Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Latin Amerika ülkeleri ile ekonomik ilişkileri geliştirmek üzere çıktığı gezinin Ekvador ayağında konuşma yaptığı salonda kendisini protesto eden kadınlara korumalarının saldırması kıtalar arası bir infial yarattı.
Erdoğan Latin Amerika seferini başlattığı Şili’nin Santiago kentinde de protesto edilmişti, tıpkı Ekvador’da olduğu gibi Şili’de de korumaları Şili basınının sözleriyle “adeta evlerindeymiş gibi” göstericilere müdahale etti, iki kişi gözaltına alındı.
Heyet Peru’nun başkenti Lima’da da protesto edildi. Ekvador Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanı bu müdahalenin kabul edilemez olduğunu açıkladılar.
4 Şubat’ta protestocular arasında yer alan ve böyle bir saldırıyı asla beklemediklerini belirten Ekvador Kadın Hareketi temsilcisi ve eski Meclis üyesi Cecilia Jaramillo o gün yaşananları anlattı.
TIKLAYIN - ERDOĞAN EKVADOR'DA PROTESTO EDİLDİ
Protesto sırasında neler oldu?
Ekvador Cumhuriyeti Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, 4 Şubat’ta Erdoğan’ın açılış konuşmasını yapacağı, mevcut ekonomik krizde dünyanın yoksul ülkelerinin gelişmesi için önerileri ele alacak akademik bir konferans düzenleneceğini ilan etti. Herkese açık bir etkinlikti, konferansa katılacaklarla ilgili hiçbir kısıtlama yoktu. Bu etkinlik IAEN’in (Amme İdaresi Enstitüsü) oditoryumunda yapıldı. Enstitü, kamu politikaları ve devlet güvenliği alanında profesyonelleri eğitmeyi amaçlayan ve lisansüstü eğitimi veren bir üniversitedir.
Bu “akademik” etkinlik aslında başka bir akademik kurumda, Ekvador Merkez Üniversitesi’nde yapılacaktı. Ekvador Merkez Üniversitesi İspanyol sömürgeciliği döneminde kurulan ilk üniversitedir. Konferansın yeri son anda değişti, çünkü Erdoğan’ın bu üniversiteye gelmesine karşı çıkan hocalar ve öğrenciler üst üste açıklamalar yapmıştı. Bu nedenle konferans, apar topar IAEN’e alındı.
Ekvador’da pek çok toplumsal, akademik örgütün ve halk örgütlenmesinin sosyal medyada Erdoğan’ın Ekvador ziyaretine tepkilerini dile getirdikleri açıklamalar yayınlandıklarının bilinmesi lâzım.
Akşamüstü saat 4 itibariyle farklı farklı örgütlerden pek çok insan Erdoğan’ın gelişini sloganlarla protesto etmek üzere toplandık. Pasif bir gösteriydi, sadece pankartlarımız vardı, pankartlara şunları yazmıştık: “Erdoğan Ekvador’dan defol”; “Erdoğan’la ekonomik anlaşmaya hayır”; “Türk ve Kürt halklarının mücadelesiyle dayanışmaya”
Biz protestocular iki yerde duruyorduk. Büyük kısmımız binanın dışında, Erdoğan’ın geldiği yerdeydik, küçük bir kısmımızsa, çanta ve kimlik kontrolünden sonra içeri girmeyi başarmıştı. Erdoğan onur konuğu olarak kürsüye geldiğinde “Erdoğan Ekvador’dan defol” ve “Türk Ve Kürt halklarının mücadelesiyle dayanışmaya” diye bağırma kararı almıştık.
Böyle de oldu, fakat arkadaşlarımız koltuklarından ayağa kalkıp bağırmaya başlar başlamaz Erdoğan’ın korumaları hemen gaddarca bir müdahaleye girişti. Her bir kadına iki ya da üç koruma yumruklarla saldırdı, saçlarından tutup sürükleyerek arkadaşlarımızı oditoryumun dışına çıkardılar. Koridorda tekmeler, yumruklar devam etti, darbeleri özellikle göğüslerine ve karınlarına isabet ettirmeye çalıştılar. Dehşet verici bir müdahaleydi, öte yandan Ekvador kolluk kuvvetlerinin bu olayı engellememesi de ciddi bir mesele. Diğer Türk korumalar da olay yerindeki muhabirlerin çekim yapmasını engellemeye çalışıyordu. Şunu da belirtmek gerek, Erdoğan’ın orada en az 70 koruması bulunuyordu.
Altı arkadaşımız dövüldü ve kendilerini hastaneye kaldırmamız gerekti.
Kampüsün dışında, binanın önündeki açık alanda bulunan bizler de bu müdahaleden nasibimizi aldık, fakat bize öncelikli olarak Ekvador kolluk kuvvetleri müdahale etti. Ayrıca bu müdahaleye de bazı Türk korumalar katıldı.
Bu protestoyu kim, nasıl örgütledi?
Bu protestoyu tek bir örgüt organize etmedi. Pek çok sendikacı, kadın, insan hakları ve öğrenci örgütü birbirinden ayrı olarak kendi eylemlerini düzenledi. Biz de feminist kolektifleri ve kadın işçi kolektiflerini protestoya çağırmak üzere sosyal medyayı kullandık.
Eyleme kaç kişi katıldı?
Doğrudan eylem yapmak üzere oraya giden yaklaşık iki yüz kişi vardı, fakat bildiri yayınlayan protestocuların sayısı elbette daha fazla.
Böylesine sert bir müdahale bekliyor muydunuz? Ekvador polisi de işin içinde miydi? Korumalar size ne dediler?
Eyleme katılanlara müdahale edeceklerini biliyorduk, fakat bu müdahalenin Türk korumalar tarafından yapılacağını asla ve asla tahmin edemezdik. Türk korumalar kendi dillerinde bağırıyordu, dediklerini anlamamız imkânsızdı. Ayrıca anayasamıza göre Ekvadorluların protesto ve direniş hakkı var, bu nedenle de ülkemizi ve halkımızın çıkarlarını korumamız gerektiğinde bu hakkımızı kullanıyoruz.
Tayyip Erdoğan’ın Ekvador’a gelişi nasıl duyuruldu? Hangi sebeplerle oraya geldiği söylendi?
Başkan Rafael Correa, Erdoğan’ın resmi ziyaret sebebinin Ekvador’a yapılacak 750 milyon dolarlık bir ekonomik anlaşmanın imzalanması olduğunu duyurmuştu, fakat yatırımın neye yapılacağı net değil. Correa için ekonomik yatırım bir aciliyet arz ediyor, çünkü ülke krizde, dış borç skandal boyutunda arttı, ekonomik hareketlilik yok, yatırımlar düştü, ticari denge bozuk. Haliyle çeşitli ülkelerden, hatta uluslararası bankalardan, Dünya Bankası’ndan ve IMF’den dahi kaynak aranıyor, çünkü borçların ve faizlerin ödenmesi gerekiyor. Gittikçe kötüleşen bir ekonomik krizin içindeyiz ve bu kriz Correa’nın kötü ekonomik yönetimi, doların yükselmesi ve uluslararası petrol fiyatlarının düşmesi sebebiyle kitlesel işten çıkarmalara, şirketlerin kapanmasına, iş kaynaklarının kurumasına ve fiyatların artmasına neden oluyor.
Bu protestoyu örgütlemeye nasıl karar verdiniz?
Bu bizim Erdoğan’ın baskıcı siyasetiyle ilgili düzenlediğimiz ilk protesto değil.
Aynı zamanda devlet şiddetine maruz kalan Türk ve Kürt kadınlarla her zaman dayanışma içinde olduk. İnsan hakları savunucularıyla ve Kobane’deki kadınlarla dayanışmak için de eylemler düzenledik, bu tarz eylemler yapmayı da sürdüreceğiz.
Erdoğan bizim için baskıcı, insan haklarına saygı duymayan bir rejimin simgesi. Erdoğan’ın Orta Doğu meselesindeki rolünü, aynı zamanda savaştan ve yoksulluktan Avrupa’ya kaçan göçmenlerin başına gelenleri de eleştiriyoruz.
Ayrıca Correa’nın Erdoğan’ınki gibi baskıcı bir hükümetle serbest ticaret anlaşması imzalama kararını kabullenmemiz mümkün değil.
Türk korumaların yaptığına karşı Ekvador’da tepki büyük, ulusal egemenliğin savunulması konusunda rejim de eleştiriliyor.
Ekvador’da Türkiyeli bir topluluk var mı?
İş insanlarından oluşan bir topluluk var, hatta “Erdoğan’a saygısızlık edildiği” gerekçesiyle kadınları dava edeceklerini açıkladılar, fakat bunun hukuki bir karşılığı yok, çünkü Anayasa ve yasalar bizim protesto hakkımızı koruyor.
Bu topluluğun yaptığı işin dikkati başka yere çekmek olduğunu düşünüyoruz, onlara aldırış etmiyoruz, Başsavcılık ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi önünde gösteri düzenleyip Ekvador’un egemenliğini ve kadın haklarını tehdit ederek baskıcı güçleriyle müdahalede bulunduğu için uluslararası otoritelerin Erdoğan hükümetine yaptırım uygulamasını talep edeceğiz. (ÇÖ/HK)