Sanırım yaşadığım döneme ilişkin en önemli sorunum eğitim. Okulda verilen eğitimin hayatta karşılığının olmamasına rağmen, yaşamımız her gün okul, ders, sınav, ödevle boğuluyor.
Peki, bütün bunlar bizi ne kadar geliştiriyor ya da bunları düşünürken kendimizi ne kadar geliştirebiliyoruz?
Genelde öğrencinin "Neredeydik biz?" "Nasıl oluyordu bunlar?" demesi konudan kopmak anlamına geliyor öğretmenler için. Oysa durup bir düşünmek, bir süreliğine başka bir insan olarak o konulara bakmak bazen konunun daha iyi anlaşılmasına bile yardım ediyor. Resme genelinden bakamadığımız zaman onun içine gömülüyoruz ve göremiyoruz aradığımız şeyi.
Onlar daha mı az seviyor ülkelerini
Neden ilköğretimler her sabah andımızı okumak zorunda ya da neden haftanın iki günü İstiklal Marşı'nı okumak zorundayız veya beden dersleri "sağa dön, sola dön" komutlarıyla işlenmek zorunda?
Yurtdışında neden ulusal marşlar haftada iki kez söylenmiyor? Bu onların milletlerine saygı duymadığını mı gösteriyor? Biz fazla fazla yaşıyoruz bu duyguları... Fazla dışa vuruyoruz.
Bedenimize dönük formalite icabı da olsa bir şeyler yapıp haftada iki gün marşımızı söylediğimiz gibi her gün çalışıp, ödevler yapıp sunumlar hazırlayarak okula gittiğimiz zaman daha mı çok sevmiş oluyoruz ülkemizi? (YK/EÖ)
* Yağmur Karaca, İstanbul Tarhan Lisesi 10. sınıf