Gazeteci Mine Kırıkkanat, yazar Elif Şafak'a "Bit Palas" romanında, kendi romanı "Sinek Sarayı"ndan intihal yaptığı iddiasıyla açtığı davayı kazandı.
İstinaf süreci sonrası karar kesinleştiği takdirde, Elif Şafak’ın "Bit Palas" romanının yeni basımı yapılamayacak, piyasada olan baskıları toplatılacak.
Konuyla ilgili yayınevi üzerinden bugün yazılı bir açıklama yayımlayan Elif Şafak, Mine Kırıkkanat’ın senelerdir kendisiyle "uğraştığını" ve ona hakaret ettiğini söyledi.
Elif Şafak, intihal yaptığı gerekçesiyle Mine Kırıkkanat'a tazminat ödeyecek
"Dava, edebiyatla ilgili değil"
Kırıkkanat’ın tutumunu “akıl dışı iftira” olarak değerlendiren ve davayı bir üst mahkemeye taşıyarak Kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası açacağını söyleyen Şafak’ın açıklaması özetle şöyle:
"Öncelikle anlaşılması gereken konu bunun hukuk temelinde inşa edilmiş bir dava olmadığıdır. Bu dava fikir ve sanat haklarını korumayla ya da edebiyatla da ilgili değildir. Bu dava kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulmuştur. Sebebini madde madde açıklamaya çalışacağım.
- Kırıkkanat, açtığı dava aracılığıyla Sinek Sarayı (1990) romanının tarafımca intihal edildiğini, Bit Palas (2002) romanım ile benzerlik gösterdiğini iddia etmiştir. Bu dava için avukatlarım 150 sayfayı bulan, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı bir mütalaayı mahkemeye sunmuştur. Onların bir kısmının yer aldığı bu metne buradan ulaşabilirsiniz.
- Kısaca özetlemek gerekirse, Kırıkkanat’ın kitabında da İstanbul’da bir apartman var, Bit Palas’ta da. Birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. İkisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. Benzerlik bundan ibarettir. Yazar Ismail Güzelsoy’un şöyle bir tespiti var: ‘Raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum’. Sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir.
- Türk edebiyatında içinde bir apartman olan yüzlerce eser mevcuttur. Apartman teması da, Beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. Bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat.
- Ne yazık ki 1. Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır.
- Mahkeme bizim sunduğumuz uzman görüşlerini tamamen göz ardı etmiş, avukatlarımızın yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddetmiş ve bu bilirkişinin raporuna binaen intihal yaptığıma kanaat getirmiştir.
Ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim. Bu süreçte yanımda olan tüm edebiyat sevdalılarına, ülkemin vicdanlı beyinlerine ve sevgili okurlarıma selam olsun. Var olun."
Yazarlar: İki kitap arasında benzerlik yok
Yayınevi, açıklamasında ayrıca her iki kitabı da okuyarak görüş belirten edebiyatçı ve yazarların rapor özetlerine yer verdi.
Gaye Boralıoğlu - Yazar: "Mine Kırıkkanat’ın Sinek Sarayı adlı eseri de Beyoğlu’nda geçer ancak, Elif Şafak’ın aksine o Beyoğlu’nun yerel özelliklerini öne çıkarır. Böylece bu çok renkli çok kültürlü semtin karakterler üzerinden bir resmini çizer. Daha çok izlenimci-gerçekçi bir anlatım inşa eder. Aynı ağaca bakan iki ressamın resminde olabilecek farklılıklar her türlü sanat üretimi için geçerlidir. Bu birinin Monet diğerinin Picasso tablosu olduğu gerçeğini değiştirmez."
Müge Sökmen - Yayıncı (Metis Yayınları): "Mart 2002 tarihinde ilk basımını gerçekleştirdiğimiz Elif Şafak’ın Bit Palas adlı romanının, içerik, edebiyat anlayışı, yazım tekniği, yazar duruşu gibi açılardan Mine G. Saulnier’nin (Kırıkkanat) Sinek Sarayı adlı romanıyla bir benzerliğinin bulunmadığını, intihal düşündürecek bir çakışmanın mevcut olmadığını belirtmek isterim."
Oya Baydar - Yazar: "Sinek Sarayı ile Bit Palas arasında bırakın intihali, roman kahramanlarının bir apartmanın dairelerini paylaşmaları dışında ne kurgu, ne üslup, ne kahramanların karakteri, ne hikâyeleri açısından esinlenme denebilecek benzerlik de yoktur. Yazarlarımızın kendi özgün yapıtlarını geliştirmeye çabalamaları yerine böyle suçlama ve davalarla uğraşmaları edebiyatımız adına da bir kayıptır." (TY)