Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2023 Gençlik Şurası’nda konuştu.
Gençlere “2023’e hazırlanın mesajı veren Erdoğan, son zamanlarda sık kullandığı “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemini tekrarladı.
Erdoğan’ın “Vatan topraklarımızı bölmeye çalışanların üzerine, hep beraber bizler de Gabar'da, Tendürek'te, Cudi'de, Besttler Deresi'nde, Kandil'de F-16 olur, oraya doğru gideriz” sözü de dikkat çekti.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Tek (Millet + bayrak + vatan + devlet)
“Tıpkı bir asır önce olduğu gibi bir kez daha yedi düvelin ve onların beslediği terör örgütlerinin üzerine geldiği bir dönemde, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan gençlerimizi selamlıyorum.
“Niye tek millet? Çünkü 80 milyon, Millet-i İbrahim. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Romanıyla, Millet-i İbrahim, tek millet.
“İki; tek bayrak. İşte bayrağımız burada. Rengini nereden alıyor? Şehidimizin kanından. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, her şehidimiz bir yıldızdır.
“'Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek 780 bin kilometrekareyle tek vatan.
“Bu vatan topraklarımızı, kimsenin bölmeye gücü yetmez ve yetmeyecektir. Bölmeye çalışanların üzerine, hep beraber bizler de Gabar'da, Tendürek'te, Cudi'de, Besttler Deresi'nde, Kandil'de F-16 olur, oraya doğru gideriz.
“‘Birileri izin verir mi’ dönemi geçti”
"Şu ana kadar olduğu gibi nerede, nasıl bir çalkalanma var, nerede bize yönelik bir taciz varsa, evet bir gece ansızın vurabiliriz.
“'Acaba birileri izin verir mi?' Artık yok, geçti o işler. Bizimle stratejik ortak olanlar, bizimle beraber hukukumuza saygı duydukları sürece, biz de onlara saygı duyarız. Aksi takdirde kusura bakmasınlar.
“İş gücüne katılımın en yüksek olduğu ülkeyiz”
"Ülkemizdeki iş gücü son 10 yılda, 7 milyon 775 bin kişi artmıştır. Bu rakam neredeyse 7 milyon 842 bin olan 28 AB üyesinin toplam iş gücü artışı kadardır.
“Son 10 yılda istihdama kazandırdığımız nüfus ise yaklaşık 6,5 milyondur. Bu bakımdan da 3 milyon 800 bin kadar olan 28 AB ülkesinin toplamını çok geride bırakıyoruz.
“Aynı şekilde Türkiye, son 10 yılda iş gücüne katılım oranında da en fazla artış gösteren ülkedir. Ülkemizde iş gücüne katılma oranı 6,5 puan artarken, bu rakam AB ülkelerinde yarım puanda kalmıştır.
“Osmanlıca bilmezseniz Fransızca bilmeniz işe yaramaz”
"Hedeflerimize sadece memleketimizde oturup kendi dilimizi konuşarak ulaşamayız. Gençlerimizin geri dönmek ve benliklerine sahip çıkmak kaydıyla diğer ülkelerde bulunmalarını ve tecrübe kazanmalarını önemsiyorum.
“Bunun yanında Osmanlıcayı en azından yüzünden okumasını bilmeniz gerekiyor. Eğer siz 600 yıllık kitaplarımıza, belgelerimize, kitabelerimize Fransız kalırsanız, Fransızca bilmeniz bir işe yaramaz.
“Böylesine büyük bir birikimi kullanamayan gençlerimizin arzu ettiğimiz köklü ve derin duruşu sergileyebilmeleri çok zordur.”
Ortaylı: Vazgeçtik Osmanlıcadan, neredeyse tarih dersini kaldıracaklar * Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın dünkü Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısının Osmanlıca ve tarih eğitimiyle ilgili kısmını yayınlıyoruz. Ortaçağlardan beri tarih öğretilirVaziyet vahim; iki-üç yıl önce “Bütün liselere Osmanlıca koyacağız, konulması şarttır” diye bağıranlar, vazgeçtik Osmanlıcadan, neredeyse tarih dersini bile kaldıracak. Kıymet ve niyet fayda etmiyor. “Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” misali, öğreteceğim şeyi öğret de görelim. Ta ortaçağlardan beri hem Şark’ta hem Garp’ta matematik, mantık, kelam ve tarih retoriği insanoğlunun temel öğrenimini teşkil eder. Bu hiçbir zaman değişmedi. Tarih öğrenimiyle tebaanın ve vatandaşların siyaset şuuru şekillendi; dünyaya bakışları şekillendi. 20’nci yüzyılda bu alanda çalkantılar olduğu açık. Bu çalkantılardan Batılılar vazgeçerek veya laf üreterek çıkmaya çalışmıyor. Hatalar değerlendiriliyor, müfredat tespit ediliyor, müfredatın düzelmesi için milli düzeyde hatta milletlerarası planda toplantılar yapılıyor. Gençlerin başvuracağı kaynak yokBizim memlekette ise Eğitim Bakanlığı’nda tespit edemediğimiz, sorumluluğu ilan edilmeyen memurların kararı ve belki bazılarının tavsiyesiyle müfredat tespit ediliyor ve kalabalık bir millete de sözde tarih şuuru verilmeye çalışılıyor. Duruma yön verecek ikincil gruplar ise son derece zayıf. Bir kısmının eski kuru milliyetçi söylemi var. Bir kısmı ise etnik milliyetçilik veya temelleri Avrupa Birliği organlarından dayatılan sözde kozmopolit görüşlerle ortaya çıkıyor. Acı olan bir gerçek de şu: Tarih ders kitapları fevkalade yetersiz bilgi, dil olarak da gramer yanlışları ve sıkıcı bir üslupla kaleme alınıyor. Sözde alternatif görüşteki kuruluşların ise daha tatlı üsluplu, zengin muhtevalı metinler çıkardıklarını görmedik, çıkaracağa da benzemiyorlar. Wikipedia gibi kaynaklardaki Türkçe metinler de öbür dillere göre yetersiz; üstelik bazen de yanlışlıklarla dolu. Maalesef Türkiye’nin gençliği başvuracak kaynak bulamıyor. * Yazının tamamı için tıklayın |
(EKN)
* Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar - İstanbul / AA