31 Mayıs'ta alınan kararda, "Programda, işçi sınıfının gelişimine vurgu yapan ve hükümetin Kürt sorununa yaklaşımı eleştiren bölümlerin varlığı, partinin kapatılması için tek başına yeterli değildir" denildi.
"Sadece program yetmez, kalkışma da gerekir"
Partinin o dönemki yöneticisi Osman Nuri Şenol'un başvurusunu ele alan AİHM, kararında, kapatma kararının gerekli olabilmesi için "demokratik rejime zarar getirecek nitelikte bir siyasi proje" ve/veya "siyasi amaçlı bir güce başvurmaya yönelik davet" olması gerektiğini saptadı.
25 Mart 1996'da kurulan Emek Partisi, Anayasa Mahkemesi'nce 14 Şubat 1997'da kapatılmıştı. Kapatmaya gerekçe olarak, statüsü ve programının, "Devletin milleti ile bölünmez bütünlüğüne aykırı" olması gösterilmişti.
Anayasa Mahkemesi, programda Kürt dilinin geliştirilmesine yönelik taleplerin, milli birlik ve bölünmez bütünlüğe zarar verebilecek bir azınlığın yaratılmasına yol açabileceğine karar vermişti.
Parti yöneticisi Şenol, başvurusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, inanç özgürlüğüne dair 9, ifade özgürlüğüne ilişkin 10, örgütlenme özgürlüğü ile ilgili 11 ve ayrımcılık yasağına dair 11. maddelerine aykırılığı ileri sürmüştü.
AİHM, Anayasa Mahkemesi kararının toprak bütünlüğü gibi meşru bir amaca yönelik olduğunu bildirdi, ancak partinin salt programı nedeniyle, faaliyete dahi başlamadan alınmasını eleştirdi.
AİHM, oybirliğiyle örgütlenme hakkının kısıtlandığına hükmederek Türkiye'nin 15 bin Eurosu manevi tazminat, 3 bin Eurosu da mahkeme gideri olmak üzere Şenol'a toplam 18 bin Euro ödemesine karar verdi. Mahkeme, diğer iddiaları incelemeye gerek olmadığını da açıkladı. (EÖ/TK)