Fotoğraf: Mustafa Kamacı / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 40 ülke liderinin katıldığı Uluslararası İklim Zirvesi'ne canlı bağlantıyla katılarak konuşma yaptı.
Erdoğan konuşmasında, AKP’nin “Millet Bahçeleri” projelerinden bahsederken, bu projeler sayesinde yeşil alanları ve yutak kapasitesini artırdıklarını söyledi.
Erdoğan, son 18 yılda 5,1 fidan diktiklerini ve orman varlığını 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardıklarını da ifade etti.
Erdoğan, 30 Eylül 2020’de, yani bundan yaklaşık 6 ay önce, Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi konuşmasında da 4,5 milyar fidan diktiklerini belirterek “orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkarttık” demişti.
Cumhurbaşkanlığı’ndan aktarılan bilgilere göre Erdoğan özetle konuşmasında şunları dedi:
“18 yılda 5,1 milyar fidan”
“İklim değişikliği sadece dünyayı en fazla kirleten belli başlı devletleri değil, Afrika kıtasındaki ülkeler başta olmak üzere tüm insanlığı etkiliyor. Türkiye de bu olumsuzluklardan etkilenen ülkeler arasında yer alıyor.
“Türkiye olarak iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla yoğun çaba harcıyoruz. Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yapıyoruz.
“Nitekim son 18 yılda toplam 5,1 milyar fidanı toprakla buluşturarak, orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardık.
Kışı da kapsayan 6 ayda 500 milyon fidanErdoğan, 30 Eylül 2020’de Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne gönderdiği video mesajda “4.5 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturarak orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkarttık” demişti. |
“Sera gazı emisyonlarında yüzde 21 azalma”
“İklim değişikliğiyle mücadelede yol haritamızı teşkil eden ‘Ulusal İklim Değişikliği Strateji ve Eylem Planı’ ile ‘İklim Değişikliği Uyum Strateji ve Eylem Planı’nı 2030 ve 2050 hedefleri doğrultusunda güncelliyoruz.
“2015 yılında sunduğumuz, ‘Ulusal Katkı Beyanı’ çerçevesinde 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında yüzde 21'e varan azalma bekliyoruz. Katkı Beyanımıza göre, 2012-2030 yılları arasında 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu engellenecektir.
“Yenilenebilir enerjide bölgede lideriz”
“Türkiye, bugün yenilenebilir enerjide bölgesinde lider ülke konumunda. Hâlihazırda, elektrik kurulu gücünde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 52,3. Bu oranla Türkiye, Avrupa’da altıncı, dünyada da 13. sırada.
“Türkiye hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa’da ikinci, dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Elektrik üretimimizi 2030 yılına kadar güneş enerjisinden 10 gigavat, rüzgâr enerjisinden 16 gigavat kapasitesine çıkaracağız. Enerji verimliliğine yönelik atacağımız adımlar sayesinde, 2023 yılında 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımı hedefliyoruz.
“Millet bahçeleriyle yutak kapasitesini artırdık”
“Türkiye’nin tamamına yaygınlaştırılan ‘Millet Bahçeleri’ projesiyle de yeşil alanları ve dolayısıyla yutak kapasitesini hızla artırdık.
“Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak açık denizlerde koruma alanları ilan edilmesi meselesini de gündemimize almamız gerektiğine inanıyorum.
“Büyük yatırımlar gerekiyor”
“İklim değişikliğiyle mücadele bağlamında yaptığımız ve yapacağımız çalışmaların büyük yatırımlar gerektirdiğinin elbette farkındayız.
“Covid-19 salgını sonrası toparlanma sürecinin merkezinde yer alan ‘yeşil dönüşüm’ konusunda da gerekli adımları atıyoruz. ‘Sanayi sektörünün yeşil dönüşümü’ Mart ayında açıkladığım Ekonomi Reform Paketi’nde öncelik verilen unsurlardan biridir. Böyle bir dönüşüm şüphesiz yatırım ve finansman ihtiyacını da doğuruyor.
“Dünyada hiçbir hükûmet veya işkolunun bu büyüklükteki bir dönüşümü tek başına gerçekleştiremeyeceği aşikârdır. Dolayısıyla, yeşil dönüşüm başta olmak üzere diğer alanlarda küresel düzeyde stratejik iş birliklerinin oluşturulması büyük önem arz ediyor. Bu konuda Başkan Biden’ın çabalarını takdirle karşılıyoruz.
“Sera gazında sorumluluğumuz neredeyse yok”
“Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yük paylaşımının adil bir şekilde yapılması, iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendirecektir. 2030’a giden süreçte, ‘ortak; fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler’ ilkesi temelinde adil bir çerçeve sağlanması zaruridir.
“Sera gazı emisyonlarında tarihsel sorumluluğu neredeyse bulunmayan Türkiye, küresel iklim rejiminde adil bir konumda değerlendirilmelidir. Bu kapsamda, benzer ekonomik seviyedeki ülkelerle eşit şartlarda olmak kaydıyla, Türkiye küresel iklim eylemine katkı sunmaya devam edecektir.” (EKN)