Haberin İngilizcesi ve Kürtçesi için tıklayın
Temmuz 2016'da İzmir'in Torbalı ilçesinde Pembe Hayat LGBTİ Derneği'nin geleneksel olarak her yıl düzenlediği trans aktivizm kampında tanımıştım Emirhan'ı. Herkes gibi onun da bir hikayesi vardı. O da şiddete maruz kalmıştı, yaşadıklarını anlatırken ben dayanamayıp ağlamıştım.
Emirhan Deniz Çelebi, İngilizce öğretmeni ve oldukça donanımlı bir trans erkek. Ankara Gazi Üniversitesi mezunu. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Anabilim Dalı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi.
Avrupa ve Kuzey Amerika'ya seyahat etti. SPoD LGBTİ'de yönetim kurulu üyesi. Hayatıma girmesinden mutlu olduğum kişilerden birisi.
Sözü ona bırakıyoruz:
Regl benim için bir travmaydı
"1990 İstanbul'da doğdum. Ailemin dördüncü kız çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Teyzemin oğlu kuzenimle çimenlikte oynuyoruz birlikte, aradan biraz vakit geçti, kuzenimin çişi geldi ve ayakta işedi.
Kendimi düşündüm ve ben neden öyle işemiyorum diye kendi kendimi sorguladım. Ben de kuzenime neden ayakta işediğini sordum. 'Pipim var' dedi. Ondaki pipiyse bendeki ne acaba, diye düşünmeye başladım. Ben de eve gidince ayakta işemeye çalıştım ama üstüm başım kirlendi.
O an benimki büyümemiş daha dedim kendi kendime ve ortaokula kadar pipimin büyüyeceğini düşündüm hep. Ta ki ilk regl olana kadar. O regl benim için bir travmaydı.
Regl ile birlikte memelerim büyümeye başladı ve ben belli olmasınlar diye gizlenerek yürüyordum. Memeler bana rahatsızlık veriyordu. O an bir şeylerin farklı olduğunu anlamıştım.
Ablamlara benzemeye başladım
Ortaokul döneminde bizim okula muhafazakar kadınlar gelirdi. Türbanlı kadınlar bizlere regl nasıl olunur, vücut temizliği gibi konular anlatıyordu. Kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda olurdu.
Bir gün o kadınlar bize bir soru sordu: İç çamaşırına kan gelen oldu mu? Ben çok şaşırmıştım, kanseri mi anlatıyorlar bize diye. Çünkü annem o ana kadar bana bir şeyler anlatıyor ama ben hiç onu dinlemiyordum, Pokemon yakalama oynuyordum.
Biz sınıfa girdiğimizde bir gün erkek öğrenciler şu cümleyi kullandı: "Sizin vajinanız var ve kanıyor." Ben bir kez daha şaşırmıştım, her şey hızla ilerliyordu.
Erkeklerin bu saldırgan tavrı ve kız öğrencilerin kendi kabuğuna çekilmesini hiç unutamadım. Zamanla bir baktım, ben git gide ablamlara benzemeye başladım. Ama ben ablamlar gibi bir erkeğe karşı ilgi duymadığımı fark ettim.
Vajinan varsa kadınsın, sakalın varsa erkek
Ailem geleneksel bir aileydi. Bana bayramlık olarak sarı bir etek alınmıştı ve eteği giymekten nefret etmiştim. Eniştem bunu fark edip bana bir kahverengi pantolon almıştı.
O günden sonra ergenliğim boyunca hep istediğimi giydim. Vücut hatlarımı belli etmeyen kıyafetleri tercih ettim. Bir gün ablam bana ilk ağdamı yapmam gerektiğini söylediğinde kendimi çok kötü hissetmiştim. Çünkü bacaklarımdaki kılım benim umudumdu. Kıl eşittir erkek kodlanmıştı o dönem bana. Ağdadan sonra bacaklarıma baktığımda kendimi çok boş hissettim. Ben vajinamın varlığını bile yok sayıyordum. Çünkü görmek istemiyordum.
24 yıl kendimi bir dolaba kilitledim
Bir gün ben erkek bedenine ulaşacaktım. Bu hayalden hiç vazgeçmedim. 24 yıl kendimi bir dolaba kilitledim. Lisede bana flört teklif eden erkekleri reddediyordum.
Rüzgar Erkoçlar çoğu kişinin açılmasına öncü oldu. Ben bu vajinayla, bu memelerle ölmekten çok korkardım. Ben kendimi hiç kadın olarak görmemiştim. Arayış içine girmiştim. Bu bedenden nasıl kurtulacağım?
Araştırmalar hep erkekten kadına geçişler hakkında bilgiler veriyordu. İnternette bulduğum bilgiler genelde hep İngilizceydi ve sırf bunları öğrenmek, anlamak için İngilizce öğrenmeye başladım. İnternet cafede bunları araştırırken ötekileştirilmemek için gizli gizli bakıyordum.
Lisede İngilizce öğretmenimin destekleriyle İngilizce öğretmenliğini seçtim. O zamanlar sığındığım şey derslerimdi. Dolaplara saklanır, insanlardan kaçardım.
Bugün okullarda açık trans erkekler ciddi bir akran şiddetine maruz kalıyor. Lisede bir kız arkadaşım olmuştu ve ilk ona açılmıştım. İki buçuk yıl sürmüştü ilişkimiz. Bir natrans erkekle beni aldatmıştı. Kavga etmiştik ve bana 'sen zaten bu bedenle öleceksin' dedi. Ben, benle baş başa kalmıştım.
Sonra internet üzerinden bir kız arkadaşla tanıştım ve online aşk yaşadık. Rüzgar Erkoçlar'ın irtibat kurduğu trans erkekler varmış ancak ben irtibat kuramadım. Yazdığım mesajlara hiçbir zaman cevap vermedi.
Yargılıyor muyum? Hayır, keşke hareketin içinde olabilse ya da içimizden başka bir ünlü trans erkek çıksa o mücadele etse...
Kız arkadaşımın ailesinin tepkisi kötüydü
İnternet üzerinden tanıştığım kız arkadaşımla artık görüşmeye başlamıştık ve ara sıra onun evine gidiyordum. Kız arkadaşım bir gün ailesine açıldı. Ailesi bana çok kötü tepki verdi.
Ben de yağız bir delikanlıyım o dönemler, ailesine karşı geldim. Ben onu seviyorum, falan diyordum, tipik bir Yeşilçam filmi günlerini yaşıyorduk. Sonrasında tabii bitti o ilişki. Tek gecelik ilişki yaşayan erkeklerden değilim.
Eski kız arkadaşım sayesinde
O dönemki kız arkadaşım yeni hayatıma giriş yapmama yardımcı oldu ve Hacettepe'de trans geçiş sürecimin başlamasına vesile oldu. Onunla birlikteyken bir başkasına aşık oldum ayrıldık.
Üniversite bittikten sonra TED kolejinde çalışmaya başlamıştım, uniseks bir görüntüye sahiptim. Hacettepe'deki terapiyle birlikte görüntüm de değişmeye başlamıştı. İstifa etme kararı aldım.
Okul yönetimi beni bırakmak istememişti. Ancak palavraymış. Çünkü bana karşı dava açmışlardı. Ben karşı bir tazminat davası açmadım. Onlar bir ayıp yapmıştı, ben ayıba ayıpla karşılık vermedim.
Öğrencilerime haksızlığa karşı mücadeleyi öğrettim
Öğrencilerime veda ederken kanser tedavisi için ayrılmak zorunda kaldığımı söylemiştim. Yalan söylediğim için kendime çok kızmıştım. Çünkü ben çocuklarıma çok düşkündüm. Benim çocuklarım çok zekiydi. Onlara haksızlığa karşı mücadele etmelerini öğretmiştim.
'Müdürünüz dahi olsa sorgulayacak, hakkınızı arayacaksınız' derdim. Çocuklarım şu an üniversiteye hazırlanıyor. Öğretmenlik yıllarımda çocuklarıma mücadele etmeyi aşıladım. Bir kişini yüreğine dokunabildiysem ne mutlu bana...
Sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji bölümüne kabul edildim. Aileme açılmıştım o dönem. Annem, 'Sana 24 yıl kızım dedim, artık oğlum diyeceğim' dedi.
Ailem beni kabullenmişti. Hiçbir sıkıntı yaşamadım, sorularını büyük bir sabırla yanıtladım. Ablam bana bir gün 'Askere gidecek misin' diye sormuştu. İkinci bir yüksek lisans olarak İstanbul Üniversitesi’ne başladım, yine sosyoloji bölümünde.
Yaslarımızı sadece biz translar tutuyoruz
Örgütlü LGBTİ aktivizmine dahil olmak istedim çünkü toplumsal bir şeyler de yapmak istiyordum. Trans erkekler için bir şeyler yapmak amacım.
İstanbul Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'ne (SPoD) üye oldum. Trans erkek 'Okyanus Efe' öldürüldüğünde şunu anladım, yaslarımızı sadece biz translar tutuyoruz. Sonra gördüm ki hiçbir dernekte trans erkek görünürlüğü yok.
Dernekte çok küçük işler yaparak aktivizme başladım ve sonrasında yönetim kurulu üyesi seçildim. İlk defa bir trans erkek LGBTİ derneğinde yönetim kurulu üyesi oldu. Derneklerde eğer bir transfobiklik varsa kendimizi de sorgulamalıyız.
Mesela ben oradayım ama translar olarak derneklere ne kadar gidiyoruz? Mesela şu an içinde olduğum örgütte trans cinayetlerine karşı çalışmalar yapıyoruz. Eskilerde yaşanan kötü şeyleri bir kenara bırakıp hareket için ne yapılabilirleri konuşmak lazım artık.
Türkiye'deki trans örgütlenmemizde sıkıntı var. Translarda bir madilik kültürü [kötülük, bela çıkarma /Lubunca sözlüğü] var. Trans kadınların geneli trans erkekleri 'erkeksi lezbiyenler' olarak tanımlıyor. Farkında olmasak da toplumda ayni şiddeti yaşıyoruz. Trans erkekleri harekete nasıl katabiliriz konusunda SPoD’da inisiyatif aldım.
Bırakalım IŞİD'i falan, ben size...
Mesela bizlerin en önemli sorunu hormon terapisi. Çünkü jinekoloğa gitmiyor, yanlış hormon terapisi yapıyoruz birçoğumuz. Bizim altı ayda bir bu terapiyi rutine bağlamamız gerekir.
Benim bildiğim, 712 trans erkek var. Bu rakam Facebook üzerinden kapalı bir grubumuzdan. Katıldığım uluslararası toplantılarda LGBTİ hareketini ve maruz kaldığı şiddeti anlatıyorum.
Seks işçisi trans kadınlardan dinlediğim, maruz kaldıkları polis şiddetini anlatıyorum. Amerika Birleşmiş Devletleri'nde katıldığım bir toplantıda benden Ortadoğu'da yaşanan terör olaylarını anlatmamı istediler. Ben de 'Bırakalım IŞİD’i falan, Türkiye’de trans kadınların yaşadığı polis şiddetini anlatayım' dedim.
Polis merkezlerinde seks işçisi trans kadınların yaşadıkları işkenceleri anlattım. Polislerin sokaklarda seks işçisi trans kadınlardan aldığı rüşveti anlattım. Her zaman söyledim, söyleyeceğim, örgütlü mücadele etmek gerekiyor.
Beş-altı ülkeye gittim ve her gittiğim yerde trans hareketini anlattım. Ülker Sokak direnişini anlattığımda salondakilerin gözlerini fal taşı gibi açıp, acıyı içinde hissettiklerini gözlemlemiştim.
Yemişim 40. Maddeyi
Bizim anlattıklarımızı kayıt altına almamız gerekiyor. Haberlerimizi kendimiz yapmalıyız, fotoğraf ve videolarımızı bizler çekmeliyiz. Bizden sonra gelecek nesil bize sorularla gelecek.
Bir dernek çatısı altında örgütlenmek zorunda da değiliz, küçük gruplarla da örgütlenebiliriz. Mavi ve pembe kimliklere mahkum olmaya karşı dayanışmalıyız. Yemişim Medeni Kanunu'nun 40. maddesini..*
Bizim acilen bir hukuki danışmanlığına ihtiyacımız var, SPoD'da da bunu oturtmaya çalışıyoruz. Örgütlü mücadelede derneklere ihtiyacımız var.
Türkiye 1945'den beri BM üyesi
Derneklere karşı ön yargılarımızı kırmalıyız, bunları konuşarak aşabiliriz. Transgender Europe'un hazırladığı ve transların Birleşmiş Milletler’le (BM) nasıl ilişkileneceğinin anlatıldığı 48 sayfalık bir kitabı Pembe Hayat Derneği için İngilizceden Türkçeye çevirdim.
Kitabın ön sözünde şöyle yazmıştım; Türkiye’de transfobinin görünür şekilde başladığı yıllar 1980’lerdi, 1990’larda tırmanışa geçti. O yıllarda doğmuş bir bebek şu an hala transfobinin olduğu sokaklarda dolaşıyor. Demek hala yanlış giden bir şeyler var.
Hareketin içinde neyin ne olduğunu bilmeliyiz. BM'de neler yapılabileceğini araştırabiliriz.
Bizim bundan sonraki savunuculuğumuz BM seviyesinde olmalı. Neden? Çünkü Türkiye 1945’ten beri BM üyesi. Ama biz bunu savunuculuğumuzda kullanmıyoruz. Uluslararası alanda çok sıkı bir lobi çalışmamız yok maalesef.
Referandum
Hayır, hayır, hayır tabii ki. LGBTİ halklarının selameti için binlerce hayır... Sonuç ne olursa olsun mücadeleye devam edeceğiz, umut hep var...
Çok okumalıyız.... İnsanın en son okuduğu şey aklına ve yüreğine dokunan olur. Bizleri geriye çekmeye çalışan bir zihniyete karşı mücadele verirken umudu diri tutmak gerekir. Mücadeleye stratejik olarak devam etmeliyiz.
Sivil toplumun iktidara baskısı başka olur. Her ne kadar KHK’larla dernekler kapatılıyor olsa bile. Belki biz emeklerimizin karşılığını göremeyeceğiz ama bizden sonra gelen jenerasyon için mücadeleye devam. Translar ve kadınlar birlikte güçlüdür. (MD/EU/NU/HK)
* Türk Medeni Kanunu, Madde 40: Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.
Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir. (MD-EU/NU/HK)
Yarın: Sarmaşık Derneği
***
İŞSİZ GAZETECİLER HABERİNİN PEŞİNDE
1- Yeni "İşlerinde" Konuşuyorlarsa da Onlar Gazeteci
3- Almanya: Yeni Nesil Diaspora/Kopuntu
5- Arap Kızı Camdan Bakıyor'la Gelen Örgüt ve "Araplık"tan Kurtuluş
6- Nasıl Çalışıyor/Çalışamıyorlar; Kalıpyargıları Esnetmek
7- Ayrımcılıktan Kurtulmak İçin Beyazlarla Evleniyorlar
8- Özel Rehabilitasyon Merkezleri ve Sorunlar: Bingöl Örneği
9- İki Yönetici "Engelliye Eğitim Desteği" Uygulamasını Tartışıyor
10- "Engelli Eğitiminde Çözüm Kaynaştırma Sistemi"
11- Bingöllü Öğrenciler ve Veliler Anlatıyor
12- "Gavur"u Gitmiş Mahallesi Kalmıştı, Mahallesi de Gitti
13- Mıgırdıç Margosyan Yıkıntılar Arasındaki Sokağını Bulamadı
14- Nefrete İnat Yaşamı, Aşkı, Mücadeleyi Seçenler
15- Ece Devrim: Zorunlu Seks İşçiliğine Çok Direndim
* İşsiz Gazeteciler Haberinin Peşinde projesi Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu'nun Matra-İnsan Hakları Programı mali desteğiyle gerçekleşti.