Fotoğraf: Erdoğan kabine toplantısında/AA
Tayyip Erdoğan Beştepe'de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı basın açıklamasında, önceki hafta başlattığı muhalefet lideri söylemini sürdürdü. Önceki konuşmalarından alıntılar, gündemdeki sıcak konulardan sıcak havalara geçişlerle sürdürdüğü konuşmasında Erdoğan özellikle ekonomik konularda durumun görülenden de vahim ve Türkiye'nin son on yıldır "ekonomik saldırı" altında olduğunu iddia etti.
Eski konuşmalardan bir potpuri
Erdoğan geçtiğimiz hafta 14. Büyükelçiler Konferansı'ndaki konuşmasını ve sonraki gün Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde ele alınan konuları hemen hemen aynı sözcüklerle tekrar ederek başladı.
TIKLAYIN-Erdoğan Türkiye'yi dünyada "İslamın koruyucusu" ilan etti
TIKLAYIN-MGK | Yabancı devletler "Müslümanları rencide eden eylemleri önleme ve cezalandırma"ya çağırıldı
TIKLAYIN-Kısmî bir kurtuluş olmayacak
"Türkiye kendi sınırlarından ibaret bir ülke değil"
Erdoğan Büyükelçiler Konferansı'ndaki konuşmalarını aynen tekrar ederek "146 ülkede büyükelçilik seviyesinde temsil ediliyoruz. Bilhassa Afrika, Latin Amerika ve Asya gibi daha önce mevcudiyetimizin çok kısıtlı olduğu bölgelerde bayrağımızı gururla dalgalandırıyoruz. Toplamda 260 temsilcilikle dünyanın en geniş diplomasi alanına sahip ilk 5 ülkesinden biriyiz." dedi.
"Türkiye'nin sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke olmadığını, çok daha büyük, çok daha kapsamlı bir gücü temsil ettiğini" iddia etti. "Macaristan ziyareti['nin|bunun en somut örneği" olduğunu söyledi. Macaristan'ın "Stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz" ve ayrıca "Türk Devletleri Teşkilatı'nda da çok yakın iş birliği içinde [olduğumuz]" bir ülke olduğunu ileri sürdü.
Kıbrıs BM Barış Gücüne suçlama
Erdoğan Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerleriyle Pile sakinleri arasında Ankara'nın "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti"nden Güney'e geçişlerle ilgili müdahaleleri dolayısıyla meydana gelen gerilime sözü getirerek "Pile Köyü'nde yaşayan Kıbrıs Türk'ünün kendi vatan topraklarını ulaşımını engellemek ne hukukidir, ne insanidir. Barış Gücü, gerek köylülere yönelik fiziki müdahalesi, gerekse müdahale sonrası yaptığı talihsiz açıklamalarla tarafsızlığına gölge düşürmüş, zaten yaralı olan itibarını daha da zedelemiştir." dedi.
TIKLAYIN- Yeni Kıbrıs Partisi'nden Pile açıklaması: "Ortada insani bir proje yok"
BM Barış Gücü'nün müdahalesini "[...] kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz." diyen Erdoğan, Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nden beklenen[in], istikrarı bozucu davranışlar yerine isminin hakkını vererek Ada'daki tüm tarafların insani ihtiyaçlarının çözümüne katkı sunması [olduğunu]" söyledi. "Garantör bir devlet olarak, ara bölge başta olmak üzere Ada'daki emrivakilere ve hukuksuzluklara rıza göstermeyeceğimiz bilinmelidir."
Erdoğan "Avrupa Birliği'nin bu gelişmelerle ilgili yaptığı açıklama[nın] da çok ama çok talihsiz" olduğunu dile getirdi. "Mücadele[lerinin], Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsü tüm dünya tarafından teyit edilene kadar sürece[ğini]" ifade etti.
Halen KKTC'yi dünyada tanıyan bir ülke yok
Erdoğan'ın iddialı konuşmasına mukabil "Kıbrıs Harekatı"nın üzerinden yarım yüzyıl geçmiş olmasına karşın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), halen sadece Türkiye tarafından tanınıyor. Diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmıyor. Kuzey Kıbrıs hukuken Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir parçası.
Sıcak konulardan sıcak havalara
Erdoğan gündemdeki "sıcak konular"dan aşırı sıcaklara geçtiği basın açıklamasında ekolojik önlemler arasında "Millet bahçeleri"ne de değinerek "dünya ortalamalarına göre ciddi su stresi çeken bir ülke olarak elimizdeki kaynakları çok iyi kullanmak mecburiyetinde" olduğumuza dikkat çekti.
"Son 21 yılda [...] inşa ettiğimiz 9585 tesis sayesinde baraj ve göletlerimizin depolama hacmini 50 milyar metreküpten 183 milyar metreküpe çıkardık[larını] [...] Tüm bunları da çevreci maskesiyle ülkemizin kazanımlarına saldıran marjinallerin engelleme girişimlerine rağmen başardık[larını]" anlattı. "Bunun için kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet [etti]."
Ekonomi: "Kumpas, tuzak, terör [...] ve tabii sorunlar..."
Erdoğan yurttaşların en çok yakındıkları konular olan hayat pahalılığı, işsizlik ve enflasyon konusunuysa "küresel krizlerin etkisiyle ülkemizi ve vatandaşlarımızı bunaltan bir diğer husus" olarak dile getirdi.
"2018 yılından itibaren tuzaklar[ın] alenen ekonomimizi mahvetme tehditlerinin savrulduğu hezeyanlara kadar var[dığını]" iddia etti. "Evet, bugün Türkiye'nin ekonomide tabi ki sorunları var, ama hamdolsun bu sorunları aşacak irademiz, tecrübemiz, potansiyelimiz ve programımız da mevcuttur." dedi.
Erdoğan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'in "2024 yılı ortasından itibaren düşmeye başlayaca[ğını] söylediği enflasyon"un "Türkiye ekonomisine sadece faiz ve kur penceresinden bakan mandacı dayatmanın" eseri olduğunu savundu [...] Enflasyondaki yükselişin geçici olduğunun, artık her geçen gün daha iyi görülmekte" olduğunu iddia etti.
Pahalılık: "Açgözlüler yüzünden..."
Tayyip Erdoğan hayat pahalılığını "farklı bahaneler öne sürerek milletimizin malına ve lokmasına kasteden açgözlüler"e mal etti. "Hayat pahalılığıyla mücadelemizi bir tarafta denetimlerin, diğer tarafta tedbir ve düzenlemelerin olduğu çift kulvarlı bir şekilde yürüteceğiz." dedi.
"Sabır..."
AKP Genel Başkanı 21 yıldır aralıksız iktidar oldukları bir dönemde yüzde 100'lerin üzerine çıkan enflasyonu "Yatırım, istihdam ve üretimi gözeten, ihracatçının finansmana erişimine öncelik veren bu sürecin sonunda vatandaşımızın günlük hayatından çıkaraca[klarını]" söyledi.
Bunun için "İşçisinden memuruna, esnafından emeklisine tüm vatandaşlarımdan biraz daha sabırlı olmalarını, bize güvenmelerini, attığımız ve atacağımız adımlara destek vermelerini bekliyoruz. Yaşanan her sıkıntının farkındayız, dillendirilen her serzenişi duyuyoruz." dedi ve çıkış yoluna işaret etti: "Aynı şekilde bizim Türkiye'de bu sıkıntıları çözebilecek azme, birikime, güce sahip tek siyasi irade ve yönetim olduğumuzu da biliyoruz.
Ve, parmağını 21 yıldır aralıksız muhalefette olan muhalefete uzattı: "Her gün yeni bir skandalla, ihanet ve ayak oyunuyla gündeme gelen, daha kendi aralarındaki sorunları bile çözmeyen-çözemeyen eski masa ortaklarının insanımızın dertlerine derman olması elbette mümkün değildir. Türkiye'yi 21 yıldır hangi badirelerden kurtararak bugünlere getirdiğimizin şahidi, milletimizin bizatihi kendisidir."
(AEK)