"Bu belgenin kendisinden daha çok milli güvenlik tanımıyla ilgili bir sorun var. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) politikalarını 'güvenlik' kaygısıyla iktidara ve meclise dayatma aracı işlevi görüyor."
Bilgi Üniversitesi'nden ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) "Almanak Türkiye 2008: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim" raporunun hazırlayanlardan biri olan Hale Akay, değişiklik yapacaklarını açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Belgenin meclisin ve halkın denetimine açması gerektiğini" söyledi.
"Milli güvenlik tanımını değiştirmek kolay"
Dün (31 Ocak) TRT'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'yle ilgili "Göreve geldiğimizdeki siyaset belgesiyle şimdiki siyaset belgesi çok farklı. Şimdi bu yıl siyaset belgesi yeniden ele alınacak. Tekrar ele alınışta bu dediğiniz endişeleri de tamamıyla ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmakta hükümetimiz kararlıdır" demişti. "Devlet kendi vatandaşını tehdit olarak görecek mi?" sorusunu da "Asla. Böyle bir şeyi asla düşünemeyiz ve bu tür yapılanmalara müsaade edecek, bu tür zemini oluşturmaya müsaade edecek imkanlara fırsat vermeyecek şekilde bir düzenleme yapılacak" diye yanıtlamıştı.
bianet'in görüştüğü Akay Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin herhangi bir kamu kuruluşunun belirli periyotlarda hazırladığı hedef raporlarından farksız olduğunu, ancak yapılışıyla ilgili sorunlar olduğunu belirtti.
"Her ülkede böyle belgeler, Milli Güvenlik Kurulu gibi teşkilatlar var. Sorun bu belgenin nasıl hazırlandığıyla ilgili. Ağırlıkla asker tarafından hazırlanan bu belge hiçbir şekilde açıklanmıyor ve meclis tarafından onaylanmıyor. Belgeyi doğrudan MGK kabul ediyor."
Bu belgenin olmaması halinde TSK'nin daha kontrolsüz bir durumda olacağını ifade eden Akay, belgenin siviller tarafından hazırlanması, vatandaş istihbaratlarını kıstas almaması ve en önemlisi de halka açık olması gerektiğinin altını çiziyor.
"Çünkü" diyor, "hazırlanırken hiçbir denetim mekanizması yok. İçeriğini dahi bilmediğimiz, ancak sızdırılırsa öğrendiğimiz, öğrendiğimizde de bir tür tehdit olduğumuzu fark ettiğimiz bir belgeden bahsediyoruz. Bu belgenin bazı uzantıları dışarı yansıyor. Ve orada gördüğümüz dışarıya dair bir bilgi yok. Bunların büyük bölümü iç tehdit üzerinden giden, inanılmaz derecede detaylı, siyaset alanını her şekilde içeren bir metin."
Milli güvenlik tanımının vatandaş üzerinden ve daha sivil bir şekilde tanımlanmasını söyleyen Akay, hükümetin bunu yapmasının çok zor olmadığını belirtiyor.
"Aslında bunlar çok basit ve yönetmeliklerde düzenlenmiş şeyler. Anayasa değişikliği gerektiren düzenlemelerden bahsetmiyoruz. Mesela 'TSK vatanı koruma ve kollama görevi' gibi bir şeyden bahsetmiyoruz. Bir iç hizmet söz konusu ve bunun için birkaç madde değiştirilerek halledilebilir."(BÇ)