*Fotoğraf: AA - Elazığ depremi sonrası kurulan çadırlar
Elazığ'daki sivil toplum kuruluşları Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nda (TSO) bir araya gelerek, kentin afet bölgesi ilan edilmesi talebini kamuoyuyla paylaştı.
Basın toplantısına bünyesinde 197 sivil toplum kuruluşunun bulunduğu Elazığ STK Platformu ve Elazığ Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatifi başkanları katıldı. Elazığ TSO Başkanı Asilhan Arslan, “Yaklaşık 400 bin olan il merkez nüfusumuzun neredeyse 100 bini çadırlarda, arabalarda, akraba ve yakınlarının yanında ya da kumu kurumlarının sağlamış olduğu imkanlardan yararlanarak barınma sorununu çözmeye çalışmaktadır" dedi. Kentin en büyük sorununun barınma olduğunu belirten Aslan, özetle şunları söyledi:
"Afet bölgesi şartları fazlasıyla oluşturuldu"
"Deprem sonrası devletimiz tüm imkanları ile Elazığ için seferber olmuş ve çok kısa bir süre içerisinde de Mücbir Sebep Hali İlan edilmiştir. Bu destek elbette çok değerli ve önemlidir. Ancak, ilin yaralarının sarılması üç aylık bir öteleme ile çözülebilecek bir husus asla değildir. İlin afet bölgesi olması öncelikli konumuzdur.
"İlimizin yaşamış olduğu bu ağır felaketin yaralarının sarılması ve başta işletmelerimizin ve tüm halkımızın geleceğe güvenle bakabilmeleri açısından Elazığ’ın Afet Bölgesi olarak ilan edilmesi yaşamış olduğumuz süreç içerisinde zaruret haline gelmiştir.
"7269 Sayılı Kanuna göre, Afet Bölgeleri bir yerde her an deprem, toprak kayması, sel, yangın, kaya düşmesi ve çığ gibi doğal olayların gerçekleşebileceğini göstermektedir. Bir bölgenin afet bölgesi olarak ilan edilebilmesi için bazı şartları sağlaması gerektiği yine ilgili yasada belirlenmiş olup; ilimizde 100 bin insanımızın barınma noktasındaki yaşamış olduğu sorun ve toplam bina stokumuzun neredeyse yüzde 70’nin deprem yönetmeliğinden önce yapılmış olması nedeniyle ilimiz maalesef Afet Bölgesi şartlarını fazlasıyla oluşturmuş durumdadır.
"Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz tarafından depremden sonraki iki günlük sürede yapılan saha taramalarında ise İlimizdeki Yıkık, Ağır Hasarlı, Hasarlı ve Onarılamaz durumdaki bina sayısı yaklaşık 5 bin olarak belirlenmiştir. Evinden olmuş 100 binin üzerindeki vatandaşımız büyük mağduriyet içindedir.
"Bu büyük nüfus kitlesinin tümü risk altında yaşamaktadır. Hayatları zorlaştığı gibi her iki ildeki tüm ekonomik ve ticari hayat ta olumsuz şekilde etkilenmiştir. İleriki günlerde ise domino etkisi ile bölge insanının tümü bu olumsuzluklar ile karşı karşıya kalacaktır." (SO/DB)