Yasama çalışmalarına yarın başlayacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) salı günü 28. dönem üçüncü yasama yılını törenle açtı.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla açılış konuşmasını yaptığı özel oturumda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar hazır bulundu.
Açılış oturumunun ardından parti başkanları ve milletvekilleri TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un düzenlediği resepsiyonda bir araya geldiler.
Özgür Özel'in "ayağa kalkılsın" çağrısı
Oturum öncesinde Özgür Özel'in isteği üzerine meclis grup yönetimi CHP milletvekillerine Erdoğan'ı salona girdiğinde ayakta karşılamalarını öneren bir çağrı gönderdi.
Bu kararı içlerine sindiremeyen milletvekillerinin bir bölümü genel kurula gitmedi. Birkaç milletvekili salonda olmalarına karşın ayağa kalkmadı. Genel kuruldaki CHP'li vekillerin çoğunluğu Erdoğan'ı ayakta karşıladı ama alkışlamadı.
DEM Parti grubu, 2016'dan bu yana sürdürdüğü tutumu korudu: Erdoğan'ı ayakta karşılamadı ve alkışlamadı.
Genel kurulda bulunan İYİ Parti milletvekilleri de Erdoğan'ı ayakta karşılamadı.
Özel: "Makama saygıdan"
Özel oturum sona erdikten sonra genel kuruldan ayrıldığı sırada habercilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, milletvekillerinin Erdoğan'ı ayakta karşılamaları kararını "Makama saygı" ile açıkladı.
Özel, "Makama saygıda bir eksik yapmayacağımızı söylemiştik. Cumhurbaşkanı'nın yeminine uygun şekilde geldiğinde karşılamamızı ona uygun bir konuşma yapacağını da umarak ayakta yaptık." dedi.
"Konuşması bir parti genel başkanı konuşması sınırları içindeydi, rahatsız edici söylemler olmamakla birlikte... O yüzden giderken ayağa kalkma gereği duymadık."
Bahçeli herkesin elini sıktı,
DEM Partililerin de
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Genel Kuruluna girişi sırasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile el skıştı. Bu tutumuna ilişkin soruları da "Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım" diyerek yanıtladı.
Bahçeli: Halk TV ve CHP ayağınızı denk alın
Gazetecilerin toplantı öncesinde Özgür Özel'e yönelik tehdide varan ifadelerini tokalaşmayla nasıl bağdaştırdığına ilişkin sorularını da Bahçeli, "El sıkma değerlendirmenin işaretidir" diyerek yanıtladı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan'a başsağlığı dilediğini de doğruladı.
Kemal Kılıçdaroğlu: "Biz CHP’liler,
yalnızca halk için ayağa kalkarız"
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise X hesabından, adını anmadan Özgür Özel'i eleştirerek Erdoğan'ın ayakta karşılanmasını onaylamadığını açıkladı: "Unutulmasın ki hiç bir yurttaşımızın Erdoğan ve Saray rejimini meşrulaştırma hakkı ve hukuku yoktur! Ancak mücadele etme sorumluluğu vardır!" dedi.
Özel'in çağrısına ayak uydurmayan vekillerin "[...] yurtsever ve milletperver duruşlarıyla Parti[lerini] gururlandır[dıklarını]" söyleyen Kılıçdaroğlu, bu vekilleri "saygıyla selamladı."
mak ve devlete sahip çıkmak vardır!
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) October 1, 2024
Devlet tehlikede ise, kurtarmak yine en başta Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevidir.
Her mikrofon gördüğünde Partimize ve muhalefete hakaret eden Zat anlamalıdır ki,
Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Yeminini…
Erdoğan'ın "Yeni Anayasa" ısrarı
AKP, MHP ve CHP milletvekillerince ayakta karşılanan Erdoğan yeni yasama yılı açılış konuşmasının büyük bölümünü "Yeni Anayasa" arayışına ve İsrail'in saldırganlığına ayırdı.
İktidarın mevcut Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımazlıktan gelen tavrı dolayısıyla AKP'nin "yeni Anayasa" çağrılarına itibar etmeyen muhalefet partilerini iknaya yönelik konuşmasında Erdoğan 1982 Anayasası'nın "miadının dolduğunu" ileri sürdü.
"Her düşünceyi ilgiyle dinleriz"
12 Eylül askerî darbesi sonrasında, silahların gölgesinde millî iradeye dayatılan mevcut Anayasa Meclisimize ve milletimize biçilmiş dar bir gömlektir. 1982'den beri yapılan irili ufaklı 20'den fazla değişiklik milletin mevcut Anayasa’dan memnuniyetsizliğini açıkça göstermektedir. Bir nevi yamalı bohçaya dönen 82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur. Türkiye'nin 21'inci yüzyılda büyük hedef ve iddialarını gerçekleştirmesi ancak yeni, uzlaşmacı, özgürlükçü, katılımcı, sivil bir anayasayla mümkündür. Demokrasimizin yeni anayasa ihtiyacının günden güne kendini daha fazla belli ettiğini görüyoruz. Burada şu hususu da açık yüreklilikle ifade etmek arzusundayım: AK PARTİ ve Cumhur İttifakı olarak yeni anayasayla ilgili olarak elbette biz kendi hazırlıklarımızı hem de çok titiz bir şekilde yapıyoruz ama bu demek değildir ki diğer tüm fikirlere kapımızı kapatıyoruz. Yeni anayasanın hazırlık sürecinde her türlü fikre saygı duyarız, her düşünceyi ilgiyle dinleriz, her yapıcı teklifi hayırhahlıkla değerlendiririz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, yasakçı değil özgürlükçü olması, farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması temel ve sarsılmaz ilkemizdir.
Erdoğan konuşmasının İsrail'in Lübnan'da başlattığı kara harekatının İslam dünyasında gerekli önemle karşılanmadığını değerlendirdiği bölümünde İsrail'in gelecekte Türkiye'yi de hedef alacağı iddiasında bulundu.
"İsrail Filistin ve Lübnan'dan sonra
gözünü vatan topraklarımıza dikecek"
"Vaadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin tamamen dinî bir fanatizmle Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer -açık söylüyorum- bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı siyonistseverlerin, gönüllü veya paralı siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı, işte budur. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu Hükûmeti Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta; bu niyetlerini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. 7 Ekimden beri yaşanan her gelişme bu tehdidin boyutunu biraz daha artırmaktadır. İsrail'in, Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz. Bu coğrafya bilgisini sizlere ve aziz milletimize burada hatırlatmak isterim. Bakınız, Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki Suriye sınırından Lübnan sınırı karayoluyla 170 kilometredir ve Türkiye Lübnan’a arabayla sadece iki buçuk saat uzaklıktadır. Antakya ile Gazze arası Ankara ile Aydın arası kadardır yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır."
(AEK)