Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi, anayasa değişikliğinin referandumla kabul edilmesinin ardından yaptığı değerlendirmede, "Anayasa ve yasalara biçimini veren ruhudur. Siz metinlerde değişiklik yapsanız da, anayasaya hâkim olan zihniyet değişmedikçe, değişim yeterli olmaz" diyor ve ekliyor:
"Daha önce 'yetmez ama evet'ti, ama artık 'evet ama yetmez' diyoruz."
Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Elçi'ye göre şimdi yepyeni bir anlayışla, zihniyetle, yeniden, yeni bir anayasa hazırlanması gerekiyor.
"Önemli olan, bu anayasanın nasıl hazırlanacağıdır" diyen Elçi, anayasanın hazırlanması sürecinde tüm kesimleri kapsayan bir tartışma zemininin gerekliliğine işaret ediyor.
"Atatürk milliyetçiliğine de 12 Eylül kurumlarına da yer olmamalı"
bianet'in sorularını yanıtlayan Elçi, "Peki nasıl bir anayasa?" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
- Anayasada hiçbir kişiyi, kurumu kapsayan bir kavram yer almamalı.
- Anayasa hiçbir kesimi kayırmamalı. Bütün vatandaşlara eşit mesafede olmalı. Herkesin hakkını, hukukunu güvence altına almalı. Herkesi kucaklamalı ve herkesin "Bu benim anayasamdır" diyebileceği bir yapıda olmalı.
- Türk milliyetçiliği temeline oturtulmuş bir anayasa olmamalı. Mevcut anayasadaki vatandaşlık kavramı, değiştirilmeli. Tüm vatandaşları Türk kabul eden anlayış, hem haksızlık hem de hukuki sahtekarlıktır.
- Şu anda mevcut Anayasaya hâkim olan Atatürk ilke ve inkılâplarına kesinlikle vurgu yapılmamalı. Çünkü Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ile çağdaş demokrasiyi bağdaştırmak mümkün değildir.
- Toplumun çoğulcu yapısına uygun, çoğulculuğu benimseyen bir anayasa olmalı. Çağdaş demokrasiye uygun olarak katılımcı olmalı. Bunun için de ademi merkeziyetçi olmayan bir yönetim modeli mutlaka benimsenmeli.
- Özgürlükçü olmalı. Özgürlükçü karakterdeki anayasalarda, kesinlikle yasaklanmayan her şey serbesttir. Yasaklar, açık ve net bir biçimde belirtilmiştir.
- Sivil, demokratik bir anayasa olmalı. Böyle bir anayasada Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Yüksek Askeri Şura (YAŞ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurulların varlığı tartışma konusu bile yapılamamalı. Zaten Anayasanın ruhu özgürlükçü, demokratik, sivil, çoğulculuğu benimseyen bir anlayışla şekillendiğinde, bu kurumların tamamı kendiliğinden tasfiye olacaktır. (BB/EÖ)