Bu nedenle gazete ve dergiler yazar hakkında yazılar yayımlıyor, temmuz ayıyla birlikte, özellikle Zürih'te 2006'ya kadar sürecek etkinlikler yapılmaya başlandı. Ayrıca hakkındaki ilk biyografi yayımlandı.
Canetti, vasiyetinde, bir gün yaşam öyküsü yazılacaksa bunun ölümünden on yıl sonra olmasını ister. Sven Hanuschek 'in hazırladığı biyografi işte bu isteği yerine getiriyor ve kitap Canetti'nin 100. doğum gününe armağan oluyor.
Bilgi ve malzeme yönünden zengin, Canetti'nin sırlarına saygılı ve onun sayısız aşk ilişkileri konusunda ketum bu biyografi, Canetti ve hâlâ çok az tanınan yapıtlarına daha çok dikkat çekecek gibi duruyor.
Çünkü her türlü yeteneğine rağmen hep tek başına kalan, tutku ve enerji dolu bir yazarın yaşam öyküsünü, yapıtları 20. yüzyılın büyük edebiyat akımlarına ait bir yazarı, Yahudi göçünden örnek bir yaşamın Rusçuk'tan Viyana, Berlin, Londra ve Zürih'e uzanan hikayesini başarıyla anlatıyor.
Nobel ödüllü (1981) Canetti, 25 Temmuz 1905'te Bulgar Rusçuk'ta Türk vatandaşı olarak doğdu, 1994'te Zürih'te İngiliz vatandaşı olarak öldü.
Okula Manchester, Viyana, Zürih ve Frankfurt'ta gitti. Viyana'da kimya eğitimini tamamladı, 1929'da doktorasını yaptı. Ancak daha sonra kendini serbest yazarlığın tekinsiz sularına bırakmaya karar verdi.
1934'te kendinden sekiz yaş küçük, yazar Venetiana (Veza) Taubner-Calderon ile evlendi. Hitler'in 1938'de Viyana'ya girmesiyle Veza'yla birlikte İngiltere'ye kaçtı. 1988'e kadar Londra'da kaldı. 1963'te Veza'nın ölümüyle Londra ve Zürih arasında mekik dokumaya başladı, zira ikinci eşi Hera, Zürih'te restoratör olarak çalışmaktaydı.
Altmış sekiz yaşında ilk kez baba oldu. Yetmiş altı yaşındayken Nobel Ödülü'nü aldı. 1994'te öldüğünde Zürih'te James Joyce'un yanına gömüldü.
Canetti 1935'te ilk kitabı Körleşme'yi (Payel Yay.) yayımlamasına rağmen uzun zaman kitapsız bir yazar olarak sayıldı. Bu kitap, ancak çok uzun yıllar sonra yüzyılın başyapıtları mertebesine erişti. Ayrıca tiyatro oyunları "Hochzeit" ve "Komodie der Eitelkeit" da uzun zaman yayımlanmadı.
İngiltere'de, yirmi yıldan fazla bir süre felsefi-kültürel-antropolojik kitabı Kitle ve İktidar (Ayrıntı Yay.) üzerine çalıştı. 1960'ta yayımlanan bu kitap onun herkesçe yadırganan pervasız metoduna hiçbir şekilde uymasa da ve dönemin temel metinleri arasındaki yerini çok geç alsa da, Canetti "yüzyılı gırtlağından yakalamakta" başarılı olduğunu biliyordu.
Dünyaca üne 60'lı yılların başında kavuştu. Kitaplarından geçimini sağlamaya ancak altmış beş yaşındayken başlayabildi. Oyunları, nihayet, ilk defa sahneye konuldu; denemeleri ve notlan övgüyle karşılandı; üç ciltlik otobiyografisi onu çoksatar bir yazar yaptı.
Yine de bu yayımlananlar Canetti'nin yapıtlarının çok az bir kısmı. Yazarın stenografi yoluyla şifrelediği altmışlı yıllardan kalma binlerce sayfalık metinleri, Sven Hanuschek'e göre Canetti'nin ağırlık noktasını oluşturuyor.
Canetti, yazmaya başladığı ilk yıllarda, metinlerini stenograf şeklinde not ediyordu, ki o, bunları şifreli yazı olarak tanımlıyordu. Daha sonra bu metinleri normal metne döküyor ve üzerinde çalışıyordu.
Bu yazılar bir diyalog, bir parabol ya da bir portre olabiliyordu. 1933'ten 1942'ye kadar yazdığı bu yazıların şifresi daha yeni çözüldü. Metinlerde Canetti'nin gözükara dalışlarını, analitik keskin bakışını, groteskin içindeki fantaziyi görmek mümkün.
Hanuschek, kitabına metinlerin bir kısmını almış; kalanları ise Canetti'nin vasiyetine göre zamanla yayımlanacaklar.(ÜK/EÜ)
* Canetti'nin Türkçe'de yayınlanan kitapları: Körleşme, Kulak Misafiri-Elli Karakter, Kurtarılmış Dil-Bir Gençliğin Öyküsü, Kulaktaki Meşale, Kitle ve İktidar, Marakeş'te Sesler, Öbür Dava-Kafka'nın Felice'ye Mektupları Üzerine, Gözlerin Oyunu, Sözcüklerin Bilinci, İnsanın Taşrası