* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı (AA)
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan iki günlük Suudi Arabistan ziyaretine başladı.
Erdoğan ve beraberindeki heyet dün (28 Nisan) akşam saatlerinde Cidde kentine vardı. Erdoğan'ı havalimanında Mekke Emiri Prens Halid el-Faysal, Türkiye'nin Riyad Büyükelçisi Fatih Ulusoy ve İslam İşbirliği Teşkilatı Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Metin Eker karşıladı.
Ziyareti sırasında eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra Erdoğan'a aralarında hükümet ve AKP yetkilileri de olmak üzere kalabalık bir heyet eşlik ediyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, AKP Başkanvekili Binali Yıldırım, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da ziyaret kapsamında Cidde'de bulunuyor.
Kral ve veliaht prens ile görüşme
Erdoğan dün akşam Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el Suud ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü.
Al-Salam Sarayı'ndaki törendeki resmi karşılama töreninin ardından Erdoğan ve Kral Selman heyetlerini birbirine takdim etti.
Erdoğan ve Selman, basına kapalı gerçekleştirilen baş başa görüşmenin ardından akşam yemeğinde bir araya geldi.
* Erdoğan ve Veliaht Prens Selman
Kral Selman bin Abdülaziz Al Suud'un davetlisi olarak ülkeye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Veliaht Prens Selman ile de Al-Salam Sarayı'nda bir araya geldi. Görüşme basına kapalı gerçekleştirildi.
"Yeni bir dönem" vurgusu
Görüşmelerin ardından Erdoğan'ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlarda "iki kardeş ülke" arasında "her türlü siyasi, askerî, ekonomik ilişkilerin artırılması ve yeni bir dönemin başlaması için gayret içerisinde" olunduğu ifade edildi. Erdoğan özetle şöyle dedi:
"Suudi Arabistan'la sağlık, enerji, gıda güvenliği, tarım teknolojileri, savunma sanayi, finans gibi alanlarda iş birliğimizi artırmanın müşterek menfaatimize olduğuna inanıyoruz. Yenilenebilir ve temiz enerji teknolojileri başlıklarında ciddi potansiyelimizin olduğunu görüyoruz.
"Körfez Bölgesi'ndeki kardeşlerimizin istikrarına ve güvenliğine kendi istikrar ve güvenliğimiz kadar önem verdiğimizi her vesileyle ifade ediyoruz.
"İlişkilerimizi her alanda geçmiştekinin de ötesine taşıyacağımıza inanıyorum."
Hâdimü'l Haremeyn'in daveti üzerine Suudi Arabistan'a bir ziyaret gerçekleştirdik.
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) April 28, 2022
Tarihî, kültürel, beşerî bağlara sahip iki kardeş ülke olarak aramızdaki her türlü siyasi, askerî, ekonomik ilişkilerin artırılması ve yeni bir dönemin başlaması için gayret içerisindeyiz. pic.twitter.com/Jqhhw3F2Rv
İki ülke ticaretiBBC Türkçe'nin aktardığına göre, son dönemde Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki gerilimin aşılmasının ardından, Suudi Arabistan'ın de facto şekilde yaklaşık üç buçuk yıldır uyguladığı boykot da büyük oranda ortadan kalkmıştı. İki ülke arasındaki ticaret, 2022'nin ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'nin Suudi Arabistan'dan ithalatı 2022'nin ilk iki ayında 693 milyon 945 bin dolar olurken ihracat, 20 milyon 442 bin dolar seviyesinde kaldı. Ancak Mart ayında ihracat 58 milyon dolara yükseldi ve ilk üç aylık ihracatı 78 milyon düzeyine çıkardı. Geçen yılın ilk üç ayında Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı 74 milyon 834 bin dolardı. Geçen yılın ilk iki ayında ithalat ise 313 milyon 739 bin dolardı. |
Türkiye, Kaşıkçı cinayeti davasını devretmişti
Erdoğan'ın Suudi Arabistan'ı ziyareti son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine sebep olan gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin davanın Adalet Bakanlığı'nın da olumlu görüşüyle Suudi Arabistan'daki adli makamlara devrinden yaklaşık üç hafta sonra gerçekleşti.
TIKLAYIN - 'Kaşıkçı itirazına' mahkemeden 'Adalet Bakanlığı' reddi
Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınmamıştı. Suudi Arabistan, 20 Ekim 2018'de Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü kabul etmişti.
ABD istihbaratının hazırladığı raporda ise, Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesini Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın onayladığı belirtilmiş, Cemal Kaşıkçı'yı öldüren Suudi infaz timini taşıyan iki özel uçağın, Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından el konulan bir şirkete ait olduğu belirtilmişti.
Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin 26 sanığın yargılandığı davanın 31 Mart 2022'deki duruşmasında Suudi Arabistan, dosyanın kendilerine devrini ve sanıklar üzerindeki kırmızı bültenin kaldırılmasını istedi. Duruşma savcısı da bu yönde mütalaa verdi ve mahkeme konunun Adalet Bakanlığı'na sorulmasına hükmetti. Ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bu talebe olumlu yönde cevap vereceklerini söyledi ve onay 1 Nisan'da geldi.
Dava, 7 Nisan'da Suudi Arabistan'a devredildi.
"Türkiye sonunda Kaşıkçı'yı sattı"Karar öncesi konuyla ilgili Kaşıkçı'nın da çalıştığı ABD'nin The Washington Post gazetesine yazan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet Raportörü Erol Önderoğlu, Türkiye ve Erdoğan'ın tavrına ilişkin özetle şu değerlendirmelerde bulunmuştu: "Henüz 2019'da Kaşıkçı cinayetinin yıldönümünde The Post'a yazan Erdoğan şöyle demişti: 'Suudi Arabistan'da devam eden yargı süreci hakkında soru işaretleri olduğu sır değil. Sürecin şeffaflıktan uzak şekilde yönetilmesi, duruşmaların kapalı kapılar ardında yapılması ve sanıkların gayri resmi olarak serbest bırakıldığı iddiası, uluslararası toplumun beklentilerini boşa çıkardığı gibi Suudi Arabistan'ın imajını olumsuz etkileyecek.' "Dolayısıyla, eğer Türkiye'nin fikir değişikliği ile ilgili şüphelerimizi dile getiriyorsak bunun için mazur görülebiliriz. "Erdoğan her iki seçeneği de oldurmaya çalıştı: Bir yandan dostunun öldürülmesi karşısında öfkelenmiş gibi bir duruş ve davranış takınıyor, aynı zamanda krallıkla olan ilişkisine zarar vermemek için dikkatli davranıyordu. "Söz konusu basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlamak olduğunda seri bir suçlu olan Türkiye'nin baskıyı sürdürmeyeceği artık açık. Adalet sadece karşılıklı siyasi ve ekonomik menfaat karşılığında takas edilecek bir jetonmuş gibi görünüyor. "Kaşıkçı'nın vahşice öldürülmesi dünyayı şok etti ve geniş çaplı bir öfke yarattı. Fakat üç yılın ve Suudi Arabistan'ı sorumlu tutmak için gösterilen zayıf uluslararası tepkinin ardından, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde sırasıyla 153. ve 170. sırada yer alan Türkiye ve Suudi Arabistan davanın hafızalardan silinmesine izin vermekten memnun görünüyor. Her iki rejim de özgür basın karşısında cezasızlıkla hareket etme konusunda daha da cesaretleniyor. "Bunun yanlarına kalmasına izin veremeyiz." |
(SD)