*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün Soçi'de yaptıkları görüşmede en ağırlıklı konu, Suriye'nin İdlib bölgesinde son dönemde yaşanan askeri hareketlilik ve hava operasyonları.
Öğlen saatlerinde başlayan görüşmede ayrıca Erdoğan'ın YPG'nin 30 kilometre güneye çekilmesini isteyeceği Türkiye basınına yansıyan kulis bilgilerinden.
Erdoğan son demeçlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni yönetimle gidişatın "hayra alamet olmadığını" ve ilişkilerin "iyi başlamadığını" söylemişti.
ABD'li güçlerinin Afganistan'dan olduğu gibi Suriye'den çekilmesini tercih ettiğini belirten Erdoğan, Rusya-Türkiye ilişkilerine dair ise "Putin bize hiç yanlış yapmadı" demişti.
Erdoğan, bir soru üzerine, ABD'nin yaptırım tehdidine rağmen Türkiye'nin ikinci S-400 sistemini de alacağını söylemişti.
Biden-Erdoğan görüşmesi
Amerikan Dışişleri Bakanlığı böyle bir adımın Amerika'nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) uyarınca sonuçları olacağı uyarısında bulunmuştu.
Türkiye tarafı dün Erdoğan'ın Ekim ayı sonunda İtalya'nın başkenti Roma'da yapılacak G-20 Zirvesi kapsamında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşeceği bilgisini basına sızdırdı.
Putin-Esad görüşmesi
Putin ise, yarınki Erdoğan görüşmesi öncesinde Moskova'da 14 Eylül'de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat'ı ağırladı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) kast ederek tüm yabancı askeri güçleri Suriye topraklarından çekilmeye davet etti.
Erdoğan ile önceki tüm görüşmeleri sonrasındaki açıklamasında Türkiye'ye 1998 tarihli Adana Mutabakatı'na uyma çağrısı yapan Putin, bu mutabakata uyulmasıyla Ankara'nın Şam rejimiyle birlikte terörle mücadele etmesi gerektiği savunduy.
Bu bakımdan Putin ve Rusya yönetimi, TSK'nın ateşkes sağlanması amacıyla kontrol altında tuttuğu İdlib'den çekilmesi gerektiği görüşünde.
Akar anlaşmazlığı doğruladı
Soçi'deki zirvede, İdlib'in öncelikli konu başlığı olacağını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da son açıklamalarıyla doğruladı.
Akar, Rusya'yla İdlib'e hava saldırıları konusunda anlaşmazlık yaşandığını kabul ederek şunları söyledi:
- Dileğimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Putin ile yapacağı görüşmeyle tekrar mutabakat muhtırasının başlangıcındaki sükunet haline dönülmesi, bir an önce ateşkesin kalıcı hale gelmesi için tarafların gerekli katkıyı sağlamasıdır. Bu herkes için uygun bir hareket tarzıdır.
Akar, ayrıca Putin'in, Esad'ın yüzde 90 oranında topraklarında kontrolu sağlamasından memnuniyet duyduğunu söylemesine rağmen Akar, Türkiye'nin halen Suriye'de muhaliflere söz hakkı tanınarak yeni anayasa yapılması görüşünü koruduğunu açıkladı.
TIKLAYIN - Teknisyenler gidiyor, turistler gelmiyor
Doğalgazda artış olur mu?
Analist Aydın Sezer, Voice of America'ya "Ukrayna ve Kırım gölgesinde" olarak değerlendirdiği Türk–Rus ilişkilerinde Moskova yönetimi tarafından Türkiye'yle güncellenmesi gereken doğalgaz anlaşmasının da askıda tutulduğunun altını çizdi.
Karadeniz'deki NATO hareketliliği ve bununla birlikte Erdoğan ile Türkiye'nin Montrö Anlaşması'yla ilgili açıklamalarından dolayı Rusya'nın rahatsızlığında pekişme olduğunu kaydeden Sezer, şöyle konuştu:
- Bu olumsuz hava etkisiyle Rusya, Türkiye'nin rol oynayacağı Dağlık Karabağ'daki geçiş koridorları meselesini askıya aldı. İdlib'deki baskısını arttırdı. Özel olarak bugüne kadar doğalgaz meselesi de sürüncemede kaldı. Kış aylarına gelindi, doğalgaz açığımız var, Rusya'yla yeni anlaşma yapılması gerekiyor. Ama bu sırada maalesef dünya doğalgaz fiyatlarında fazlasıyla artış var. Bizim bugün Rusya'dan aldığımız 240 dolarlık bin metreküplük doğalgaz fiyatı Avrupa'da bin dolar mertebesinde, tam dört kat farklı. Dolayısıyla Rusya, bize hangi fiyattan doğalgaz verecek, ne kadar miktarda doğalgaz verecek? Yani şu anda top ikili ilişkiler bağlamında da Rusya'nın sahasında ve biz edilgen bir konumda Soçi'ye gidiyoruz.
"Pragmatizm ağır basıyor"
Rusya'da yaşayan gazeteci Cenk Başlamış, Türkiye ve Rusya ilişkileri konusunda bianet'e verdiği bir röportajda şunları söylemişti:
- Ben Türk-Rus ilişkilerini, eşlerin aslında birbirini sevmediği ama kişisel hesaplar ve mecburiyetler nedeniyle sürdürülen evliliklere, bir tür "zoraki nikah"a benzetiyorum.
- Türkiye de Rusya da bölgesel hırslara sahip, birbirlerinin doğal rakibi olan ülkeler. İki tarafta da ama özellikle Rus tarafında pragmatizm ağır basıyor. Üstelik iki ülke de birbirleriyle olan ilişkilerini Batı'ya karşı koz olarak kullanmaya çalışıyor.
- Kısacası, çıkarlar dönem dönem iki ülkenin iş birliği içinde bulunmasını zorunlu kılıyor. Ama rekabetin doğası nedeniyle şu anda Suriye'de olduğu gibi iş birliği yapılan alanda bile gedikler açılabiliyor.
- Bu "zoraki nikah" taraflardan biri yüzüğü atıncaya kadar devam edecek görünüyor. Ama yüzüğün ne zaman atılacağı konusunda tahmininde bulunmak bugün için zor.
(PT)