* Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, 13 Kasım'daki ABD ziyaretinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorusuna, “Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti” yanıtını verdi.
TIKLAYIN - "Ermeni Soykırımı'nı Tanıyan Yasa Tasarısı" ABD Temsilciler Meclisi'nde Kabul Edildi
Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi'nin Ermeni soykırımını tanıyan tasarısıyla ilgili, “Bizim inancımızda soykırım yasaktır. Bir tehcir olayını soykırım olarak ifade edenler kendilerine göre suçlu aramanın gayreti içindeler” dedi.
Konuşmasına Cumhuriyet Bayramını kutlayarak başlayan Erdoğan, “Her ne kadar birileri hala Türkiye'nin verdiği bu büyük mücadelenin farkında değilse de milletimiz olup biteni görüyor ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Türkiye, yeni bir istiklal harbi veriyor ve hamdolsun zafere doğru adım adım yürüyor” dedi.
Erdoğan, AKP’li milletvekillerinden, parlamento çalışmalarında karar yeter sayısı ve toplantı yeter sayısı noktasında grubu darda, zorda bırakmamalarını isteyerek, “Hep birlikte orada yer alacağız ki muhalefetin karşısında gülünç duruma düşmeyelim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Ekonomi battı mı, bitti mi?”
“İşte ekonomiyle ilgili, 'Çökerttik, çökertiyoruz', 'Battı, bitti' dediler ne oldu? Bitti mi? Battı mı? Elhamdülillah biz küllerimizden nasıl tarihte ayağa kalktıysak şimdi yine aynı şekilde ayağa kalktık ve yola devam ediyoruz.
“Görüldüğü gibi faiz sürekli iniyor. Enflasyon aynı şekilde geriliyor. En yakın zamanda inşallah enflasyonda da tek haneli rakama ulaşacağız. Faizde aynı şekilde ulaşacağız. Bunu başaracağız ki ekonomi rayına oturmuş olsun. Hiç bundan endişeniz olmasın, bu olacak.
“Elbette densizlik düzeyine varan söz ve davranışlara ilgili arkadaşlarımız gereken cevabı veriyorlar, verecekler. Ama biz tüm vaktimizi, enerjimizi ve konsantrasyonumuzu ülkemizi bu fırtınadan sağ salim bir şekilde çıkarmak için teksif ediyoruz.”
“Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”
“Barış Pınarı Harekatıyla bir kez daha gördük ki, karşımızdakiler bir asır önce ne hissediyorsa onu hissediyor. Görünüşte ne kadar medeni, ne kadar zengin, ne kadar gelişmiş olurlarsa olsun içlerindeki kini, nefreti, ilkelliği her fırsatta ortaya koyuyorlar. Değişen bir şey yok.
“Harekat başladığından beri yurt dışında bilhassa Avrupa’da terör örgütleri mensupları tarafından 700’e yakın eylem gerçekleştirildi. Bunların çoğu bizimle NATO’da beraberler. Bunların çoğu AB’de bizim muhatabımız. Bütün bunlara rağmen bu eylemler düzenleniyor. Ses var mı? Yok.
“Terör örgütünü destekleyen ülkelere sesleniyorum. Yanlış yapıyorsunuz, bugün kendi ellerinizle beslediğiniz terör yılanı elinde sonunda sizi de ısıracaktır. Sokaklarınızda bombalar patlamaya, teröristlerin silahları ölüm kusmaya, vandallar etrafı yakıp yıkmaya başladığında yaptığınız yanlışı elbette anlayacaksınız. Sarı yelekliler var ya bir ülkede olmayacak, bütününde olacak. Zira alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste; çıkacak.
“Ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. Gelin yol yakınken bu yanlıştan dönün. Bir beladan kurtulmak için, ülkenizden içi silah dolu çantayla ayrılmasına göz yumduğunuzu biliyoruz. İsimlerini bildirdiğimiz teröristler konusunda hiçbir işlem yürütmediğinizi biliyoruz.
“Şimdi de terörist olan kendi vatandaşınızı teslim almamak için kıvrandığınızı biliyoruz. DEAŞ’ta teröristleriniz var. Alın diyoruz, kaçıyorsunuz. Bu teröristleri siz yetiştirdiniz, niye almıyorsunuz? Hadi alın. Alamazlar, niye? Çünkü bu biraz da karakter meselesi.
“Siz çıkarınız için her şeyi kullanmayı bilirsiniz. Şu ana kadar hapsettiğinizi sandığınız o terör balonları bir gün mutlaka patlayacak. Buradan patlayan pislikler her tarafınıza kan, kaos olarak bulaşacak. Ülkelerinizde himaye ettiğiniz destek verdiğiniz temsilcilerini en üst düzeyde ağırladığınız o teröristlerin elinde nice masumların kanı var. Siz de aynı suça ortak oluyorsunuz.”
“Petrol dediğiniz zaman hemen dalarlar”
“Bunlar sadece öldürmeyi bilirler. Sadece silah satmayı bilirler. “Gelelim de burada bir destek verelim” bunun içinde yoklar. Bunu daha önce ilk attığımız adımlarda Irak’ta da yaptılar. Bizim de tabii ki B planımız da C planımız da var. Vakti saati geldiğinde onu da yapacağız.
“Ama petrol dediğiniz zaman hemen dalarlar. Bunda hiç geri durmazlar. Çünkü bunlar için petrolün bir damlası, binlerce insanın kanına bedel. Böyle bir yapının içindeler.
“Kahraman askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu mensubu Suriyeli kardeşlerimiz neredeyse birkaç saat içinde harekat sınırı olan o 30 kilometre derinliğine indiler.
“Münbiç’ten de YPG’yi temizleme sözü aldık. Onun için de 'temizledik' diyorlar. Silahlı kuvvetlerimiz onun takibi içinde. Yeter mi o da yetmez. Diğer bir önemli adım da Tel Rıfat ve batısına doğru gidiyoruz bugünkü adıyla Kobani, Ayn El Arab. Buranın da teröristlerden boşaltılması, kontrolümüzün altına girmesi lazım. Peki ne olacak? Yahu buraya biz mi gireceğiz? Hayır, buraya Suriyeli kardeşlerimiz girecek. Buraların gerçek sahipleri girecek. Bizim derdimiz onların yerlerine girmesi. Biz bu adımları bunun için atıyoruz.
“Gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz”
“Başkan Trump ile yaptığımız telefon görüşmesinin ardından Amerikalılar ülkemize bir heyet gönderdiler. Geldi, oturduk, konuştuk, müzakerelerimizi yaptık. Ve 13 maddelik mutabakat metnini kamuoyuyla paylaştık.
“120 km genişlik ve yaklaşık 30-32 km derinlikteki bölgenin terör örgütlerinden arındırılması gerekiyordu. Bunun için harekatımıza 120 saatlik süreyle ara verdik. Maalesef saldırılar devam ediyor. Adeta karış karış tarayarak hem teröristleri imha ediyor hem de kalan mühimmat ve malzemeleri topluyoruz.
“Açık konuşuyor ve muhataplarımızı ikaz ediyorum. Bu hattın dışından gelecek saldırılara en sert şekilde karşılık verecek ve gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz.
“Cuma günü sahada Ruslarla ortak çalışmaları başlatıyoruz, devriyeyi başlatıyoruz. Şayet terör örgütü mensuplarının 30 km'lik alanın dışına çıkartılmadığını görürsek veya saldırılar sürerse kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz. Gelişmelere göre tavrımızı belirleyecek ve hayata geçireceğiz.
“Güvenli hale getirdiğimiz yerlerde altyapının güçlendirilmesi, idari kapasitenin geliştirilmesi çabalarına hemen başladık. Suriyelilerin geri dönüşleriyle ilgili projemizi de süratle hayata geçireceğiz.” (AS)