Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü Diyarbakır mitingi öncesi AKP Diyarbakır ikinci sıra milletvekili adayı Galip Ensarioğlu bianet'in sorularını yanıtladı.
Başbakan'ın Diyarbakır mitingi öncesi gerginlik ve sessizlik hakim. "Başbakan'a güvenmiyoruz, söylediklerini yapmadı" diyen bildiriler dağıtılıyor. Kepenkler kapatıldı...
Bunu anlamıyorum mesela. Kılıçdaroğlu bu sistemin omurgasını oluşturan bir partinin başkanı. Neredeyse 20 yıldır bölgenin sorunlarına sırtını dönmüş bir partinin mitinginde böyle bir şey olmuyor da Başbakan için neden yapılıyor? Yeni anayasa ile ilgili yeni bir döneme girildiği bu günlerde bu yaklaşımların doğru olduğuna inanmıyorum.
Başbakan Erdoğan 2005'te "Kürt sorunu vardır" diyerek Diyarbakır başta olmak üzere bölgede olumlu bir hava yaratmıştı. Ama aradan geçen altı yıllık süreçte, son olarak "Kürt sorunu yoktur" deme noktasına geldi. Ardından "tek millet-tek devlet-tek bayrak" söylemi...
Kürtlerin zaten tek devletle ilgili tepkisi yok. Başbakan "tek dil demedim" dedi. Tek milleti, farklı etnik unsurların tamamını bir değer olarak kabul eden, demokratik haklarını tanıyan bir üst-ortak grup olarak tanımladı. Sadece Türk olarak değil.
"Anadilde eğitim mümkün değildir" dedi. Bu noktada hangi demokratik hakların tanınmasından bahsedebiliriz?
Kürdoloji Enstitüleri'nin önünü açan Ak Parti'dir. TRT-6 var. Kürtçe kursları var.
Anadilinde eğitim başka bir şey değil mi?
Anadilde eğitim daha çok tartışılacak. Bu noktada zaten evet denilse Kürt sorununun yarısı çözülür.
Diğer yarısı?
PKK'nin sosyal ve siyasal entegresyonu.
Kürtler Başbakan'a karşı hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor.
Yeni bir döneme giriliyor. Yeni dönemde ya Başbakan Kürtleri ikna eder ya Kürtler Başbakan'ı. Bunlar uzun konuşmalarla mümkün olacaktır.
KCK operasyonları ile seçim sürecinde iki binden fazla gözaltı olması da gerginlik yaratıyor. Bu gerginlikte İktidarın sorumluluğu nedir?
Kuşkusuz iktidarın da sorumluluğu var. KCK davasında yasadışı deliller mevcut. Seçilmiş belediye başkanlarının nerdeyse iki yıldır tutuklu olması yanlış fakat bütün bunlara rağmen Türkiye'nin içinden geçtiği dönemde devlet dışı başka bir örgütlenme yapısı varsa devlet bunun hesabını sorar.
Bunu, PKK'nin siyasallaşmasından bahsettiğimiz bir dönemde nasıl okumak gerek?
PKK ve Barış ve Denokrasi Partisi (BDP) arasındaki ilişkiyi doğru okumak ve anlamak gerek tabii. Bu dönüşümün sağlanması için olanaklar sağlanmalı.Yeni anayasa dönemi bu noktada önemlidir. (HA/ŞA)