Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yardımcı doçentliğin kaldırılması gerektiği yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi.
Yükseköğretim Kurulu’nun son yaptığı düzenlemelere ve mevcut doçentlik şartlarına dikkat çeken Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, doktora derecesi almış bir kişinin yardımcı doçent olmadan doçent olmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Temmuz Çarşamba günü Beştepe'de, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda yardımcı doçentliğin 12 Eylül askeri darbesiyle getirilen bir unvan olduğunu hatırlatarak konuya ilişkin şunları söylemişti:
“Ülkemdeki rektörlerimizden de bir ricam var. YÖK Başkanımız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirsin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum."
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği’nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Akademisyenlerin uzaklaştırılmasını fırsata çevirme manevrası”
“Son yıllarda üniversite sayısındaki nicel bir yükseliş ile birlikte öğrenci sayısındaki artış hızı da beraberinde gelmiştir. Ancak bu hızın öğretim üyesi sayılarındaki artıştan çok daha fazla olduğu gözlenmektedir.
“15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası kapatılan 15 üniversite ve barış için imzacı akademisyenler dahil üniversitelerden 6000’e yakın akademisyenin hukuksuz biçimde uzaklaştırılmış olması üniversite yapısı için önemli bir yıkım olmuştur.
“Bu talimat, OHAL bahanesi ile KHK ile üniversiteden kendi siyasi görüşünde olmayan akademisyenlerin uzaklaştırılmasını fırsata çevirme manevrasıdır.
“Cumhurbaşkanı üniversitelerdeki siyasi kadrolaşmanın hızlandırılması talimatını vermiş ve YÖK da bunu şevkle görev kabul etmiştir. Uluslararası standartlarda gerçek bir üniversite sistemi içinde bu kabul edilemez bir durumdur.
“Talimat vermesi kabul edilemez”
“Bu gibi konular üniversitenin kendi içinde araştıracağı ve tartışabileceği konulardır. Yukardan talimat alarak oldu bittiye getirilecek bir konu değildir.
“Cumhurbaşkanı, üniversiter sistemi ülke geleceğini etkileyecek böylesine önemli konularda sadece görüşünü bildirebilir talimat vermesi kabul edilemez.
“Burada üzerinde durulması gereken esas sorun cumhurbaşkanının üniversite ile ilgili bir konuyu hem de açık bir toplantıda YÖK başkanına tepeden inme bir talimat olarak vermesidir.
“Bunun üzerine kendisine verilen talimatı görev bilen YÖK başkanı Saraç’ın da harekete geçmesidir.
“Reddediyor ve kınıyoruz”
“Tıpkı rektör seçimlerinin bir talimat ile kaldırılması gibi cumhurbaşkanının bu talimatı ile YÖK’ün harekete geçmesi üniversitenin tamamıyla siyasi vesayet altında olduğunun açık bir göstergesidir ve son 50 yılda üniversiteye ve geride ne kalmışsa üniversite özerkliğine indirilen en büyük darbedir.
“YÖK’ün de üniversitelere ve özellikle topluma karşı sorumlulukları vardır. YÖK iktidarın özellikle cumhurbaşkanının istek, talimat ve kararlarını uygulayan bir yapı olmamalıdır.
“Üstelik cumhurbaşkanı konuşmasında yardımcı doçentlik unvanının ne, nasıl, niçin ve neden yaratıldığını yurt dışında benzer unvan olup olmadığı gibi konuları tam olarak bilmemesine rağmen bu konuşma üzerine talimatın görev kabul edilmesi üniversite adına kabul edilemez bir durumdur, vahim sonuçlar doğurabilir. Reddediyor ve kınıyoruz.” (EKN)
* Yardımcı doçent unvanıyla ilgili ek bilgiler için tıklayın.