Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı’nda kentsel dönüşüm projelerinin yanısıra dokunulmazlıkların kaldırılmasından da bahsetti.
Şimdiye kadar 48 ilde 179 alanın riskli bölge ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alındığını söyleyen Erdoğan, 21 ilde de 37 bin 782 dekar büyüklüğünde bir yerin rezerv yapı alanı olarak tespit edildiğini ifade etti.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Kentsel dönüşüm: Hayalden gerçeğe
“Kentsel dönüşüm için 5 Ekim 2012 tarihinde Esenler Havaalanı Mahallesinde ilk kazmayı vurmuştuk. İşte bu mahalledeki çalışmalar tamamlandı. İnşallah önümüzdeki ay hak sahiplerine anahtarları teslim edilecek. Bu bölgede 2 bin 373 konut ve 55 iş yeri yapıldı.
“Kentsel dönüşümü hayalden gerçeğe dönüştürmüş oluyoruz. Ülkemizde bu şekilde yıkılıp yeniden yapılması gereken 6 milyondan fazla konut var.
“Bizim amacımız yuva yıkmak değil. Tam tersine vatandaşlarımızı güvenli yuvalara kavuşturmaktır.
TMMOB’a: Bize süre kaybettiriyor
“Biz yaparken birileri de yıkmanın peşinde. Nerede kentsel dönüşümle ilgili bir çalışma başlatsak bu malum oda işi yargıya götürüyor. Senin işin ne? Senin işin yapmak mı, yıkmak mı?
“Netice alıyor mu almıyor ama bize süre kaybettiriyor. Biz sıçramak hızla mesafe almak zorundayız.
“Aynı şekilde kafa aynı ya bölücü terör örgütü, insanlık ve ahlak dışı yöntemlerle vatandaşı mağdur ediyor.
Dokunulmazlıklar: Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim
“Dokunulmazlıkların kaldırılması deyince yani 'milletvekillerine dokunulmazlık kalksın' diye bir şey anlıyorlar. İşin aslı bu değil. Kimin fezlekesi varsa o fezlekeyle ilgili sürecin hemen yargıya taşınması anlamınadır bu.
“Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim. Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim? Bu kadar olaylar olacak, sen terör örgütüne silah taşıyacaksın arabanla, tabutlarla silah taşıyacaksın, ondan sonra...'Hani kalksın' diyordun da şimdi ne oldu. Niye geri vitese taktın.
Kanal İstanbul: Kim ne derse desin yapacağız
“Kanal İstanbul olacak. Kanal İstanbul’u yapacağız. Kim ne derse desin yapacağız.
“Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü 26 Ağustos’a yetiştirmeye çalışıyoruz. Ağır vasıtalar artık oradan geçecek ve İstanbul trafiğinde bir rahatlama sağlanmış olacak.
“Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmanın vakti gelmiştir. Arkadaşlarıma da söyledim. Kanal İstanbul’un çevresinde kesinlikle dikey yapılaşmaya müsaade edilmemelidir.
TOKİ: Dikey mimari de kullanabilir
“TOKİ ve müteahhitlerimiz artık yeni bir döneme geçmek mecburiyetindedir. TOKİ’nin yatay mimari mahalle kültürü konseptiyle belediyeler ile ortak yürüttükleri projelerle takdir ettiğim projeler yürüttüğünü görüyorum.
“Alan sıkıntısı çekilen yerlerde dikey mimari kullanılabilir ama dikey mimariye ihtiyaç duyulmayan yerlerde yatay mimari ile dünyaya farklı mesajlar vermemiz lazım.
Otoparklar: Mahallelerin kat otoparkı olması lazım
“Belediyeler otopark için ücret alırlar ancak otopark yapımına gelince hiçbir projede otopark var mı yok mu kontrol etmezler. Allah korsun bir yangın olduğunda itfaiye araçlar sokaklara park etmiş araçlar yüzünden olay yerine ulaşamaz. Olmaz. Buralarda da belediyelerimizin Türkiye genelinde buna dikkat etmesi lazım. Bütün otoparkların yapının teminat altına alınması lazım.
“Artık refah ülkesi Türkiye var. Bakıyorsunuz evde beyefendinin de hanımefendinin de arabası var. Yetmedi oğlan büyüyünce onun da oluyor. O mahallenin kat otoparklarının olması lazım. Kendi arazilerinden feragat edecekler mahalleli araçlarını o otoparka koyacak.
Bisiklet yolları, engelli dostu şehirler
“ Akıllı şehir yüksek bina demek değildir. Yeni şehirlerde yaya öncelikli planlar yapılmalı diye düşünüyorum. Şu anda şehirler binalar ve araçların istilasına o kadar uğramış durumdadırlar ki yayalara yer kalmamış durumda.
“Yaya yaya kaldırımında kendisine ayrılan yer yok. Asıl olan insan. İnsana imkan hazırlayacağız. İstanbul’da bisiklet yolları neredeyse yok. Sıfır… Ama mesela Konya öyle değil. Engelli dostu şehirler kurmakta ne yazık ki geriyiz bunu da kabul etmemiz lazım.” (ÇT)