Meclis'teki grup toplantılarında konuşan siyasi parti liderlerinin ana konusu, hükümetin "demokrasi açılımı" adını verdiği Kürt sorununu çözme girişimleriydi.
Erdoğan'dan Baykal'a teşekkür
Dünkü (13 Ekim) konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılıma katılmayacaklarını ama kendisiyle görüşeceklerini bir mektupla ileten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkanı Deniz Baykal'a teşekkür etti; "Olumlu bir adımdır. Konuyu değerlendirdikten sonra gerekli cevabı aktaracağız" diye konuştu.
Erdoğan, "Gönderdiği mektupla ilgili medya üzerinden konuşmak istemem" dedi; eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'la Dolmabahçe'de 4 Mayıs 2007'de yaptığı ve içeriğini ikisinin de açıklamadığı görüşmeyi kast ederek "Bu farklı bir şeydir" dedi.
Baykal, Erdoğan'la görüşmesinin kayıt altına alınmasını ve daha sonra bir televizyonda yayınlanmasını önermişti. Erdoğan bunun için de "Görüştükten sonra bazı şeyleri açıklayacaklardır. O zaman ben de gerekli olan açıklamaları yapacağım" diye konuştu.
Baykal: Yaptığı yanlışları yüzüne de söyleyelim
Baykal'sa "Gelme demek bize yakışmaz. Başbakan müsaade etsin de yaptığı yanlışları yüzüne karşı da söyleyelim. Bu tartışmayla mutlaka kamuoyu gerçeği ile öğrenme şansı bulacak. Başbakan 'Şimdi olmaz' diyebilir. Ama bizim ne söylediğimiz, onun ne söylediği kayıtlarda olmalıdır. Kendisi Kasımpaşalı bir siyasetçi olarak bizimle buluşmaktan kaçmayacaktır" diye konuştu.
Türk: Baykal'ı gerilim ve korkuya dayalı siyaseti terk etmeye çağırıyoruz
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk de "Konu silahları gündemden çıkarmak ise, hükümetin; sürecin silahlı boyutunu ilgilendiren bir çalışmanın içerisine girmesi gerekir" dedi.
12 Eylül anayasasının sorunların kökeni olduğunu, değişime demokratik bir anayasayla başlamak gerektiğini söyleyen Türk, "Halka güvenmemiz lazım. 338 AKP'nin milletvekili, 22 tane DTP'nin vereceği destek 360. O zaman referanduma götürelim, halk karar versin" diye konuştu.
Türk, Baykal'ın tutumu için de şu sözleri kullandı:
"Baykal 'gerginlik yaratılıyor' diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor. Bir siyasi partinin böyle bir yaklaşım içinde olması bütün Türkiye için kahredici. Baykal'a kalsa, bu yaranın kendiliğinden iyileşmesini bekleyeceğiz. Baykal'ı gerilim ve korkuya dayalı siyaseti terk etmeye çağırıyoruz. Kızgınlığımıza rağmen Baykal'ın Başbakan ile gerçekleştirmeyi planladıkları görüşmeyi önemsiyoruz. Bu görüşmede ortak aklın ortaya çıkmasını, çözüme ve demokrasiye hizmet etmesini diliyoruz."
Bahçeli: CHP yıkım projesinin taşeronu oldu
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Başkanı Devlet Bahçeli'yse, Baykal'ın Erdoğan'a randevu vermiş olmasını "sürece dahil olmak arayışının işareti" olarak yorumladı; Baykal'ı "yıkım projesinin taşeronu" olarak niteledi. Bahçeli, AKP, DT ve CHP için de "yıkım troykası" sözünü kullandı. (TK)