Katılım hakkı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde tanımlanan dört temel haktan biri.
Ankara'da Özel Yüce Okulları, öğrencilerin parmak izlerini alarak kimlik doğrulaması yapan sistemi kullanmaya başladığını duyurdu.
Okul, sistemin "okullarda devamsızlık kaydı ve personel takibini kolaylaştırdığını, velinin öğrencisini rahatlıkla takip edebilmesine olanak verdiğini, okul kantinlerinde satışı yapılan ürünlerin listesini görerek çocuklarının tüketmesini istemedikleri ürünlere kısıtlamalar getirebildiğini" söylüyor.
Değirmencioğlu ve Psikolojik Danışman Çiğdem Kotil, uygulamayı bianet'e değerlendirdi.
Değirmencioğlu: 1984'ü çağrıştırıyor
Değirmencioğlu, okullarda böyle bir sistemin "aşırı korumacı ve otoriter sistemin ürünü" olduğunu, kararın çocuklarla birlikte alınması gerektiğini söylüyor.
"Çocukların neyi, nasıl yapacağı başkaları tarafından kararlaştırılıyor. Anne baba odaklı bir sistem bu.
"Böylece çocukların en temel haklarından katılım hakkını dışarıda bırakıyor. Çocuklar ikna oldukları için değil, alamadıkları için asitli içecek alamıyorlar. Bu durum yasaklananı daha da çekici hale getirebilir."
Sistemin George Orwell'ın 1984 romanını çağrıştırdığını söylüyor Değirmencioğlu:
"Nerede, ne yapacağımı birileri denetliyor. Nerede, ne kadar zaman geçirdiğim sürekli izlenecek.
"Oysa, bütün araştırmalar ve demokrasi pratikleri, insanların denetledikleri sürece bir şey öğrenmediğini gösteriyor. Bireylerin kendi kararlarını vermeleri ve daha iyi karar vermeleri esastır. Eğitim de daha iyi karar verebilen bireylerin ortaya çıkmasını sağlamalı. Bu taban tabana zıt bir yaklaşım."
Değirmencioğlu, uygulamaya itiraz edecek anne babaların, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne dayanarak okulla tartışmalarını ve birlikte iptal ettirmelerini öneriyor.
Kotil: Otorite değil, akıl yorma önemli
Psikolojik Danışman Kotil de, "Bu uygulamanın çocuklara para harcamaya dair bir alışkanlık kazandırması mümkün değil" diyor.
Kotil, bu durumun "okul içinde sağlıklı, okul dışında sağlıksız ortam" ikilisini doğurduğunu söylüyor:
"Çocuk bunu sistemin kontrolüyle değil, kendi öğrenmeli.
"Dünyası okuldan oluşmadığına göre, bilgiyi kendisinin içselleştirmesi gerek. Otorite değil, akıl yorma önemli. Dolayısıyla sistem, çocukların hayatı sürdürmeyi öğrenmelerini engelliyor." (TK/AD)