"İşsizlik sorununun ortadan kalkması için serbest dolaşım hakkının verilmesi gerektiğini" söyleyen Kanbak, şunları söyledi:
"Ecevit zamanında AB'ye girebilirdik"
Avrupa Birliği için Türkiye'deki siyasilerin son yıllarda verdikleri mücadele çok daha ciddi boyutta. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz 40 yıldır Avrupa Birliği'ne girmek istiyoruz. En avantajlı olduğumuz zaman, Ecevit hükümeti dönemindeydi. AB, Türkiye'yi, Yunanistan ile birlikte davet etmesine rağmen biz AB'ye girmedik. "Gelin" dedikleri halde girmeyince, tren de kaçtı. Şimdi biz istiyoruz. Ama onlar da kendi kuralları doğrultusunda bizi alacaklarını söylüyorlar.
Avrupa ülkeleri AB kanunlarını uyguluyor. Kriterlerin varlığı, içlerinde hiçbir zaman problem yaratmak istememelerinden kaynaklanıyor. Türkiye, bugün AB'ye girecek 10 ülkeden daha fazla bir nüfusa sahip. Bu tablo da batıyı ürkütüyor.
AB'ye girdiğimiz zaman mallar serbest dolaşacak mı, hizmetler, sermaye ve kişiler serbest olacak mı?
Malların serbest dolaşımı; Üye ülkelerin karşılıklı olarak gümrük vergileri ödemeden, sınırlarda uzun, zor ve masraflı ihracat ve ithalat prosedürlerine maruz kalmadan, vakit ve nakitten tasarruf ederek ticaret yapabilmesi, dolayısıyla daha çok çeşit malın daha ucuza satılabilmesidir.
Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği süreci 1973 yılında başlamış ve 22 yıl sonra 31 Aralık 1995'te kabul edilmiştir. Hizmetlerin serbest dolaşımı; Üye ülke vatandaşlarının kendi ülkelerinde ulaştırma, bankacılık, sigorta, serbest meslek, zanaat, ticaret, sanayi sektörlerinde verdikleri hizmetleri diğer bir üye ülkede verebilmeleri demektir. AB'de sermayenin hareketine ilişkin günlük ödemeler kısıtlamaya tabi olmadan yapılmaktadır.
Kişilerin dolaşımı konusu ise; Bir başka üye ülkede o ülkenin vatandaşlarının sahip olduğu haklara sahip olarak yaşayabilecek, iş bulabilecek, çalışabilecek ve eğitim görebilecektir. Örneğin, üye ülke vatandaşlarının; topluluk sınırları içerisinde serbestçe seyahat edebilmeleri ve satın aldıkları şahsi eşyaları KDV'si ödenmiş olması kaydıyla kendi ülkelerine, sınırlarda bavulları aranmadan getirebilmesi sağlanmıştır.
Kopenhag'tan çıkan sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son çıkan kararlara baktığımız zaman 2004 yılının sonunda, kriterlerin yerine gelmesi durumunda müzakerelerin başlayacağı belirtiliyor. Yani bu karar, 2004 yılının sonunda oturup yeni bir tarih vermek anlamına gelmiyor. Eğer koşullar yerine gelmişse sorun yok. Ellerine geçmeyen bir ara rapor var. Bu nedir?
TBMM'den bir iki kaç gün önce çıkan yeni yasalar. Artı uygulamada hala eksik gördükleri bazı hususlar var. Henüz başlanmayan, kanun olarak gözükmeyen uygulamalar 2004 yılının sonuna kadar değerlendirilecek. Bizim çekincemiz ise 2004 yılının Mayıs ayı. AB ülkeleri ise sonradan birliğe katılacak 10 üyeyi oylamaya katmak istemiyor.
Bugün AB'ye girmiş olsaydık, AB parlamentosunda kaç üyemiz olacaktı?
Eğer bugün üye olsaydık Avrupa Birliği parlamentosunda 74 üyemiz olacaktı. Bu önemli bir rakam. AB kurul ve komisyonlarında vatandaşlarımız çalışacaktı. Bin tane danışman görev yapacaktı. Baktığınız zaman rakamlar iç açıcı. Diğer yönden siyasi olarak bazı sorunlar çıkarıyorlar. Örneğin Müslüman ülke olduğumuzu söylüyorlar. Oysaki Avrupa'da 3,5 milyon Müslüman yaşıyor. Üstelik bunların 1,5 milyonu AB vatandaşı.
Kopenhag'a çok büyük hayalle gittik. Yani "Kopartacağız ve geleceğiz" diye. Bu karar Türk halkında hayal kırıklığı yaratır mı?
Onlar için de bizim için de, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek amaçtı. Ülke olarak durmuşsun, durmuşsun, durmuşsun son 15 günde hamle yapıyorsun. Türkiye'nin bu çıkışlarına adamlar şok olmuş durumda. Hiç beklemedikleri bir hamle yapıldı. Burada en iyi tarihi alabilmek bizim için avantajdı.
ABD'nin Türkiye'ye verdiği desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD bizi tamamen AB'nin kucağına atmak istemiyor. AB de bizi ABD'nin kucağına bırakmak istemiyor. ABD'nin Irak'ta çok büyük beklentileri var. Afganistan ve Asya'ya bundan sonra da hükmetmek için bize ihtiyacı var. Ne olursa olsun Amerika bize her zaman muhtaç. Öbür taraftan bakarsak AB de bize muhtaç. Ancak AB içinde uzağı göremeyen bir çok insan var. AB, ABD'nin "Ben yaptım" olgusuna karşı. Bugün dünyada en büyük alıcı Amerika. Avrupa bile göbeğinden Amerika'ya bağlı. Hem ticaret, hem de güvenlik açısından bağlı. Örneğin Avrupa Güvenlik Ordusu deniyor. Ancak NATO'dan yardım isteniyor. Neden her olaya Amerikan askeri gidiyor? Bugün dünyada en büyük güç ABD'dir.(NK)