Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” programında yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddeti “insanlık suçu” olarak niteledi ve 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlatttı. Aile kurumunun güçlendirilmesi gerektiğini iddia etti.

25 Kasım Kadın Platformu: Devlet; korumadığı her kadının failidir

25 Kasım: Kadınlar Birlikte Aşıyor

İl il 25 Kasım eylemleri: Öfkeni, isyanını, direncini al gel
Erkek Şiddeti Veritabanı, Avrupa Birliği'nce eş finanse edilen ve Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tarafından yürütülen ‘Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi Faz III LOT I’ kapsamında hayata geçirildi.
Veritabanına https://erkeksiddeti.org/adresinden ulaşabilirsiniz.
Erdoğan, konuşmasına şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınları anarak başladı, şiddete maruz kalan kadınlara da “geçmiş olsun” dileklerini iletti. Hem Cumhurbaşkanı hem de “iki kız evladı babası” olarak kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede “en ön safta yer almaya” devam edeceğini söyledi.
“Tek bir kadının şiddet görmesi bile küçük kıyametin habercisi”
Kadına yönelik şiddetin sayılarla, istatistiklerle ele alınmasını doğru bulmadığını belirten Erdoğan, “Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyorsa bu, bizim için küçük kıyametin habercisidir. Tek bir kayıp bile çoktur” dedi.
Türkiye’nin, önleyici ve koruyucu düzenlemeler bakımından birçok Avrupa ülkesine göre “ileride” olduğunu savunan Erdoğan, son 23 yılda bu alanda “büyük bir paradigma değişimi” yaşandığını söyledi. Buna rağmen şiddeti “sıfırlayamamanın” üzüntüsünü her olayda hissettiklerini dile getirdi.
Gazze vurgusu: “Zalimin de mazlumun da kimliğine bakmayız”
Erdoğan, konuşmasında Gazze’ye de geniş yer verdi. İsrail’in son iki yılda Gazze’de katlettiği çocukların sayısının 20 bini, toplam can kaybının ise 70 bini aştığını söyledi; bunların üçte ikisinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu ifade etti.
Gazzeli kadınların maruz kaldığı şiddetin “hak ettiği tepkiyi görmediğini” savunan Erdoğan, “Zalimin de mazlumun da kimliğine bakmadan hakkı savunacağız” diyerek Gazze’de direnen kadınları “saygıyla selamladığını” söyledi.
“Kadına yönelik şiddet, aileye vurulmuş darbedir”
Toplumun temelinin aile olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Eğer kadın mutluysa aile mutludur, kadın huzurluysa o ailede huzur vardır” dedi. Kadına yönelik şiddetin “en başta aileye, ailenin huzuruna ve geleceğine vurulmuş menfur bir darbe” olduğunu ifade etti.
Ailenin mahrem bir yapı olduğunu, ancak kadına ve çocuğa yönelik şiddet söz konusu olduğunda “artık aile mahremiyetinden söz edilemeyeceğini” belirten Erdoğan, şiddetin bütün toplumu etkileyen bir sorun olduğunu söyledi: “Müdahale edilmeyen her şiddet olayı toplumda mayalanıyor, büyüyor ve başka insanlara da sirayet ediyor.”
Şiddetin özellikle çocuklar üzerinde derin izler bıraktığını vurgulayan Erdoğan, erken yaşta şiddete tanık olan çocukların ileride meselelerini şiddetle çözmeye daha yatkın hale geldiğini söyledi.
Şiddeti önlemenin yolunun “sevginin, saygının, hoşgörünün ve dayanışmanın sembolü olan aile kurumuna sahip çıkmaktan geçtiğini” söyleyen Erdoğan, bu yılın “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlattı.
Ailenin, özellikle şehir hayatının baskıları altında giderek daha fazla yük taşıdığını dile getiren Erdoğan, aileyi “başta çocuklar olmak üzere herkesin huzur bulduğu güvenli bir çatı” haline getirmenin önemine dikkat çekti.
“Babalar, eşlerine daha fazla destek olsun”
Kadınlarla erkekler arasındaki rol dağılımında adalet vurgusu yapan Erdoğan, kadınların iş hayatında daha fazla yer aldığı bir dönemde eski alışkanlıkların aynı şekilde sürdürülemeyeceğini söyledi.
Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde babalara da büyük sorumluluk düştüğünü belirten Erdoğan, babalara seslenerek, “Eşlerinize daha fazla destek olun, özellikle çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde daha fazla sorumluluk alın” çağrısını yineledi.
Dijital dünyanın çocuklar üzerindeki tehditlerine de dikkat çeken Erdoğan, “Çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil, babaların da birinci görevidir” dedi.

25 Kasım öncesi Taksim’de polis barikatları
(EMK)

