Emek Partisi (EMEP) Atep Milletvekili Sevda Karaca, 6 Şubat depremlerinde Antep’in Nizip ilçesinde yıkılan Furkan Apartmanı’nda yaşamını yitirenlerin aileleriyle basın toplantısı düzenledi.
6 Şubat tarihli depremlerde Nizip’te yıkılan tek bina olan Furkan Apartmanı’nda 51 kişi hayatını kaybetmişti.
Müteahhit Hasan Hüseyin Sever ve kardeşi Abdullah Devrim Sever’in statik ve mimari yapıya uymaması, kaçak kat inşa etmesi, beton dayanıklılığının olmaması gibi binanın yıkımına sebep olan pek çok şey dava dosyasındaki bilirkişi raporunda tespit edilmesine rağmen, soruşturmayı yürüten savcı sorumlular hakkında gözaltı ya da yurt dışı yasağı uygulamadı ve şahıslar yurtdışına kaçtı.
EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve mağdur aileler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 19 Temmuz’da karar verilmesi beklenen davaya ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına aynı zamanda CHP Antep Milletvekilleri Melih Meriç ve Hasan Öztürkmen ile CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara da katıldı.
Toplantıyı açan EMEP Milletvekili Sevda Karaca, 6 Şubat depremlerinin arkasından deprem suçlarını özel olarak ele alan mahkemelerin kurulduğunu hatırlatarak “Her yerden adalet çığlıkları yükseliyor ve yıkılan apartmanların ismiyle anılan mücadeleler artık sokağa dökülüyor. Çünkü adaletin sağlanması için bu ülkede gerçekten ses çıkarmak gerekiyor” dedi.
“Herkesin kulak kabartması gerekiyor”
Deprem sonrası yalnızca 190 dava açıldığını ve 134 kişinin tutuklu olduğunu aktaran Karaca şöyle dedi:
“50 bini aşkın insana mezar olan bu binalara ilişkin davalarda tek bir kamu görevlisi bile yargılanmıyor. Bütün bu davalarda iktidara yakın ya da iktidar mensubu olanlar tek tek serbest bırakılıyor, yurt dışına kaçmalarına göz yumuluyor. Ailelerin adalet talebi duyulmuyor ve iktidar tüm çağrılara karşı 3 maymunu oynuyor."
"Deprem suçlarında sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanması sadece 6 Şubat depremleri ile hesaplaşmak için değil bir deprem ülkesi olan memleketimizde bir daha kimsenin canının yanmaması için, bunların emsal olması için de oldukça önemli.”
“Biz Gaziantep'in Nizip ilçesinde yıkılan tek bina olan Furkan apartmanı davasında acı gerçeklerle karşılaştık. 51 yurttaşımızın hayatını kaybettiği bu dava, binanın kolonlarının kesilmesi, kaçak kat yapılması, belediyenin buna göz yumması, bilirkişi raporlarının çelişkilerle dolu olması ve bir taraftan da sanık avukatlarının aileleri suçlamaya yönelik açıklamaları gündem oldu. 19 Temmuz'da karar duruşması var. Acının sahibi olan, mücadelenin sahibi olanlara herkesin kulak kabartması gerekiyor.”
“Sanıkların serbest bırakılması depremden daha zor”
Furkan Apartmanında 19 yaşındaki üniversite sınavına hazırlanan oğlu Emre Şahin'i kaybeden Seçkin Şahin “Biz yasamızı tutmamız gerekirken bir adalet mücadelesine girişmek zorunda kaldık. Bu adalet mücadelesinde bizi yıkan, üzen şeylerle karşılaştık. En önemlisi de içeride tutuklu sanık kalmamış olması. Böyle bir karar verilmesi bizi 6 Şubat depreminden daha fazla etkiledi” dedi.
Yargılama sürecinde pek çok zorlukla karşılaştıklarını ifade eden Şahin “Müteahhitlerin yaptığı hatalar, kesilen kolonlar, kaçak katlar bilirkişi raporlarıyla açık olmasına karşın verilen bu tutuksuz yargılama kararının neye dayanılarak verildiğini bilmiyoruz. Yargılamada bize sanık avukatları kadar söz hakkı dahi verilmedi. Elbette savunma hakkı kutsaldır ama bizim de acımız kutsal. Fakat mahkeme heyetinin bize karşı böyle bir anlayışlı tutumuyla maalesef karşılaşamadık” diye konuştu.
“Yaşadığımız afet değil cinayet”
19 Temmuz günü saat 09.00’da Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan davanın karar duruşması olacağını hatırlatan Şahin “Bu davanın sonuçlanması sadece bizi değil bu ülkede görülen bütün deprem davalarını ilgilendiriyor. Çünkü emsal olacak bir karar çıkacak ve verilecek karar diğer mahkemeleri etkileyecek. Ben sadece kendi çocuğum ve komşularım için değil depremde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımız için adalet istiyorum” dedi.
Yıkılan apartmanda 23 ve 25 yaşlarındaki 2 kızı ve eşini kaybeden Özlem Taşdemir de şöyle seslendi:
“Biz ölümlere sebep olanların; bizim canlarımızın ailelerimizin yaşam haklarını elinden alan insanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Bu sadece bizi ilgilendiren bir dava sonucu olmayacak. Türkiye deprem ülkesi ve bu yaşadığımız ne ilk ne de son deprem olacak."
"Burada verilecek olan karar bizimle birlikte şu an devam eden deprem davalarını ve adalet arayışı içinde olan bütün aileleri de ilgilendiriyor. Yaşadığımız afet değil cinayettir. Adaletin sağlanmasını, suçluların cezalandırılmasını istiyoruz."
6 Şubat depremlerinden etkilenen sanatçılara destek fonu: SaDe
Deprem davaları 'enkaz altından' çıkamadı
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
Türkiye’de deprem davaları ikinci bir enkaz
(EMK)