Başbakanın "Bazı dernekler çıkıyor, efendim işte kota verin diyorlar, kusura bakmayın, mal mı ki bu kota vereceksin, öyle şey olur mu, böyle saçmalık olmaz, erkeklerin ianesine teslim edeceğiz hanım kardeşlerimizi" demişti.
bianet'in görüştüğü, Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, Aydın Milletvekili Semiha Öyüş ve İstanbul Milletvekili Zeynep Armağan Uslu, KA-DER'in kampanyasının çıkış noktasının yanlış olduğu fikrinde birleşiyor.
Şahin: Kadın zaten güçlü denmek istenmiş
Gaziantep Milletvekili Şahin, Erdoğan'ın konuşmasıyla kadınları siyasete çağırdığını söylüyor.
"Söylenmek istenen şey kadının korunmaya muhtaç olmadığı.'Eğer kota koyarsak böyle algılanır' demeye çalışıyor. Kadın zaten güçlü denmek istenmiş. Buna ihtiyacı olmadığını söyleyen bir açıklama. Bu anlamın çok güçlü olduğu bir konuşma."
Şahin AKP bünyesinde kadınların yeterince temsil edildiğini, merkez kademelerde tüzüğe girmese de kota uygulamasının gerçekleştirildiğini anlatıyor.
Öyüş: Kota ticari meta için konulur dedi
Aydın Milletvekili Öyüş, "Başbakan konuşmasında kota ticari metalar için konulan bir terim demek istedi" diyor.
Öyüş, AKP'nin kadını nasıl gördüğünü de şöyle anlatıyor: "İnsan, ana olarak görüyoruz. 'Ben de varım' demek gerekiyor. Kadınlar kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar ama erkeğe benzemek gerekmiyor. Bıyıklı olmak erkeği temsil ediyorlar. Aday aday olmaları ile seslerini daha iyi duyuracakları kanaatindeyim."
Uslu: Biz uluslararası sözleşmelerle bağlıyız
KA-DER'in kampanyasını farkındalık yaratmak açısında önemli bulan İstanbul Milletvekili Uslu, "konunun sosyal paydaşları kapsaması gerektiğini" söylüyor.
AKP'nin uluslararası sözleşmeleri göz önünde bulundurduğunu bu yüzden kadının temsiline önem verdiğini kaydeden Uslu, Başbakan Erdoğan'ın sözlerinin kadını aşağılama niyeti taşımadığını, aksine kadının önemini vurguladığını dile getiriyor.
KA-DER: Kota bir ayrımcılık değil
KA-DER Başkanı Seyhan Ekşioğlu, Erdoğan'ın sözlerinin ardından, "biz kadınlar, kotayı bir ayrımcılık, kadınları bir 'mal', korunmaya muhtaç bir yaratık durumuna düşürme unsuru veya 'erkeklerin ianesi' olarak görmüyoruz" açıklaması yaptı.
Ekşioğlu, dünyada 81 ülkede kota uygulandığını, bu ülkelerden 16'sının kotayı anayasa, 27'si ise seçim yasasıyla düzenlediğini, 43 ülkedeyse siyasi partilerin tüzüklerine konulan hükümler çerçevesinde ve seçim adaylarını kapsayacak biçimde hayata geçirildiğini söyledi.
AKP'nin Birleşmiş Milletler Kadına karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) maddelerinin hayata geçirileceği sözünü hatırlatan Ekşioğlu, "Zaten eşitlikten söz etmek mümkün değilken, 'kota eşitliğe aykırıdır iddiası', gerçekçi olamaz" dedi.
Ekşioğlu KA-DER'in atamayla ve seçimle gelinen her yönetim biriminde bir cinsin yüzde 30'dan az temsil edilmemesi için çalışma yürüttüğünü açıkladı. (AÖ/EZÖ)