Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan'da düşen helikopter kazasında hayatını kaybeden askerlerin cenaze töreni nedeniyle bugüne ertelenen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grup toplantısına konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan taraflar şöyleydi.
"Dünkü kanunsuz gösteriler sonucu güvenlik güçlerine ateş açılması sonucu, Yüksekova'da üç Cizre'de iki polisimiz yaralandı. Ne yazık ki Ahmet Toprakoğlu isimli polis kardeşimiz şehit oldu."
"Efendim neden işte Pazar günü talep edilen bu törenlere müsaade edilmedi, neden işte bu üç gün dört gün olsun müsaadesi verilmedi. Hatta hatta kenar köşelerine kadar yansıtan beyefendilere de sesleniyorum. Sizlerin alamadığınız haberleri niçin bizim alabileceğimizi düşünmüyorsunuz? Bizi ister istemez daha temkinli hareket etmeye sevk etmektedir."
"İşte terörist liderlerinden bir tanesinin "kan gölüne çevireceğiz" diye yaptığı açıklamayı duymuyor musunuz? Kulağınız var sağır mısınız? Şurada Pazar günü yapılanları görmediniz mi? Huzurlu bir ülkeyi, huzursuz bir ülke haline çevirme gayreti içinde olanlarla beraber ne zamana kadar hareket edeceksiniz?"
"Beyefendiler tabiî ki köşelerinizde rahatsınız. Çünkü size dağdan davet geliyor, adadan davet geliyor. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz? Münasebetleriniz gayet güzel maşallah. Kaynağınız burası demek ki."
"Çanakkale Zaferi öncesi olması manidar""
"Afganistan'daki acı hadiselerin, Çanakkale Deniz Zaferi'nin hemen öncesinde vuku bulması manidardı. Biz şehitlerin ölüler olmadığına onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Akif'in ifadesiyle, sıksan şüheda fışkıracak."
"Afganistan'da ne işimiz var diyenler. Somali'de, Kosova'da Bosna'da Türk askerinin ne işi var diyenler. Ufukları Sivas'ın ötesine, İstanbul'un ötesine gidemeyenlerdir. Ufku olan vizyonu olan, bu ülkenin tarihini az çok okuyan herkes, bizim yurt dışındaki askeri varlığımızdan gurur duyar. Büyük iddialarınız olursa büyük ülke olursunuz. Ama bunlar maalesef, butik devlet olmaktan öte geçemediler."
Yeni düzenleme
"Şehit aileleri ve gazilerle doğrudan ilgilenecek bir daire başkanlığı kurduk. Şimdi biz şehitlerimizin dul ve yetimleriyle, gazilerimizi çeşitli kanun ve Kanun Hükmünde Kararname'lerle (KHK) 20 maddeyi değiştiriyoruz."
"Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine muafiyet getiriyor, bu hibelerin vergiden düşürülmesini sağlıyoruz. Tüm yurtta toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma şartını yeniden düzenliyoruz. Şehit ve gazilerimizin tüm çocukları bundan yararlanacak. Ücretsiz yararlanmak için artık sosyal güvence aranmayacak. Terörle mücadele kanunu kapsamındaki, er ve erbaşlar ile geçici köy korucularının faizsiz konut kredisinden yararlanmasını getiriyoruz."
"Malul olan gazilerimize sağlanan bakım desteğini köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Bakım desteğini bir asgari ücret tutarından iki asgari ücret tutarına çıkarıyoruz. Terörle mücadele görevlerini ifa ederken yaralanan kamu personeli ve sivillerin her türlü sağlık hizmetleri yapılacak. Tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekât ve operasyon tazminatının ödeme süresini 12 aydan 24 aya kadar çıkarıyoruz."
"Terörle mücadele sırasında olmasa bile, yaralanan harp malulleriyle köy korucuları da artık ihtiyaç duydukları her türlü araç gereçlerden, katkı payı ödemeyecekler. Maluliyeti sürekli olan kardeşlerimizin, malullük derecelerini değiştirebilecekler. Şehit ve gazi sayılma kapsamını genişletiyoruz. Terör olayları sebebiyle, göreve gidiş-dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucu, yaralanan sakatlanan ve hayatını kaybedenleri kapsama alıyoruz. Trafik yol güvenliği ile tutukluların sevkinde görevliyken meydana gelen olayları kapsama alıyoruz."
Siviller, "şehit" sayılacak
"Terör eylemlerinde hayatını kaybeden sivilleri şehit kategorisine alıyoruz. Terör sebebiyle hayatını kaybeden ya da malul olan sivillere ve yakınlarına tazminatın yanında aylık bağlıyoruz. Örneğin Batman'da şehit edilen Mizgin, Bingöl'de şehit edilen Hatice artık kanunen de şehit sayılacak."
"Şimdi geliyorum en önemli iki düzenlemeye. Mevcut durumlarda ailesinden birine veya çocuğuna bir istihdam hakkı tanınıyordu. Biri eşi ya da çocuğu, diğeri ailesi olmak üzere istihdam hakkını ikiye çıkarıyoruz. Anne babaya ödenen maaşta hali hazırda muhtaçlık şartı aranıyordu. Bunu kaldırıyoruz. Malullük ve muhtaçlık belgesi aranmayacak. Allah hiç kimseye evlat acısı, kardeş acısı vermesin." (IC)