, resmi evrakta sahtecilik, yalan beyan…”
Bunun üzerine söz alan Sürenoğlu’nun avukatlarından Ömer Kavili mütalaaya katıldığını belirterek “İddianameye konu olayda iddia makamının belirttiği gibi işkence suçu işlemiştir. Ancak güç zehirlenmesi yaşayan sanıklar sadece işkence suçu ile kalmamış iftira suçu işlemişler, resmi evrakta sahtecilik suçu işlemişler, yalan beyanda bulunmuşlar ve kendilerini bu güne kadar koruyan bozuk sistemin sayesinde mahkemenizin bugünkü duruşmasına gelmemişlerdir” diye konuştu.
İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç da "İddianamede basit yaralama olarak geçiştirilmeye çalışılan suçlar basit bir yargılama olmaktan çok ötedir. Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel haklar olarak nitelendirdiği pek çok hakkının ihlal edildiği görülmektedir. Cumhurbaşkanının yakın korumalarının ertesi gün yargı önünde eksiksiz olarak çıkarılmaları gerekirken 5 yıldır bu soruşturma sürmüştür. Bu nedenle yargılamada sadece 2 polis değil o gün orada işkenceyi izleyen ve 5 yıl boyunca süreci uzatan kim varsa yargı önüne çıkmalıdır” dedi.
Mahkeme sanıkları tutuklamadı
Kararını açıklayan mahkeme eylemin işkence suçunu oluşturma ihtimali dolayısıyla dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Ancak sanıkların kamu görevlisi olduğunu bu nedenle de kaçma şüphesinin olmadığını belirten mahkeme sanıkları tutuklamadı. Adli kontrol tedbiri yönündeki talepleri de reddetti. Kararda şöyle dedi:
Her ne kadar sanıklar hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle basit yaralama suçundan kamu davası açılmış ise de; müşteki beyanı, doktor raporları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında iddianame anlatımında belirtilen ve sanıkların üzerine aldı olan eylemin 5237 sayılı TCK'nın 94/1. Maddesinde düzenlenen işkence suçunu oluşturma ihtimalinin olduğu, bu hususta delilleri tartışma ve değerlendirme görevinin de üst dereceli mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu nazara alındığında mahkememizin görevsizliğine,
Görevsizlik kararı kesinleştiğinde sanıkların üzerlerine atılı işkence suçundan TCK'nın 94/1, 53/1 maddeleri gereğince yargılanmalarının gereğinin takdir ve ifası için dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
ÇIRAĞAN’DA İŞKENCE GÖREN SERTUĞ SÜRENOĞLU ANLATTI
“Davetlilerin Düğüne Girdiği Kapıdaki Cipte Bana İşkence Yapılıyordu”
(HA)