Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü Kabine Toplantısı sonrasında açıkladığı ‘yeni finansal sistem’ Türk Lirası'na döviz ve altın karşısında uzun bir aradan sonra değer kazandırdı.
Erdoğan’ın “Dövizin muhtemel getirisine Türk Lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek” diyerek özetlediği ve ihracatçılara Merkez Bankası tarafından ileri vadeli kur rakamı verilmesini içiren bu yeni sistem TL’ye değer kazandırsa da eleştirilerin odağında.
İşte ‘yeni finansal sistemi’ değerlendiren ekonomistlerin ve finansçıların yorumları:
"Geri döndük demeden döndüler"
Merkez Bankası eski başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz: İktidar “Kur-faiz tartışmasını bir kenara bıraktık, artık reel ekonomi konuşacağız, üretim konuşacağız. Türkiye Ekonomi Modeli uygulayacağız” demişti. Hedefi değersiz Türk Lirası üzerinden ihracatı artırmaktı. Türk Lirası'nın değerini bilerek düşürdüler. Liranın değerinin düşmesi hedefti ama gelinen noktada bu işin çıkmaz sokak olduğunu gördüler. Geri döndük demeden döndüler, ortodoks politikalara döndüler.
Bunlar ana yolu bırakıp yan yola çıktılar ama girdikleri yol çıkmaz sokak. Bu bir faiz artışıdır. Klasik AKP politikalarından U dönüşüdür. Ama bu beraberinde birtakım sorunları da yanında getiren bir politika. Zımni bir faiz artırımı yapıldı. Bence kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu bir alım fırsatıdır. Başka bir şey değildir.
"Hazine'yi batırır"
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak: Adına faiz artışı denmeyerek epik faiz artışı yapıldı. Merkez Bankası %14 ile para vermeye devam edecekse bu da işe yaramaz. Temel iktisat ile kavgaya girip bütün ülkenin kafasını gözünü yardırdılar.
Birkaç saat öncesine kadar liranın değer kaybetmesi ekonomi modelinin parçasıydı, düşük faiz yüksek kur cari açığı kapatacak, bizi Çin yapacaktı. Şimdi liranın değer kazanması olumlu seyir olmuş.
İnsanlar bu böyle gitmeyecek derse, kur fırlarsa eğer o zaman Hazine çok büyük bir ödeme yapmak zorunda. Biz eğer 'Bu iş patlar abi' deyip dövize hücum edersek ve döviz yukarı doğru uçar giderse, daha yeni oldu, gördük böyle olduğunu, o zaman bu Hazine'ye inanılmaz bir yük bindirecek. Mevduat faizi de ki yüzde 20. Kur da ikiye katlandı yüzde 100. Aradaki yüzde 80'i kadar kaynağı Hazine o mevduat sahibine aktarmak zorunda. Hazine bunu nereden çıkartacak? Bu Hazine’yi batırır.
Her Hazine batmadan önce Merkez Bankası’na yaslanır. Merkez Bankası’ndan o kaynağı çıkartmaya çalışır. Merkez Bankası’ndan böyle bir lira çıktığı zaman o kuru uçurur. Ha demek ki ben kurun uçmasını bekleyip buraya doğru gidersem Hazine’nin davranışının kendisi kuru uçuracak."
Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ın konuşmasını dinlemek için:
"Hepsi çöp mü oldu?"
Ekonomist İris Cibre: TL getirisi kur artışının altında kalırsa aradaki fark Hazine ödenecekmiş. Örtülü faiz artırımı ama vergilerimizden. Kur zararı yaşamadan faiz alınacak. Orta vadede ekonomiye büyük zarar oluşturacak bu uygulama ilk etapta faiz artırımı olarak işlem görüyor, üstelik kur artışı oranında.
Hepimiz eğer dolar mevduat faizinden yüksek olursa Hazine’nin kur farkı ile ciddi bir risk aldığını tartışıyoruz. Peki; yüzde 65 dolarize olmuş mevduatlar TL ye döndüğünde, artan TL talebi nasıl karşılanacak? Kur aynı seviye de kalsa da yüksek enflasyonla karşı karşıya değil miyiz?
Cari denge hedeflemiş Merkez Bankası’nın yeni hedefi ne olacak? Kur düşüşü ile ithalat patlayacak, ihracat sekteye uğrayacak. Belki bunu fırsat bilip politika faizi indirilecek, kur farkı faiz artışı çöp mü olacak? Yeni Türkiye programında da ihracat ön plandaydı. Hepsi çöp mü oldu?
"Fark vergilerimizden ödenecek"
Ekonomi yazarı Uğur Gürses: Hala TL mevduatta durup da 'treni kaçırmış" olanlar ile dövize geçme ihtimali olanlara "siz döviz almayın, biz size dövizin getirisini TL olarak ödeyelim" formülünün hayata geçirileceği anlaşılıyor. Temel sorun da şu; bu farkı kim ödeyecek? Bu farkın Hazine tarafından ödeneceği anlaşılıyor. Yani vergilerimizden.
İsterse buna "örtülü faiz artırımı" denilsin, iktidar faizi arttırmadı ama bütçeden ödenecek faiz yükünü arttırdı. Peki ilerleyen aylarda sonuç ne olacak? Hazine kur farkı ödemek için borçlanacak, füze gibi fırlayan enflasyona paralel bir faizle hem de. Sonuçta faizi düşürerek, fezaya çıkmış faizle borçlanan bir Hazine fotoğrafı ortaya çıkacak.
"Eğitimden, sağlıktan kesip faize pay ayıracaklar"
İktisatçı Mustafa Sönmez: Hazine kaynakları kullanılarak TL’ye dönüş ve dövizi geriletme niyeti var. Hiçbir şey karşılıksız değil. Hazine kaynakları, vergi kaynakları bu iş için kullanılacak. Bunun için Hazine'de bir ödenek yok. Ek bütçe yapacaklar herhalde. Bunun kaynağı ne olacak? Hangi vergi gelirleri olacak? Ya da bütçe açığını göze alarak bunu yapacaklar. Bütçe açığı ile yapılırsa borçlanmaya gidilecek, faiz ödemeleri arşa ulaşacak. Eğitimden, sağlıktan, diğer kalemlerden kesip faize pay ayıracaklar. Ya yeni vergiler salacaklar ya da harcamalardan canlarının istediğini kısıp faize pay ayıracaklar.
"Sorular sorular..."
Ekonomist Özlem Derici Şengül: Sorular sorular... Kur ile mevduat faizi arasındaki fark nasıl finanse edilecek? Kurda artış TL mevduat sahibine ekstra nominal getiri demek, faiz indirimleri ile mi dengelenecek? Kurda artış Hazine'nin sırtına ekstra yük demek olacak. Dövize müdahalelerine devam mı edilecek?
"Talep gevşeyebilir"
Ekonomist Ümit Akçay: İki seçenek vardı: Çok yüksek faiz artışı ya da sermaye kontrolü. Bugün açıklanan program ile üçüncü seçenek ortaya çıktı: Kamu bütçesini kullanmak.
Bütün dünyada pandemi döneminde yapılan iş (kamu bütçesini kullanmak) Türkiye’de yapılmamıştı. Şimdi her şey 2023'e ayarlı olarak kullanılmaya başlanıyor. En büyük sorun içerideki döviz talebiydi. Devlet, mevduat faizi ile kur artışı arasındaki farkı garanti ediyorsa bu talep gevşeyebilir.
"Mali denge kalan son kaleydi"
Ekonomist Güldem Atabay: Mali denge kalan son kaleydi. O da gitti. Seçim öncesi Hazine'ye yüklenileceği az çok tahmin edilebilmekteydi. Fakat şapkadan çıkan bu son tavşan büyük bir riski Hazine'ye aktarmakla kalmıyor vergi adaletini de kalbinden vuruyor.
(HA)