Ankara'da iki gündür "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla süren 13. Çalışma Meclisi toplantısının kapanış yemeğinde konuşan Erdoğan sendikaları ve siyasi partileri suçladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın da katıldıkları13. Çalışma Meclisi yemeğinde konuşan Erdoğan İstanbul Taksim Meydanı'nın1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasına sahip çıktı.
Erdoğan: "Biz izin verdik, [biz izin vermiyoruz]"
İşçi temsilcilerine 1 Mayıs'ın kendi himayesi altında kutlanabildiğine ilişkin ifadelerle seslenen Erdoğan, "Kavganın çatışmanın sembolü olarak görüldü 1 Mayıs. 2008['de] 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü ilan ettik. 2009['da] 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan ederek buna son verdik. 2010['da] da Taksim'de kutlamaya izin verdik." dedi.
Erdoğan 2011 ve 2012'de de herhangi bir güvenlik sorununu yaşanmaksızın Taksim'de kutlanan 1 Mayıs'ın neden 2013'ten başlayarak yasaklandığına değinmediği konuşmasında, 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasında ısrar eden işçi sendikaları ve siyasi partileri "1 Mayıs'a gölge düşürmeye çalışmak"la suçladı.
"Buna rağmen muhalefet ve bazı marjinal guruplar 1 Mayıs'a gölge düşürmeye çalışıyor. Taksim meydanının mitinge uygun olmadığı herkesin malumu iken bu türdeki dayatmaları doğru bulmuyorum." dedi.
Erdoğan: "Taksim'e çıkmak
isteyenler iyi niyetli değil"
Erdoğan 1 Mayıs kutlamaları, ve diğer toplantı ve gösterilerin hak değil, hükümet iznine bağlı etkinlikler olduğuna dayandırdığı yaklaşımını şöyle ifade etti: "Sembolik kutlamalar hariç, Taksim Meydanı'nın miting alanı olmadığı herkesin malumuyken, bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim. İstanbul'da gösteri, miting ve yürüyüş güzergahları bellidir. Geniş çaplı buluşmalar için her iki yakada da miting alanları mevcuttur. İstanbul'da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı güzergah belirlenmiştir. Müsaade edilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenlemek iyi niyetli değildir."
Anayasa ne diyor?
Madde 34- Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Erdoğan, Anayasa'nın açık hükmüne karşın, 1 Mayıs kutlamalarını ve her türlü kutlamayı "hükümet izni"ne bağlı olarak yorumladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gerekli izinler, tedbirler alındığı müddetçe barışçıl protestosunu ve anma programını buralarda [hükümetin gösterdiği yerlerde] özgürce yapabilir. Gün aşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs'ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini hazırlanmamalıdır. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum."
Anayasa Mahkemesi ne diyor?
Anayasa Mahkemesi 15 Aralık 2023'te gerekçesiyle birlikte Resmi Gazete'de yayımlanan kararında 2014 ve 2015'te 1 Mayıs kutlamalarının Taksim Meydanı’nda yapılmasının engellenmesi dolayısıyla yapılan başvurular kapsamında hükümetin getirdiği yasakların “toplantı ve gösteri yürüyüşü” düzenleme hakkını ihlal ettiğine hükmetmişti.
Anayasa Mahkemesi, kararıyla hükümeti, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), dönemin DİSK Başkanı Kani Beko, mevcut Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve dönemin KESK Başkanı Lami Özgen’in de aralarında bulunduğu başvuruculara 18’er bin lira manevi tazminat ödemeye de mahkum etti.
Yüksek Mahkeme kararında Erdoğan'ın yasakları dayandırdığı "izin" konusunda da şu hükme varmıştı: “Toplantı ve gösterinin düzenlenmesi ile hedeflenen amaçlara ulaşılabilmesi için mekanın önemi gözetildiğinde, mekan seçme serbestisinin kategorik olarak yasaklanması anayasal hak bakımından kabul edilemez. Hangi mekanın toplantıya en uygun olacağını seçme serbestisi toplantının düzenleyicilerine de tanınmalıdır.”
(AEK)