Bugüne kadar hep yetişkinlerin sesinin duyulduğu Barış ve Demokrasi Konferansı bu kez Cizre’de, Gündem Çocuk Derneği’nin koordinatörlüğünde gerçekleşiyor.
İki günlük çalışmanın ilk gününde düzenlenen barış konulu atölyelerde çocuklar görüşlerinin alınmadığını belirterek barışın kendileri için ne anlama geldiğini anlattı.
Barış, çözüm süreci, çatışmasızlık gibi kavramlar üzerinden gelişen atölyenin başında en küçüğü 12 yaşındaki çocuklar kendilerini tanıtırken seçimde HDP’nin başarılı olmasından şarkı söyleme isteklerine, hasta tutsakların bırakılmasından özgürce oyun oynama dileklerine uzanan isteklerini de dile getirdi.
“Çözüm sürecini ilk ne zaman duydun” sorusuna “Babam başkan olduğunda” diye yanıt veren de oldu, “2012 Newrozu’nda” diyen de “Televizyonda Demirtaş konuşuyordu” diye anlatan da…
“Süreç” deyince akıllarına gelenler genellikle aynı vurgular etrafında dönüyordu: Barış, Yeni Yaşam, seçim barajını geçmek, Öcalan’a özgürlük, demokrasi, kardeşlik süreci, Selahattin Demirtaş…
Katılımcı çocukların bir kısmı ise süreci özgürlük kelimesiyle birlikte andı: Barış ve özgürlük, özgürlük ve huzur, özgürlük ve seçim, özgürlük ve barajı geçmek, savaş ve özgürlük.
Yeni Yaşam’ın anlamı
HDP’nin sloganı Yeni Yaşam’ın karşılığını da araştırdı katılımcılar.
“Bütün insanların aynı haklara sahip olması, birlik ve beraberlik, ayrımcılığın kalkması, Kürtlerin de cipi olması, dağdan eve dönüş, daimi elektrik, kadın erkek eşitliği, her akşam silahlar patlamadığı için korkmayan çocuklar” verilen karşılıklardan birkaçıydı.
Ayrıca net bir biçimde yeni yaşamda polisin olmamasını, insanların zindana atılmamasını, IŞİD’in olmamasını ve oyların çalınmamasını beklediklerini anlattılar.
Yeni yaşam hayallerinde “Öcalan özgürdü, polis biber gazı atmıyordu ve HüdaPar susuyor” ve savaş olmadığı için insanlar akıllarını geliştiriyordu, Türkler Kürtlere saldırmıyordu.”
Peki yeni yaşam başladıktan sonra ne olacaktı?
Çocukların sözlerini aktaralım…
“Sokağa çıktığımızda herkes güleryüzlü olacak.
“Sekizden sonra rahatça, huzurla gezilecek.
“Yeni bir geleceğe başlayacağız.”
Kim, ne yapabilir?
Anlattıkça anlattı çocuklar. Çözüm sürecinde hangi aktörlerin etkili olduğunu, kimin ne yapması gerektiğini düşündüler. Vardıkları sonuçlar şöyle:
“Erdoğan…
* Öcalan’ı hapisten çıkarmalı.
* Hırsızlık yapmamalı, yalan söylememeli.
* İnsanların hakları yememeli.
* Vergileri yememeli.”
* Kendi için başkasının huzurunu bozmamalı
* Öldürülenlerin sorumlusu polisleri bulmalı.
“Devlet Bahçeli: Partisini kapatmalı.
“Davutoğlu: Doğru yolu bulmalı.
“CHP’nin elinden bir şey gelmez.
“HDP eşitliği sağlamaya çalışıyor, silahları susturuyor, bunları yapmaya devam etmeli.”
Gençler ne yapsın?
Sıra kendilerinin, çocuk ve gençlerin yeni yaşam için ne yapabileceklerine geldiğinde aynı açıkyüreklilikle konuşmaya devam ettiler.
“Polislere taş atılmayabilir. Taş atınca miting yapmamıza engel oluyorlar.
“Vekillerle fikir alışverişi yapılabilir.
“Okuyup avukat filan olarak halkı bilinçlendirebiliriz.
“Özgürlük ve barış reklamı yaparak televizyonlara gönderebilir, internete koyabiliriz.”
Barış antlaşması
Bu barış atölyesinin benzerini 12 yaşından küçük çocuklar da yaptı.
Çocukların çözüm sürecinden beklediklerini anlatırken yaptıkları bazı vurgular şöyle:
“Türklerle Kürtler barış antlaşması yapsın.
“İktidar tarafı izleme heyeti kursun.
“Kadınsız bir devlet asla başarılı olamaz.
“Çözüm süreci doğru olanın arkasında olsun.”
Barış ağacı
Barış atölyelerine katılan bir başka çocuk grubu ise bir “barış ağacı” yaptı. Çok fazla barış, sevgi, Apo’ya özgürlük, Demirtaş, polissiz yaşam ve kendilerini gösterme hayalleri ağacın meyveleri olarak dallarda yerini aldı. Ağacın köküne de güçlendirmek için demokrasi ve HDP’ye oy koydular. (YY)