Beştepe'de bir araya gelen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında yaptığı basın açıklamasına Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve BM 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle hükümetinin eğitim ve kadın hakları konusundaki "icraat"ını gündeme getirerek başladı.
Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi...
Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle öğretmenlerin önemine değindi ve son 22 yılda eğitimin öncelikli bir alan olduğunu belirtti. Türkiye Yüzyılı maarif modelinin ideolojik eleştirilerden bağımsız bir şekilde uygulanacağını söyledi.
Erdoğan, "Eğitimi son 22 yıldır önceliklerinin ilk sırasına yerleştirmiş bir iktidarız. Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık." dedi.
Erdoğan, "Şurası da bir gerçektir ki; eğitim-öğretimde değişime ve yeniliğe direnmek bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına gelir. Ülkemizde maalesef kendini halen 1940’ların şartlarında gören, eğitime bir gelişim ve tekamül aracı olarak değil bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor." sözleriyle muhalefeti hedef aldı.
"Türkiye Yüzyılı maarif modelimizin uygulanmasında bu çevrelerin temelsiz eleştirilerine, engellemelerine ve sabotajlarına maruz kaldıklarını" iddia etti.
"Bizim hükümetlerimiz döneminde kadına karşı şiddet başta olmak üzere..."
Erdoğan kadına yönelik şiddetle mücadelede kazanımlar elde edildiğini ve reformlar hayata geçirildiğini belirtti. Kadınların toplumsal hayattaki konumunu güçlendirme çabalarının devam edeceğini ifade etti. Erdoğan "Türkiye bizim hükümetlerimiz döneminde kadına şiddet başta olmak üzere şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte kazanımlar elde etmiş, ülkemiz çok ileri bir noktaya gelmiştir. Kadına yönelik yanlış algıların kırılmasından, iş, eğitim ve siyaset alanındaki bariyerlerin kaldırılmasına kadar nice başlıkta sorunları çözdük, eksikleri giderdik, meselelerimizin üzerin gitme cesareti gösterdik. Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık, son 22 yılda bu konuda çok köklü, çok kapsamlı reformları devreye aldık." dedi.
Doğruluk denetimi: Türkiye, kadınların işgücüne katılım oranında G20 ülkeleri arasında alt sıralarda yer alıyor. Özellikle düşük ve orta düzeyde vasıflı işçiler arasında cinsiyet farkı oldukça belirgin. Türkiye’deki cinsiyet ücret farkı, G20 ve OECD ortalamalarına benzer şekilde büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Ancak bu fark, özellikle kayıt dışı ekonomide daha belirgin. Türkiye'de kadınların karar alma süreçlerine ve liderlik pozisyonlarına katılımı düşük. G20 ülkeleri arasında bu oranlar açısından alt sıralarda. Örneğin, siyaset ve üst düzey yöneticilik gibi alanlarda kadın temsili sınırlı kalıyor. Türkiye, kadına yönelik şiddetle mücadelede kimi yasal düzenlemeler yapmış olsa da, bu sorun hala yaygın bir sosyal problem olarak öne çıkıyor. Şiddet önleme mekanizmalarının etkinliği, uluslararası karşılaştırmalarda yeterince güçlü bulunmuyor.
Türkiye'nin BM'nin Kadınlara Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadelede en önemli enstrümanı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, uluslararası itibarına kendi eliyle indirdiği en ağır darbelerden biri oldu.
BM, Türkiye’nin bu kararını eleştirerek, bunun kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik önceki çabaları baltalayacağını ve hukuki çerçevenin zayıflamasına yol açacağını belirtti. Türkiye'yi sözleşmeye geri dönmeye çağırdı ve kadına karşı şiddetin ülkede özel bir endişe kaynağı olduğunu vurguladı. Ayrıca, her yıl yüzlerce kadının şiddet olaylarında yaşamını yitirdiğine dikkat çekildi.
Avrupa Konseyi kararın “kadın hakları için bir geri adım” olduğunu dile getirdi. Bu durumun, Avrupa genelinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların korunması konularında olumsuz bir etki yaratabileceği değerlendirildi.
Uluslararası Af Örgütü, kararı "haklar karşıtı bir adım" olarak niteledi. Bu tür adımların LGBTİ+ haklarına ve kadın haklarına yönelik olumsuz etkileri konusunda da uyardı.
25 Kasım'da sokaklara çıkan kadınlar, İstanbul ve Diyarbakır başta olmak üzere polis şiddetinin en sert biçimleriyle karşılaştılar:
Diyarbakır'da 25 Kasım: Jin jiyan azadî sesleri arşa yükseliyor
Taksim kuşatma altında, kadınlar meydanda: Jin, jiyan, azadî
Filistin'e "görünenden fazla destek"
Erdoğan ayrıca Türkiye'nin Gazze ve Filistin için görünenden daha fazla destek sağladığını belirtti. İsrail’in saldırgan politikalarına karşı güçlü bir duruş sergilendiğini, uluslararası platformlarda bu meseleyi sürekli gündeme taşıdıklarını ve insani yardımlarla öne çıktıklarını ifade etti. İsrail'e yönelik soykırım suçlamaları bağlamında Uluslararası Adalet Divanı'na başvurduklarını vurguladı.
Somut önlem: Yetkisiz çakar kullananların göz yaşına bakmayacağız
Erdoğan bütünü itibariyle genel ve soyut değerlendirmelerden oluşan konuşmasında özellikle kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konularında somut önlemlerden söz etmemesine karşın, çakarlı uyarıcılar ve tepe lambaları gibi güç, öncelik ve ayrıcalık alametlerinin yetkisiz kişilerce kullanılması ve ruhsatsız ateşli silahlar konularında kapsamlı düzenleme sözü verdi ve "bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız." dedi.
(AEK)