Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrısını değerlendirdi. Erdoğan, Bahçeli'nin "ezber bozan bir teklif sunduğunu" belirtti.
Bahçeli’nin açıklamasına ilişkin "Tam mutabakat halindeyiz, çağrısına ortağız” dedi.
Bahçeli'nin çağrısına Kandil ve DEM Parti'den gelen yanıtları eleştiren Erdoğan, "Açık konuşmak gerekirse, karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor" diye konuştu.
Öte yandan grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, "MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'İmralı ile DEM görüşsün' çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna bir süre düşündükten sonra "görüşüyor" cevabını verdi.
Erdoğan'ın grup toplantısındaki açıklamalarından satır başları şöyle:
Ahmed Arif şiiri okudu
"Geçtiğimiz 22 yılda yaptığımız her eseri, muhalefetin zihniyetine rağmen başardık. Hani şair diyor ya; Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun öyle garip, Nerede olursan ol, İçeride dışarıda, Derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hainin, Dayan kitap ile dayan iş ile, Tırnak ile diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile, Dayan, rüsva etme beni... İşte biz de böyle ağır bir vebali omuzlamanın bilinci ile millete mahçup olmamak için, umut ile, sevda ile, düş ile çalıştık, çabaladık, ter döktük. Önümüze çıkan engellerin üstüne üstüne yürüdük. Fırsatçılara, fesatçılara rağmen, Türkiye'ye cumhuriyet tarihinin en başarılı yıllarını yaşattık.
"Cesur ve ezberleri bozan bir teklif"
Şurası herkesin kabul ettiği bir gerçektir; esasen Sayın Bahçeli, temsilcisi olduğu misyon adına gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de milletimizin Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetme sorumluluğunu verdiği cumhurbaşkanı olarak, bu meseleyi siyasi, sosyal ve bölgesel sonuçlarıyla birlikte, tüm yönleriyle ele alıyoruz. Kurumlarımız, değerlendirmelerimize zemin teşkil edecek çalışmaları hiçbir detayı atlamadan, devlet ciddiyeti ve büyük bir hassasiyetle yürütüyor. Bunu da kumarbazlara özgü; el artırıyorum sorumsuzluğuyla değil, omuzlarımızda taşıdığımız yükün ağırlığının gerektirdiği titizlikle, sukûnet ve soğukkanlılıkla yapıyoruz.
"Hedefimizde samimiyiz, kararlıyız"
40 yıldır milletimizin başına musallat edilen terör belasını, uhdemizde bulunan tüm imkan ve araçları kullanarak bertaraf etmekte kararlıyız. Kürtlerle Türkler arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terörün olmadığı, şiddetin olmadığı, sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Bu hedefimizde samimiyiz, kararlıyız. Hep söylediğim gibi; terör örgütü, küresel güçlerin tetikçisi, taşeronu, paralı askeri, aparatı rolünden vazgeçmediği sürece, nerede olursa olsun başını ezmeyi sürdüreceğiz.
"Örgüt mensuplarını belediyeye yerleştirmişler"
Ha keza; terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket eden parti, örgütün güdümünden kurtulup Türkiye partisi olma yönünde somut ve ikna edici irade sergilemediği müddetçe, mahşeri vicdanda ve hukuk önünde hesap vermeye devam edecek. Bunu seçim meydanlarında da hatırlayın, söyledik. Bu, gizli saklı bir şey değil. Eğer hukuk devleti ilkelerine uyarsanız, biz iktidar olarak sizinle uğraşmayız, dedik. Ama bunlar, ne yazık ki, terör örgütünün mensuplarını belediyelere yerleştirme gayretinde olunca, tabii ki hukuk, yargı sizi hesaba çekecek. Meşru sınırlar içinde kalmak şartıyla, ülkemizde sivil siyasetin önü ardına kadar açılmışken, yedeğine terör örgütünü alarak hiç kimse siyasetçilik oynayamaz.
"Tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor"
Nitekim, Sayın Bahçeli'nin, Cumhur İttifakı'nın ortak siyasi vizyonunu yansıtan tarihi çağrısından sonra, hem Kandil'den, hem DEM Parti'den gelen ilk açıklamalar, her iki yapının da aynı kafada olduğunu işaret etmiştir. Bu kafanın mutlaka değişmesi gerekiyor. Açık konuşmak gerekirse, karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Tüm bu zorluklara rağmen, ülkemizin milli güvenlik ve diplomasi öncelikleri çerçevesinde, sadece bugüne değil, geleceğe odaklanan uzun menzilli bir perspektifle, neler yapılabileceğini mütalâa ediyoruz.
"Silahları gömeceksiniz"
Geçmişte ne dedim? Silahları gömeceksiniz. Silahları gömdüğünüz anda, bizim için her şey sizlerin önünü açmaktır. Ama siz, silahları gömmez, hâlâ her yerde bombaları patlatmaya devam ederseniz, bu devletin eli de sizin omuzunuzda olacaktır. Bölgemiz kan deryasına dönmüşken, devletimizin her türlü riske karşı gerekli tedbirleri alması, 85 milyona ve gelecek nesillere karşı vazifesidir."
(RT)