Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun Gazze Şeridi’ndeki saha muhabiri.
3 Aralık 1996’da, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda doğdu. Çocukluğu savaş, kriz ve yoksulluğun ortasında geçti.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ve Filistin Eğitim Bakanlığı okullarında eğitim gördü, 2014’te kaydolduğu El-Aksa Üniversitesi Radyo-Televizyon bölümünden 2018’de mezun oldu.
Gazeteciliğe North Media Network’te gönüllü olarak başladı, daha sonra Al Jazeera Gazze muhabiri oldu. Olayların tam merkezinden haber yapan saha haberciliğiyle tanındı. 2024’te, Gazze’nin kuzeyinde ablukanın ve açlığın en ağır döneminde, iletişimin kesildiği günlerde bile haberlerini iletmek için ev ve hastane çatılarına tırmanarak internet sinyali aradı.
Kamerası, açlıktan ağlayan çocukları, enkazda yiyecek arayan anneleri, soğuk ve hastalıkla boğuşan yüzlerce sivilin sığındığı okul çadırlarını dünyaya gösterirken, “En acı verici şey sadece bombalamalar değil, bir çocuğun bütün gün tek bir öğün bile yiyemeden ağladığını görmek” demişti.
Gerçekten, yaşanan katliamların dehşeti karşısında kendimi tutamadım. Ama bir anda, açlıktan kıvranan halkımın sesi yanımda yankılandı: ‘Devam et Enes, durma, sen bizim sesimizsin.’ Vallahi, bütün derdim bu… Gazze’de kuşatma altında, açlığa mahkûm edilmiş ve hayal kırıklığına uğratılmış insanların sesini dünyaya duyurmak istiyorum. –Enes eş-Şerif, 20 Temmuz 2025.
صحيح، لم أتمالك نفسي من هول المجازر،
— أنس الشريف Anas Al-Sharif (@AnasAlSharif0) July 20, 2025
لكنني وجدت صوت أبناء شعبي المجوّعين يصرخ بجانبي: "استمر يا أنس، لا تقف، أنت صوتنا".
والله، هذا هو كل همي… أن أنقل صوت الناس المخذولين، المحاصرين، المجوّعين في غزة. pic.twitter.com/YRUDWopZIV
İsrail’in UNRWA okullarını, hastaneleri ve yoğun nüfuslu bölgeleri sistematik biçimde bombalamasını belgeledi, cesareti nedeniyle Uluslararası Af Örgütü Avustralya tarafından “İnsan Hakları Savunucusu” ödülüne layık görüldü.
İsrail ordusu tarafından hedef gösterildi, Hamas’a üye olmakla suçladı. Hakkındaki iddialar, uluslararası basın kuruluşları tarafından “asılsız ve gazetecileri susturmaya yönelik girişimler” olarak nitelendirildi ve kınandı. İsrail ordusu, 11 Aralık 2023’te Cibaliye’deki aile evini hava saldırısıyla hedef aldı; saldırıda 65 yaşındaki babası Cemal eş-Şerif’i kaybetti.
İsrail’in suçlamalarına karşı X sosyal medya hesabından, “Hiçbir siyasi bağlantım yok. Tek görevim, sahadaki gerçeği tarafsız şekilde aktarmak” diye yazdı.
Ben, Enes eş-Şerif; hiçbir siyasi bağlantısı olmayan bir gazeteciyim. Tek görevim, gerçeği olduğu gibi, tarafsız bir şekilde sahadan aktarmak. Gazze’de ölümcül bir kıtlığın yaşandığı bu dönemde, gerçeği söylemek, işgalcilerin gözünde bir tehdit hâline geldi. –Enes eş-Şerif, 23 Temmuz 2025.
BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü İrene Han, geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı açıklamada, Enes eş-Şerif’in maruz kaldığı tehditleri kınamış ve bu suçlamaları “asılsız” olarak nitelendirdi.
İsrail ordusunun 10 Ağustos 2025’te Gazze kentinde Şifa Hastanesi yakınındaki basın çadırına düzenlediği saldırıda, beş meslektaşıyla birlikte hayatını kaybetti.
Evli ve iki çocuk babasıydı.
Hayatını kaybetmesinin ardından X hesabından paylaşılan “vasiyeti ve son mesajında” şöyle dedi:
“Zincirlerin sizi susturmasına, sınırların sizi durdurmasına izin vermeyin. Toprağın ve halkın özgürlüğüne giden yolda köprüler olun; ta ki haysiyet ve özgürlük güneşi, çalınmış yurdumuzun üzerine doğana dek.”
Kaynak: AA, Al Jazeera, Wikipedia
(VC)




