Koç Holding, Alarko Holding, General Electric, Howard Energy gibi konsorsiyumlar, 2000 yılından bu yana sürdürdükleri enerji yatırımlarını Dünya Bankası'nın kararı nedeniyle hayata geçirmiyor.
Konsorsiyumlar, zararlarını karşılamak amacıyla Uluslararası Tahkim Kurulu'na başvururlarsa Türkiye, bu şirketlere milyonlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacak.
1999 yılından bu yana ihale yapılıyordu
* Uluslararası enerji şirketleriyle Türk hükümeti arasındaki enerji sorununun başlangıcı, 2000 yılına dayanıyor. Hükümet, 1999 sonlarında, anayasa değişikliği ile özelleştirmenin kapsamını geliştirdi ve uluslararası tahkim gibi hukuk anlaşmalarını tanıyan düzenlemeler yaptı.
* O dönemde, 4-5 yıl önce ihalesi gerçekleştirilmiş, proje çalışmaları devam eden enerji yatırımları gündemdeydi. Bu ihalelerin bir bölümü işletme hakkı devrini, bir bölümü de yap-işlet-devret modeli enerji yatırımlarını kapsıyordu.
* İhaleleri kazanan konsorsiyumları oluşturan şirketler arasında Koç Holding ve Alarko Holding gibi büyük grupların yanı sıra enerji sektöründe dünya devi olan General Electric ve Howard Energy de vardı.
* Enerji şirketleri, yeni düzenlemelerle sözleşmelerinin yenileneceğini ve yatırımların daha hızlı ilerleyeceğini düşünüyordu.
* Ancak, hükümet, 2000 yılında Uluslar arası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile yeniden yapılanma programlarını uygulamaya koydu.
Dünya Bankası raporu
Türkiye'de enerji yatırımı yapacak şirketlerin çalışmalarını takip eden MAP/Turkuaz Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu,sonraki gelişmeleri şöyle anlattı:
* O dönemde Dünya Bankası, bazı kesimlerden aldığı görüşler çerçevesinde bir rapor hazırlattı.
* Dünya Bankası'ndan mevcut enerji projelerinin çok iyi olmadığı yolunda görüşler geldi.
İmzalar durduruldu
* Konsorsiyumlar, 2000 yılı sonunda, ihale şartlarına bağlı olarak sözleşmeleri hazırlayıp, Enerji Bakanlığı'na verdi.
* Dünya Bankası'nın raporunu açıkladığı tarihlerde Hazine, Enerji Bakanlığı'na bir yazı göndererek, sözleşmelerin imzalanmamasını istedi.
Üst kurul oluşturulacaktı
* İmzalamaların durdurulmasının gerekçesi de, "Türkiye'nin Dünya Bankası'nın telkiniyle, Türkiye Elektrik Piyasası Yasası'nı çıkaracağı ve bu konuda rekabeti düzenleyecek Üst Kurul oluşturacağı" idi.
* Tüm yetkiler üst kurula bırakılacaktı. Bu kurul, İngiltere'de ve diğer bazı ülkelerde olduğu gibi özelleştirmeye açılacaktı.
* Yasa çıktı. Ancak, birkaç geçici maddede, proje çalışmaları yıllardır süren enerji yatırımlarının taahhüdünün belli bir tarihte bitirilmesi gerektiği, aksi halde projelerin geçerliliğinin kalmayacağı belirtiyordu.
Anayasa Mahkemesi'ne gidildi
* Artık verilen süre bitiyor ve Hazine ödeme garantisi vermiyor. İşadamları iki kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme, önce yasadaki süreyi uzattı. İki ay önce de yasa maddesi iptal edildi. Şimdi gerekçeli karar bekleniyor.
Tahkim kurulu tehdidi
* Yatırımcılar, yatırımlarının durdurulması halinde, bugüne kadar yaptıkları masrafların tazmin edilmesini istiyor.
* Dünya Bankası engeline takılan projeler, esas itibariyle termik santraller için geçerli. Ancak, yap-işlet-devret modelinde bazı hidrolik santraller, hatta rüzgar santrallerinde de geçerli.
* İşletme hakkı devri kapsamında, 5 tane yürümekte olan dağıtım bölgesi, 8 tane de santral bulunuyor.
Milyonlarca dolar tazminat riski
* Yatırımlarını durduran şirketler, hükümeti Uluslar arası Tahkim Kurulu'na başvurmakla tehdit ediyor. Şirketler, böyle bir durumda, uğradıkları zararı tazmin etmenin yanı sıra, ileriye dönük kaybolmuş karları isteyebileceklerini öne sürüyor.
* Her proje için 3-7 milyon dolar masraf yapıldı. İşletme hakkı devrinde 12 proje var. Sadece masraflar söz konusu olursa 100 milyon dolarlık tazminat oluşur. Karlar devreye girerse, daha büyük rakamlar söz konusu. (BB)