Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli Kültür Şurası'nda konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği “Milli Kültür Şurası” açılış töreniyle başladı. Şura 5 Mart’ta sona erecek.
TIKLAYIN - MİLLİ KÜLTÜR ŞURASI TOPLANIYOR, ULUSAL KÜLTÜR RAPORU 8 YILDIR BEKLEMEDE
Açılışa Erdoğan'ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.
Erdoğan'ın konuşmasına “Üç gün sürecek toplantılar sonucunda yayınlanacak Şura Sonuç Raporu'nun geleceğimize ışık tutmasını, yeni bir kültür hamlesine vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum” diyerek başladı. Erdoğan kültür konulu konuşmasında ahlaklı olma çağrısı yaptı: "Ahlâktan yoksun bir kültür anlayışı bizi ancak yozlaşmaya götürür".
“Ecdadımız önemli eserler ortaya koymuş”
“Ecdadımız mimariden musikiye kültürün her alanında çok önemli eserler ortaya koymuştur. Bu büyük mirasın altında bir varlık tasavvuru ve dünya görüşü yatmaktadır. Buna göre tabiat alemi bize verilmiş bir emanettir. Tabiatı istimal ederek; yani kullanarak, üreterek ortaya koyduğumuz kültür ve sanat ürünleri de insana ve onun ahlâki kemale ulaşmasına hizmet etmelidir. Toprağı işlemek anlamında olan kültür kelimesini Ziya Gökalp, Farsça 'hars' kelimesiyle açıklamıştır. Kültür ve medeniyeti birbirinden ayırmak mümkün değildir.
Erdoğan’ın verdiği rakamlar
Erdoğan konuşmasında kültür mirasını koruma görevinin sadece devletin değil topluma ait olduğunu öne sürdü. Ardından bir takım rakamlar verdi:
“Ülkemizin 2015 yılında en çok ziyaret edilen müzeleri olan Ayasofya'ya 3,5 milyon, Topkapı Sarayı'na 3,2 milyon ve Mevlana Müzesi'ne 2,3 milyon kişi geldi. Buna karşılık sadece Paris'teki Louvre Müzesi aynı yıl 9 milyon kişi tarafından ziyaret edildi. Ülkemizin kültür harcamalarına baktığımızda kitap, gazete, dergi harcaması yüzde 13, sinema tiyatro konser harcamısı da yüzde 5,7 ile kültür ekonomisinde yer alıyor. Bunlar düşündürücü olmakla birlikte geçtiğimiz 14 yılda kültür alanında çok önemli işler de yapıldı. Mesela doğrudan Bakanlığa bağlı müze 93'den 198'e çıktı. Sinema seyircisi 58 milyonun üzerine çıkarken özellikle yerli filmler 31 milyon seyirciyle tarihimizin en yüksek seyirci potansiyeline ulaştı"
Yunus Emre Kültür merkezleri
"Özellikle üzerinde durmak istediğim konu Yunus Emre Kültür merkezlerini, TİKA'nın kalkınma yardımlarında, Marif Vakfı'nın kültürümüzün, tanıtımında gerçekleştirmek üzere kurduk. Bu merkezlerimizi daha canlı, daha etkin hale getirmeliyiz. Yunus Emre Enstitüsü'nün Maarif Vakfı gibi özel bir çerçeve içinde yeni bir yapıya kavuşturacağız. Yurtdışında kültürel varlıkların korunması hususunda önemli mesafeler aldık. Geçtiğimiz 14 yılda yurt dışındaki kültür varlıklarımızın korunması konusunda çok önemli adımlar attık."
Sosyal medyayı yerdi, Diriliş Ertuğrul'u övdü
“Özellikle gençlerimizi bir ustanın, bir üstadın dizinin dibinde oturtarak gerçek sanat ve kültürü öğrenmeye teşvik etmeliyiz. Benim siyasetteki tecrübem bunu gösteriyor. Kültürün her alanında birikimimizi sahiplenecek değerlerimizi yaşatacak çalışmaları ön plana çıkarmalı ve desteklemeliyiz. Televizyonun, internetin özellikle ede sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkanları kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarma konusunda etkin bir şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız."
“Kuruluş/Osmancık” dizisi çok önemli bir işlev görmüşse. Günümüzde de “Diriliş Ertuğrul” dizisi ülkemizin içinde ve dışında ilgiyle takip ediliyor. Eğer benim 6-7 yaşındaki, 13-14 yaşındaki torunum tekrarını da izlemek suretiyle aşina kesbediyorsa demek ki bunu kazanmışız."
"İstanbul'a Fatih'in gözüyle bakmazsanız"
“İrfandan yoksun bir kültür açık konuşayım hamallıktan başka bir şey değildir. Ahlâktan yoksun bir kültür anlayışı bizi ancak yozlaşmaya götürür. Oysa sanat ve kültürün amacı insanın akli ve ahlâki kemale ulaştırmaktır. İyinin, güzelin, doğrunun peşinde koşan bir sanat ve kültür anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İstanbul'a Fatih'in gözüyle bakmazsanız taş ve beton yığınlarıyla denizin karışımından başka bir şey görmezseniz.”
Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olmalıyız
“Kültür iktidarı olmak için çok daha çalışmaya, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli değerlerimizi evrensel bir dille yeniden keşfetmeli ve yeniden inşa etmeliyiz. Bütün kültürler belli toplumun, coğrafyanın içinde doğar, büyür ve gelişir. Onu evrensel yapan verdiği mesajın derinliğidir. Kendi tarihimizden, değerlerimizden beslenen kişi ve kuruluşlarından artık kaliteli ve küresele doğru akan bir kültürel eğitim yapmaları gerekiyor.”
“Kültürümüzü kaybedersek”
“Benim sizden ricam: Bize 2023 vizyonumuza uygun, derinliği, gelecek vizyonu olan uygulanabilir bir yol haritası hazırlayın. Bunu çok iyi çalışın. Biz de bunu çok çalışalım ve uygulama alanına koyalım. Bu şurada uygulanabilir her önerinin bizzat takipçisi olacağımı, bununla ilgili bir heyeti oluşturacağımı burada özellikle açıklamak istiyorum. Burada Milli Kültür Şurası'nı topluyor olmamız da işte bu gayeye yöneliktir. Medeniyetimizden koparsak her şeyimizi kaybederiz. Kültürümüzü kaybedersek yok oluruz. Kimliğimizi, kişiliğimizi, özgürlüğümüzü terkedersek yılların içinde kaybolup gideriz. Her fırsatta tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet diyoruz.”
Yolda yürüyenlerin kıyafetleri
Yolda yürüyenlerin kıyafetlerinden nereli olduklarının anlaşılmadığından yola çıkan Erdoğan, kültürel kuraklık olarak tanımladığı bu konuyu referanduma bağladı:
"Eğer bugün İstanbul'un sokaklarında yürüyen bir kişinin kıyafetinden, ayakkabısından, şapkasından, vücut çalımından hangi kültüre mensup olduğunu çıkartamıyorsak, kültürel kuraklığın pençesindeyiz demektir. Bir sofranın başına geçtiğimizde, örtüsünden, tabaklarına, yemeklerinden sunumuna tüm unsurlarıyla hangi millettin ürünü olduğunu anlayamıyorsak durum gerçekten vahimdir. Bu tartışmalar dünyanın pek çok yerinde yapılıyor. Aynı sancılar oralarda da çekiliyor. Fakat bizim bir farkımız var. Biz hem medeniyet birikimi, hem tarihi geçmişi, hem de devlet geleneği bakımından çok farklı bir milletiz. Çağ kapatıp, çağ açmış bir ecdadın torunları olarak kendimize yeni ve büyük bir gelecek inşa etme gücüne, iradesine, imkanına sahibiz. İşte onun için 'büyük Türkiye' diyoruz, 'güçlü Türkiye' diyoruz. Onun için 2023 hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. İşte bunun için gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını miras bırakıyoruz. Ve işte bunun için anayasa değişikliği ile ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz" (HK)
* Fotoğraf: Metin Pala - İstanbul/AA