Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nün yürütücülüğünde gerçekleştirilen "İnfodemi ile Etkin Mücadele İçin Bireylerin Yanlış Bilgi Karşısındaki Tutumlarının ve Bu Tutumların Belirleyicilerinin Araştırılması: Covid-19 Örneği" başlıklı araştırma projesinin sonuçları dün düzenlenen online toplantıda açıklandı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) desteklediği çalışmada, Prof. Dr. Emre Erdoğan'ın yürütücü, Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci'nin araştırmacı, Dr. Gizem Türkaslan'ın doktora sonrası bursiyer ve Cankut Kuzlukluoğlu'nun lisansüstü bursiyer olarak görev yaptı.
Proje ile Türkiye'de koronavirüs salgınında bireylerin bilgi arama süreçleri ve yanlış bilgi karşısındaki davranışları araştırıldı.
Bilimsel bilgi arttıkça infodemi azalıyor
Araştırmacı Cankut Kuzlukluoğlu özellikle salgının başlangıcında koronavirüse ilişkin bilimsel bilgi birikimi eksikliğinin infodemiye yol açtığını vurguladı. Kuzlukluoğlu, "Araştırmamızda analiz ettiğimiz toplam 7 bin 436 internet bağlantısının götürdüğü haber veya köşe yazılarının 348'inde Covid-19'a ilişkin yanlış ya da yanıltıcı bilgiye rastlandı" dedi.
"Kişiler medya araçlarına güvenmiyor"
Dr. Gizem Türkarslan da "Görüştüğümüz kişiler iyi niyet ile paylaştıklarını söylüyor ancak çok az sayıda katılımcı dışında mülakatlarda doğru ya da yanlış bilgiyi ayırt etmeye dair bir çaba belirtilmedi. Kişiler bilgi ekosistemine dair yoğun bir güvensizlik duyuyor. Bu güvensizlik hükümet, siyasetçiler, üst düzey bürokratlar, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi uluslararası ve Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler gibi ulusal kurumlar gibi iktidar odaklarının yanı sıra çeşitli medya araçlarına karşı da yoğun bir şekilde öne çıkıyor" diye konuştu.
Komplo teorilerine inanların oranı yüksek
Prof. Dr. Emre Erdoğan, araştırmada kapsamında yapılan Türkiye 18 yaş üstü nüfusu temsil eden 1629 kişiyle 29 ilin mahalle ve köylerinde yüz yüze anketlerin sonuçlarını değerlendirdi:
"Görüşülenlerin yüzde 77'sinin dünyada halkın hiç haberdar olmadığı önemli şeyler olduğuna, yüzde 63'ünün siyasetçilerin kararlarının ardındaki gerçek niyetlerini vatandaşlara söylemediğine, yüzde 51'inin birbiriyle ilişkisiz gibi gözüken olayların gizli eylemlerin sonucu olduğuna, yüzde 51'inin siyasi kararları etkileyen gizli örgütler olduğuna ve yüzde 45'inin hükümetin bütün vatandaşları gözetlediğine inandığını gördük.
"Alınan sonuçlar, Türkiye'de komplo teorilerine inananların oranının yüksek olduğunu gösteriyor. Yaptığımız çok değişkenli analize göre eğitim seviyesi ortaöğretim olanlar, emekliler ve işsizler, diğer kişilere göre komplo teorilerine daha fazla inanıyorlar."
Covid-19 komplo teorileri
Prof. Dr. Erdoğan, salgın döneminde paylaşılan en yaygın komplo teorilerini şöyle anlattı:
"Görüşülenlerin yüzde 56'sı virüsün Amerika Birleşkik Devletleri (ABD) ya da Çin gibi büyük güçler tarafından üretildiğine inanıyor.
"Yüzde 52'lik bir kesim hükümetlerin verdiği koronavirüs istatistiklerini güvenilir bulmuyor.
"Koronavirüsün Çin'deki bir laboratuvarda üretilip bir kaza sonucu dünyaya yayıldığına inananların oranı yüzde 50.
"Hükümetlerin yaşlı nüfustan kurtulmak için bu virüsü ürettiğine inananların oranı yüzde 44 iken virüsün ucuz bir tedavisi olmasına karşılık hâlâ gizlendiğine inananların oranı yüzde 40.
"Koronavirüsün geleceğini yıllar önceden öngörenler olduğunu ancak bu kişilerin susturulduğu görüşünü belirten yüzde 36'lık bir kesim var.
"Görüşülenlerin üçte biri joronavirüsün tedavisinin bulunduğunu ancak zenginlere saklandığını söylüyor.
"Hükümetlerin virüsten yararlanarak herkesi aşılamak istediklerini düşünenlerin oranı yüzde 28.
"Yine yüzde 28'lik bir oran koronavirüsün herkesi evde tutmak isteyen hükümetlerin işi olduğuna inanıyor.
"Yüzde 20'lik bir kesim hükümetlerin koronavirüsün öldürücülüğünü abarttığını düşünüyor.
"Yüzde 20'lik başka bir kesim de insanların çok fazla aşı yaptırmasının koronavirüsün yaygınlaşmasına katkıda bulunduğu görüşüne katılıyor."
Komplo teorileri yanlış bilgiyi tetikliyor
Araştırma sonuçlarından biri de Türkiye'de Covid-19 hakkında yanlış bilgilerin de yaygın kabul gördüğü.
Buna göre, işkembe, kelle paça çorbası gibi besinlerin yiyenleri virüsten koruyacağı görüşüne katılanların oranı yüzde 50.
Yüzde 29'luk bir kesim koronavirüsün yarasa çorbası yiyenlerden bulaştığı inancında. Evcil hayvanlardan koronavirüs bulaşabileceğini inananların oranı yüzde 28.
Güvensizlik aşı karşıtlığına neden oluyor
Araştırma kapsamında görüşülen kişilere farklı ülke kaynaklı aşıları yaptırıp yaptırmayacağı sorulduğunda Almanya'nın geliştirdiği aşıyı yaptırma eğiliminin yüksek olduğu öğrenildi. Görüşülen kişilerin yüzde 39'u bu aşıyı yaptıracaklarını söyledi.
Bu oran, Çin ve Rusya tarafından geliştirilen aşılar için yüzde 29, ABD tarafından geliştirilen aşı için de yüzde 31.
(DŞ)