Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan temasları kapsamında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile otobüs yolculuğuna katılan Emine Erdoğan'ın Azerbaycan tarafından "esir" tutulan Ermeni askerleri ile ilgili cevabı sosyal medyada tepki çekti.
Görüntülerde İlham Aliyev'in esirlerle ilgili anlattıklarının üzerine Emine Erdoğan'ın "Başka esir var mı?" sorusuna İlham Aliyev "Var var" diye cevap veriyor.
Emine Erdoğan'ın gülümseyerek "Peyderpey, peyderpey" diye cevap vermesi ise hem sosyal medya hem Ermenistan tarafında hem de Türkiye de tepki çekti. Görüntüler Ermenistan'dan çeşitli kaynaklar tarafından paylaşıldı.
Aliyev: If we get all the maps of the minefields we will have great advantage, because every place is mined, it may take 10 years [to remove them]
— 301???????? (@301_AD) June 15, 2021
Erdogan's wife: Are there any more prisoners?
Aliyev: Yes, yes, there are many of them.
...Her happiness.pic.twitter.com/l4tKVsepob
"Kabul edilebilir bir yorum değil"
Konuyla ilgili aradığımız Amerikan Ermeni Assamblesi Bölge sorumlusu Alin Ozinian, tepkiyi şöyle yorumluyor:
"Savaştan ve ateşkesten sonra Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin Ermenistan'a yönelik tavrı her ne kadar 'barışçıl' olduğu iddia edilse de 'barışçıl' değildi. Bunu farklı örneklerde gördük.
Bu son örnek, yani Emine Hanım'ın Azerbaycan tarafından tutulan esirlerin konusunu açması ve basit bir şeyden bahseder gibi, biraz da alaya alarak "Başka esirler var mı?" diye sorması çok rahatsız edici.
Öncelikle bir kadın olarak, bir anne olarak, bir Cumhurbaşkanı'nın eşi olarak bu denli duygusuzca açıklama yapması pek kabul edilebilir bir durum değil.
Esirlerin durumu çok acı bir durum, sadece Ermenistan-Azerbaycan savaşı için değil genel olarak acı."
"Türkiye esirlerde inisiyatif almadı"
Alin Ozinian şöyle devam ediyor:
"Barışın tesis edileceği konusunda her türlü inisiyatifi alacaklarını açıklıyorlar, ama bu esir konusunda hiçbir aksiyon alınmıyor.
Hatta bazı kulis bilgilerine göre Türkiye'den ve yurtdışından Türkiye'nin aracı olması istendiği zaman gelen cevap şuydu: 'Onlar esir değil, onlar terörist.'
Şimdi şunun altını çizmek gerekiyor, Türkiye bölgesel iddiasını ne için yapıyor? Azerbaycan'daki varlığının hedefi nedir? İHA, SİHA satmanın ötesinde bunları Azerbaycan'da yapmak mı? Orada TOKİ'ler yapmak mı?
Türkiye'nin bölgesel hedeflerinin amacı nedir?
Son olarak da uluslararası ilişkiler açısından şu da çok önemli: Amerika esir konusunda kendine bölgesel partner olarak Gürcistan'ı seçti. Türkiye hep gururla NATO'nun ikinci büyük ordusu olduğunu söylüyor.
Bu koşullar altında bu esir iadesine aracı olmak bölgede Türkiye'ye yakışırdı. Türkiye aracılık edemedi, şimdi bunu sorgulamak gerekiyor. Rusya'nın karşısında edemiyor mu? Artık ABD nezdinde güvenilir partner mi sayılmıyor?
Bunlar hep sorulması gereken konular."
"Barış isteyenlerin işi zorlaşıyor"
Ozinian, "Savaşta güçlü olan tarafın biraz daha sakin olması gerekir, çünkü sonuç ortadadır, kazanmıştır. Artık daha fazla körüklemenin bir gereği yoktur" derken ekliyor:
"Ama Türkiye, Azerbaycan'la birlikte bu nefretten vazgeçmiyor. Bu da ne yazık ki bize şunu anlatıyor: Demek ki bu fobinin kendi tabirleriyle "Ermeniler tarafından işgal edilen bölgelerle" bir ilgisi yokmuş.
Artık bu sorun ortadan kalktı ama Ermeni nefreti devam ediyor, bu çok korkunç bir şey.
Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın bu tavrı Ermenistan'da barış isteyen siyasi güçlerin ve yanı sıra barış isteyen sivil toplum örgütlerinin işini çok zorlaştırıyor.
Çünkü, barış dediğiniz zaman karşınıza bu zorluklar çıkarılıyor. 'Siz bunlarla mı barış yapacaksınız?', 'Bunlar bizden nefret ediyor' deniyor.
Bu yüzden Azerbaycan ve Türkiye'nin barış çağrıları uluslararası çapta da ciddi bulunmuyor. Bölgesel barış için başlı başına bir tehdit oluşturuyorlar. Dedikleri başka, niyetleri başka.
Kendi güçleriyle değil, kendi öngörülmez tavırlarıyla ve nefretleriyle bu sorunu devam ettiriyorlar."
(PT)